Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/5514
Karar No: 2016/9983
Karar Tarihi: 16.06.2016

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2016/5514 Esas 2016/9983 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2016/5514 E.  ,  2016/9983 K.

    "İçtihat Metni"


    Mahkemesi :İş Mahkemesi


    Dava, resmî olarak boşandığı eşiyle, fiilen birlikte yaşadığı gerekçesiyle kesilen yetim aylığının, yeniden bağlanması istemine ilişkindir.
    Mahkemece, ilâmda belirtildiği şekilde, davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi:
    Hakkında verilen ilk boşanma kararı 16.02.2009 tarihinde kesinleşen davacıya, babası üzerinden hak sahibi kız çocuğu sıfatıyla bağlanan ölüm aylığının, eşiyle fiilen birlikte yaşadığının belirlendiği gerekçesiyle kesilerek 01.03.2009 ile 25.06.2010 tarihleri arasında yersiz ödenen aylıklar nedeniyle borç tahakkuk ettirildiği, tarafların 05.05.2010 tarihinde tekrardan evlendikleri ve akabinde 09.09.2014 tarihinde yeniden boşandıkları, boşanma sonrası davacının 12.09.2014 tarihinde babası üzerinden yeniden ölüm aylığı bağlanmasını talep ettiği, Kurumca, talebin boşandığı eşiyle aynı evde beraber yaşadığının tespit edildiğinden bahisle, reddedildiği, anlaşılmaktadır. Davacı iş bu dava ile 12.09.2014 tarihli dilekçesine istinaden ölüm aylığı bağlanmasını talep etmiş, mahkemece de davanın kabulüne karar verilmiştir.
    506 sayılı Kanunun ölüm sigortası hükümlerinin düzenlendiği bölümü içerisinde yer alan ve “Eş ve çocuklara aylık bağlanması” başlığını taşıyan 68. maddesi olup, hak sahibi kız çocukları yönünden maddenin (I) numaralı bendinde aylık bağlama koşulları, (VI) numaralı bendinde aylık kesme nedenleri açıklanmıştır. 5510 sayılı Kanunun 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 32. maddesinin ikinci fıkrasında ise; ölüm aylığının, en az 1800 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş veya 4. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılanlar için, her türlü borçlanma süreleri hariç en az 5 yıldan beri sigortalı bulunup, toplam 900 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş durumda iken ölen sigortalının hak sahiplerine, yazılı istekte bulunmaları halinde bağlanacağı öngörülmüştür.
    Diğer yandan, 5510 sayılı Kanun’un 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 56. maddesinin 2. fıkrasında, eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıklarının kesileceği, bu kişilere ödenmiş olan tutarların, 96. madde hükümlerine göre geri alınacağı yönünde düzenleme yapılmıştır. Aynı şekilde, yetim aylığının muvazaalı bir boşanma olmaksızın haksız şekilde kesildiği iddiası ile ilgili de kesilen yetim aylıklarının yeniden bağlanması talepli davaları
    Kurum’a yöneltebilmektedirler. Bu tür davalarda eylemli olarak birlikte yaşama olgusunun tüm açıklığıyla ve özellikle taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu dönem yönünden ortaya konulması önem arz etmektedir.
    İnceleme konusu davada; 12.09.2014 tarihli dilekçesine istinaden tarafına yeniden ölüm aylığı bağlanmasını talep ettiği, bu nedenle mahkemece inceleme konusu dönemin 09.09.2014 tarihi sonrası olduğu nazara alınarak, öncelikle davacının resmi olarak boşandığı eşiyle 09.09.2014 tarihi sonrasında fiilen birlikte yaşamaya devam ettiğine dair Kurum tarafından her hangi bir tespit yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise bu tespite ilişkin varsa denetmen raporu vb. evraklar dosyaya celp edilmeli, daha sonra adres bilgileri raporuna göre davacının 09.09.2014 tarihinden sonra ikamet ettiği..., eski eşinin ise ... adreslerinde ikamet ettikleri göz önünde bulundurularak, belirtilen adreslerde muhtar ile resen tespit edilecek kişilerden (köy imamı, çevre esnaf, komşular vb.) kanaat edinmeye yetecek kadarının tanık sıfatıyla bilgi ve görgülerine başvurulmalı, belirtilen adreslerde tarafların fiilen birlikte yaşayıp yaşamadıklarının tespiti amacıyla ayrıntılı kolluk araştırması yaptırılmalı, davacı ile boşandığı eşinin yerleşim yerlerinin saptanmasına ilişkin olarak; medula sisteminde kayıtlarda görülen adresler ilgili sağlık kuruluşlarından istenilmeli, varsa çalışmaları nedeniyle resmi/özel kurum ve kuruluşlara verilen belgelerde yer alan adresler dikkate alınmalı, tüm bu hususlar tespit edildikten sonra, “boşanılan eşle uyuşmazlık konusu dönemde eylemli olarak birlikte yaşama” olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediği toplanan kanıtlar ışığı altında yeniden değerlendirilmeli, diğer yandan hak sahipliği sıfatı yönünden, ölüm sigortasından aylık tahsislerinde yasal mevzuat ve aylık bağlama koşulları kendi içerisinde ayrıştırılmalı, sigortalıya ait şartlar sigortalının ölüm günü itibarıyla yürürlükte olan yasal mevzuat kapsamında değerlendirilmeli, hak sahiplerine ilişkin koşullar ise hak sahipliği sıfatının kazanıldığı tarihte yürürlükte olan yasal düzenlemeler çerçevesinde irdelemeye tabi tutulmalı, bununla birlikte, kanun koyucu tarafından daha sonra gerçekleştirilen lehe yasal değişikliklerden de hak sahiplerinin faydalandırılması gerektiği, dikkate alınmalıdır.
    Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin, eksik araştırma ve yanılgılı inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 16.06.2016 gününde oy birliğiyle karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi