16. Hukuk Dairesi 2017/1444 E. , 2020/568 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca duruşmalı olarak incelenmesi istenilmekle; duruşma için belli edilen 18.02.2020 gün ve saatte temyiz eden Orman Genel Müdürlüğü vekili Avukat ...,... ile aleyhine temyiz istenilen ... ve diğerleri vekili Avukat ..., Hazine vekili Avukat ... geldiler. Gelenlerin yüzlerine karşı duruşmaya başlandı. Tarafların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmanın bittiği bildirildi. Süresi içinde inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu. GEREĞİ
GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında, ... İlçesi ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 181 ada 58 parsel sayılı 41.683,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, önce tarla niteliğiyle tapu kaydına dayalı olarak ... adına tespit edilmiş, Orman İdaresi tarafından açılan tespite itiraz davası sonucunda 1996 yılında orman niteliği ile Hazine adına hükmen tescil edilmiştir. Bu arada bölgede 6831 sayılı Yasa uyarınca 1990 yılında yapılan 2/B çalışması sonucunda taşınmazın bir bölümü orman sınırları dışına çıkarılmış, bu husus 2010 yılında tapu kaydının beyanlar hanesine yazılmıştır. Davacılar ... mirasçıları, çekişmeli parselin kendi fiili kullanımlarında olduğunu ileri sürerek adlarına zilyetlik şerhi verilmesi istemiyle dava açmışlardır. Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen önceki günlü karar Dairemizce; "davanın kullanım kadastrosuna itiraz niteliğinde olduğu, her ne kadar, dava konusu taşınmazın tapu kaydının beyanlar hanesinde taşınmazın, 6831 sayılı Yasa"nın 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırı dışına çıkarıldığı şerhi bulunmakta ise de; çekişmeli taşınmazın halen “orman” niteliğiyle Hazine adına tapuda kayıtlı olduğu, ormanların mülkiyeti Hazineye, kullanım hakkı ise Orman Genel Müdürlüğüne ait olduğundan aralarında zorunlu dava arkadaşlığının bulunduğu, taraf teşkilinin dava şartlarından olup, bu şart sağlanmadan davanın esasına girilemeyeceği, zorunlu hasım olan Orman İdaresine husumet yöneltilmeden, bir başka ifade ile davada taraf teşkili sağlanmadan yargılama yapılarak hüküm tesisinin isabetsiz olduğu" belirtilerek sair hususlar incelenmeksizin usulden bozulmuştur. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli 181 ada 58 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan fındık ağaçlarının davacıların kullanımında olduğunun tespitine, bu hususun tapunun beyanlar hanesine işlenmesine karar verilmiş; hüküm, davalı ... İdaresi tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, dava konusu taşınmazın 2010 yılında yapılan kullanım kadastrosu ile orman sınırları dışına çıkarıldığı gerekçesi ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de varılan sonuç dosya kapsamına uygun bulunmamaktadır. Çekişmeli taşınmaz, tesis kadastrosu ile önce davacıların murisi ... adına tespit edilmiş ise de Kadastro Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda hükmen orman niteliği ile Hazine adına tesciline karar verilmiş ve hükmün 19.11.1996 tarihinde kesinleşmesi ile tapu kaydı oluşmuştur. Anılan yargılama sırasında bölgede 1990 yılında 6831 sayılı Yasa"nın 2/B maddesi uyarınca yapılan ve 1991 yılında kesinleşen çalışma ile taşınmazın bir bölümünün orman sınırları dışına çıkarıldığı ve Kadastro Müdürlüğünce gönderilen 15.09.2014 tarihli yazıda, taşınmazın 2009 yılında bölgede yapılan kullanım kadastrosu sırasında taşınmazın davalı olması nedeniyle güncellemesinin yapılmadığının bildirilmesine rağmen, tapunun beyanlar hanesine 24.08.2010 tarihinde Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığı şerhinin işlendiği anlaşılmaktadır. Oysa ki; dava konusu taşınmazın 19.11.1996 tarihinde hükmen orman olarak tescil edilmesi karşısında, idarece taşınmazın niteliği hakkında Kadastro Mahmekesinde dava görüldüğü gözden kaçırılarak 1991 yılında 6831 sayılı Yasa"nın 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarma işlemi yapılmasının hukuken yok hükmünde bulunduğu açıktır. Nitekim; 2009 yılında yapılan güncelleme sırasında da güncelleme listesinde taşınmazın niteliğinin orman olarak belirtildiği, bu nedenle kullanıcı yönüyle herhangi bir belirlemenin yapılmadığı anlaşılmaktadır. Diğer yandan, davalı ... İdaresi temyiz dilekçesinde, tapunun beyanlar hanesine sehven konulan 2/B şerhinin kaldırıldığını belirtmesi nedeniyle temyiz incelemesi sırasında UYAP ortamından alınan tapu kaydında artık 2/B şerhinin olmadığı görülmektedir.
Hal böyle olunca; mahkemece, dava konusu taşınmazın orman niteliğinin kesinleştiği 19.11.1996 tarihinden sonra idarece yapılmış orman sınırları dışına çıkarma işlemimin bulunmadığı, 2009 yılında yapılan güncellemenin orman sınıları dışına çıkarma işlemi niteliğinde bulunmayıp, önceden orman sınırları dışına çıkarılmış taşınmazlar hakkında 3402 sayılı Yasa"nın Ek-4. maddesi uyarınca kullanıcı şerhine ilişkin bunduğu ve bu nedenle de çekişmeli taşınmaz hakkında güncelleme yapılmadığı, güncelleme listesinde de orman niteliğinin yazıldığı, diğer bir anlatımla; çekişmeli taşınmazın hukuken orman niteliğinde bulunduğu gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken, delillerin takdirinde hataya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, Orman İdaresinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, Yargıtay duruşması için belirlenen 2.540,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, duruşmada kendisini vekil ile temsil ettiren davalı tarafa verilmesine,
yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18.02.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.