14. Hukuk Dairesi 2019/1998 E. , 2020/3098 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 27.12.2012 gününde verilen dilekçe ile temliken tescil, davalı-karşı davacı vekili tarafından da karşı davalı aleyhine 11.06.2013 tarihli dilekçe ile elatmanın önlenmesi ve yıkım; 2. kademede tazminat ve eski hale getirme talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; temliken tescil talebi yönünden açılan davanın kabulüne, karşı davada elatmanın önlenmesi, kal ve pencerelerin kapatılması isteminin reddine, asıl davada tecavüzlü kısmın bedeli ile ilgili hüküm kurulduğundan bu hususta hüküm kurulmasına yer olmadığına dair verilen 07.02.2019 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı-karşı davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Asıl dava, TMK’nın 725. maddesine dayalı tapu iptali tescil; karşı dava elatmanın önlenmesi ve yıkım, ikinci kademede tazminat ve eski hale getirme istemine ilişkindir.
Davacılar-karşı davalılar vekili, müvekkillerinin maliki olduğu kat mülkiyetine tabi 2256 ada 433 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan 11 bağımsız bölümlü binanın, davalının maliki olduğu komşu 186 parsel sayılı taşınmaza taşkın şekilde ve fakat iyiniyetli olarak yapılmış olduğunu ileri sürerek uygun bir bedel karşılığında taşkın kısmın bulunduğu arazi parçasının tapu kaydının iptali ile müvekkilleri adına tescilini talep etmiştir.
Davalı-karşı davacı vekili, asıl davanın reddini savunmuş; karşı davada ise tecavüzlü kısma ilişkin elatmanın önlenmesi ve yıkım isteminde bulunmuş, olmadığı taktirde taşkın kısmın tazmini ile davacılara ait 433 parselde bulunan binadaki mimari projeye aykırı yapılan pencerelerin kapatılmasını istemiştir.
Mahkemece, asıl davanın kabulü ile 186 parsele 3,07 m2"lik tecavüzlü kısmın davalı adına kayıtlı tapusunun iptali ile 433 parsele tevhit edilmek suretiyle davacılar adına tesciline, depo edilen 51.576,00 TL tazminatın davalıya ödenmesine; karşı davada elatmanın önlenmesi ve yıkım isteminin reddine, tazminat istemi yönünden asıl davada karar verildiğinden yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına, ayrıca 433 parsel üzerinde bulunan binanın 1. kattaki aydınlatma boşluğuna açılan pencerenin kapatılarak eski hale getirilmesine asıl davanın kabulü ile 186 parsele 3,07 m2"lik tecavüzlü kısmın davalı adına kayıtlı tapusunun iptali ile 433 parsele tevhit edilmek suretiyle davacılar adına tesciline, depo edilen 51.576,00 TL tazminatın davalıya ödenmesine; karşı davada elatmanın önlenmesi ve yıkım isteminin reddine, tazminat istemi yönünden asıl davada karar verildiğinden yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına, ayrıca 433 parsel üzerinde bulunan binanın 1. kattaki aydınlatma boşluğuna açılan pencerenin kapatılarak eski hale getirilmesine dair verilen ilk kararın davacılar-karşı davalılar vekili tarafından karşı dava yönünden temyiz edilmesi üzerine; Dairemizin 05.04.2017 tarih ve 2015/3244 E, 2017/2804 K sayılı ilamıyla; "... Her ne kadar davalılar-karşı davacılar temyiz isteminde bulunmamış iseler de, taşkın kısmın ifrazı hususu imar mevzuatıyla ilgili olup kamu düzenini ilgilendirdiğinden mahkemece re"sen göz önünde bulundurulması gerektiği dikkate alınarak tarafların taşınmazları yönünden ifraz ve tevhit imkanının bulunup bulunmadığı hususunda Belediye Encümeninden karar alınması gerekirken Zeytinburnu Belediyesi İmar ve Şehircilik Müdürlüğünün 10.06.2014 tarihli yazı cevabına göre ifraz ve tevhidin mümkün olduğu yönündeki görüşü ile yetinilerek karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Bunun yanısıra, komşuluk hukukuna aykırılığın giderilmesi istemiyle ilgili olarak ileri sürülen salt imara aykırılık iddiası da idare hukukunu ilgilendiren bir husustur. Bu durumda mahkemece yapılması gereken iş, yukarıda açıklanan ilkeler ışığında, davalı-karşı davacıların komşuluk hukuku açısından ne gibi zararlarının bulunduğunu tespit etmek suretiyle bu zararların ne şekilde önlenebileceğini araştırmaktır.
Mahkemece, bu hususlar göz önünde bulundurulmaksızın, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu nedenlerle hükmün bozulması gerekmiştir." gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda; asıl davanın kabulü ile 186 parsel sayılı taşınmazda 3,07 m2"lik tecavüzlü kısmın davalı adına kayıtlı tapu kaydının iptali ile 433 parsel sayılı taşınmaza tevhit edilmek suretiyle davacılar adına tesciline, karar kesinleşince depo edilen 51.576,00 TL tazminatın nemalarıyla davalıya ödenmesine; karşı dava yönünden elatmanın önlenmesi ve kal isteminin reddine, asıl davada tecavüzlü kısmın bedeliyle ilgili hüküm kurulmuş olduğundan yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına, karşı davalıların binasındaki ve karşı davacının binasına bakan taraftaki pencerelerin kapatılması isteminin reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı-karşı davacı vekili temyiz etmiştir.
1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya kapsamına göre davalı-karşı davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Davalı-karşı davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince;
Mahkemece; davalı-karşı davacının elatmanın önlenmesi ve kal istemine ilişkin karşı davasının reddine karar verilmiş ise de, reddin gerekçesi taşkın olan kısmın davacı adına tescil edilmesine dayalı olup karşı davacının bahse konu davayı açmasında kendisine atfedilecek bir kusur bulunmamaktadır. Bu nedenle karşı davanın reddi gerekçesiyle, davalı-karşı davacı aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiş olup, bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HUMK"nın 438/7. maddesi gereğince hüküm sonucunun aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte yazılı nedenlerle davalı-karşı davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte yazılı nedenlerle davalı-karşı davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 9 numaralı bendinin hüküm fıkrasından çıkartılmasına, hükmün DEĞİŞTİRİLMİŞ ve DÜZELTİLMİŞ bu şekliyle ONANMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12.03.2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.