19. Ceza Dairesi Esas No: 2015/4834 Karar No: 2015/2446 Karar Tarihi: 08.06.2015
Marka Hakkına Tecavüz - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2015/4834 Esas 2015/2446 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Antalya 3. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen bir davada sanık, farklı firmalar adına tescilli markaların taklidi olan ürünlerin bulunması sebebiyle Marka Hakkına Tecavüz suçlamasıyla yargılanmıştır. Türk Patent Enstitüsü'nün katılığıyla tescil belgeleri getirtilen bir firma adına kayıtlı markaların bulunduğu ancak diğer katılık adına kayıtlı marka tescil belgelerinin getirtilmediği anlaşılmıştır. Bu sebeple sanık hakkında TCK 43/2 maddesinin uygulanma olanağı tartışılmadan ele alınması gerektiği belirtilmiştir. Ayrıca, CMK 231/5. madde ve fıkrası gereğince suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın giderilmesi durumunda hükmün açıklanmasının geri bırakılması söz konusu olabileceği vurgulanmıştır. Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 2008/11-250 Esas, 2009/13 sayılı kararına göre, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının bir objektif koşulu olan zararın maddi zarar olduğu ve bu zararın tespit edilebilmesi için teknik bilgiye ihtiyaç duyulmadığı belirtilmiştir. Ancak, dosyadan, katılanın marka hakkının ihlali sebebiyle meydana gelen zararın basit bir araştırma ile tespit edilemeyecek nitelikte olduğu ve tespit edilmiş
19. Ceza Dairesi 2015/4834 E. , 2015/2446 K.
"İçtihat Metni"
Tebliğname No : 7 - 2012/103367 MAHKEMESİ : Antalya 3. Asliye Ceza Mahkemesi TARİHİ : 16/12/2011 NUMARASI : 2011/339 (E) ve 2011/649 (K) SUÇ : Marka Hakkına Tecavüz
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, başkaca nedenler yerinde görülmemiştir. Ancak; 1- Aynı gün sanığın işyerinde yapılan aramada farklı firmalar adına tescilli markaların taklidi olan ürünlerin bulunması karşısında, Türk Patent Enstitüsünden katılan P... A... R...D... Sport adına kayıtlı marka tescil belgeleri getirtilmiş ise de, diğer katılan H.. L... adına kayıtlı marka tescil belgeleri getirtilmediği anlaşılmakla, bu katılan adına kayıtlı marka tescil belgeleri de getirtilerek, sonucuna göre sanık hakkında TCK"nın 43/2 maddesinin uygulanma olanağının tartışılmaması, 2- 5271 sayılı CMK"nın 231. maddesinde düzenlenen "suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararı aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi" ve diğer objektif ve subjektif koşulların varlığı halinde, CMK"nın 231/5. madde ve fıkrası gereğince, sanık hakkında aynı yasanın 231/6-c maddesi de değerlendirilerek tespit edilen söz konusu zararın giderilmesi durumunda hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebileceği anlaşılmaktadır. Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 03.02.2009 tarih ve 2008/11-250 Esas, 2009/13 sayılı kararında; "hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının objektif koşullarından biri olan zarardan kast edilen maddi zarar olup, bu zararın belirlenmesinde teknik bilgiye ihtiyaç duyulmayan hallerde hakim, kanaat verici basit bir araştırma yaparak zararı belirlemelidir." denilmektedir. Bu ilkeler çerçevesinde her olaya özgü ayrı değerlendirme yapılarak, maddi zararın kanaat verici basit bir araştırma ile tespit edilebilmesi gerekir. Dosya kapsamından katılanın marka hakkının ihlali suretiyle meydana gelen zararın basit bir araştırma ile tespit edilebilecek zarar niteliğinde olmadığı ve dosyaya yansıyan katılanın tespit edilmiş bir zararı bulunmadığı ve 556 sayılı Kanun hükmünde Kararnamenin 5833 sayılı Kanun ile değişik 61/A-son maddesi gereğince etkin pişmanlık hükümleri öngörüldüğünden, uzlaşma hükümlerinin uygulanamayacağı gözetilmeden, mahkemece "sanığın müdahil tarafın zararın karşılamadığı ve uzlaşma sağlanamadığı" gerekçesiyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi, Kanuna aykırı ve O Yer Cumhuriyet Savcısının temyiz nedenleri ile tebliğnamedeki düşünce kısmen yerinde görüldüğünden HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 08.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.