13. Hukuk Dairesi 2012/24339 E. , 2013/5063 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı esas ve birleşen davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalının açtığı 12.04.1999- 31.12.2003 tarihleri arasını kapsayan 5 ayrı posta dağıtım ve temizlik ihalelerini aldıklarını, asgari ücretin dışında sigorta pirimine esas taban aylığın yasa ile artırılması sonucu ,SSK primine esas taban aylığın artışından doğan prim farkları nedeniyle 53.350,21 TL fazla ödemede bulunduklarını belirterek asıl ve birleşen davaya konu 14.370,90 TL ve 18.069,05 TL"nin davalıdan tahsilini talep etmeştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece asıl ve birleşen davanın kabulüne karar verilmiş,hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı tarafın aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Taraflar arasında 28.07.2003- 31.12.2003 tarihleri Arasındaki döneme ilişkin özel hukuk hükümlerine göre sözleşme serbestisi kapsamında yapılmış bir sözleşme bulunduğu hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Bu durumda dava konusu sözleşmenin uygulanmasından kaynaklanan uyuşmazlıklarında sözleşme hükümleri uyarınca çözümlenmesi gerekir. 28.07.2003 tarihinde imzalanan sözleşmenin eki niteliğinde bulunan tip şartnamenin Mali Hükümler başlıklı 10.maddesinin f bendinde;“ ...Ancak 506 sayılı yasaya göre alınacak prim ve verilecek ödenekler ile bağlanacak gelir ve aylıkların hesaplanmasında esas alınacak gösterge ve üst gösterge tablolarının değiştirilmesi nedeniyle prim esas aylık alt sınırının artması halinde işverence karşılanması gereken primden kaynaklanan fark ödenmeyecektir.” hükmü bulunmakta olup, az yukarıda açıklandığı üzere sözleşmenin eki niteliğinde bulunan şartnamenin bu hükmü tarafları bağlar. Her ne kadar 31.12.2002 tarihli Resmi Gazete"de yayınlanan 24.12.2002 tarihli Bakanlar Kurulu kararının 8.maddesinde sigorta primi alt sınır artışından kaynaklanan fark ve bu farklara ait işsizlik ödeneğinin yükleniciye ödeneceği belirtilmişse de, davacının imzaladığı sözleşmenin az yukarıda anılan Bakanlar Kurulu kararı yürürlükte iken imzalandığı anlaşıldığından, tacir olması nedeniyle basiretli bir tüccar gibi hareket etmesi gereken davacının, Bakanlar Kurulu kararı yürürlükte olmasına rağmen imzaladığı sözleşmenin eki niteliğinde bulunan tip şartnamenin 10.maddesi uyarınca talepte bulunması olanaksızdır. Bir başka deyişle, sözleşme eki şartnamenin 10.maddesini, anılan Bakanlar Kurulu kararı yürürlükte olmasına rağmen, kabul ederek imzalayan davacı taraf tip şartnamenin 10.maddesine aykırı bir biçimde talepte bulunamaz. Mahkemece değinilen bu yönler gözetilerek, davacının bu kısma ilişkin talebinin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde bu kısım yönünden de davanın kabulüne karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırıdır. Bozmayı gerektirir.
3-Mahkemece istihkakların tahakkuk ettiği tarihten itibaren faiz uygulanmasına karar verilmiştir. BK"nun 101/ilk maddesi uyarınca muaccel bir borcun borçlusu alacaklının ihtarıyla mütemerrit duruma düşer Davacı, dava tarihinden önce davalıyı temerrüde düşürdüğünü iddia ve ispat etmediği için dava dilekçesi ile talep edilen kısma dava tarihinden, ıslah dilekçesi ile artırılan kısmada ıslah tarihinden itibaren faiz uygulanması gerekirken yazılı şekilde karar verilmiş olması da usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle; davalının diğer temyiz itirazlarının reddine, 2 ve 3 numaralı bentler uyarınca temyiz olunan kararın davalı yararın BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 4.3.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.