Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/156
Karar No: 2015/12885

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2015/156 Esas 2015/12885 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2015/156 E.  ,  2015/12885 K.
"İçtihat Metni"


İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Aşkale (Kapatılan) Kadastro Mahkemesi
TARİHİ : 23/06/2011
NUMARASI : 2008/18 - 2011/68
DAVACILAR : D.. K.. ve Ark.
DAVALILAR : Hazine - Orman Yönetimi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar F.. K.., R.. K.. ve M.. K.. tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Gürkaynak Köyünde 2008 yılında 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesi hükümlerine göre yapılan kadastro çalışmalarında, 104 ada 5 parsel sayılı 1918104,41 m2 yüzölçümlü taşınmaz orman olarak sınırlandırılmıştır.
Davacı D.. K.., kısmî ilân süresi içinde zilyetliğe dayalı olarak açtığı dava ile kendilerine ait taşınmazların çekişmeli taşınmaz içinde kaldığını iddia ederek, sınırlamanın iptali ile babasının ve amcalarının mirasçıları adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davacı M.. K.., M.. K.., R.. K.. ve F.. K.. ayrı ayrı tapu kayıtlarına dayalı olarak açtıkları davalar ile, kendilerine ait taşınmazların çekişmeli taşınmaz içinde kaldığını iddia ederek, sınırlamanın iptali ile adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir.
Mahkemece davalar birleştirilerek yapılan yargılama sonunda, davacı M.. K.."nın verilen kesin süre içinde keşif avansını yatırmadığı gerekçesiyle davasının reddine ve kadastro müdürlüğünce re"sen tutanağı gönderilen komşu 104 ada 35 nolu taşınmazın tespit gibi tesciline, davacı M.. K.."nın dava konusu yaptığı, bilirkişi raporuna ekli krokide (A), (B) ve (C) harfleri ile gösterilen taşınmazların eylemli olarak orman oldukları, davacının dayandığı K.Sani 339 Daimi 40 numaralı tapu kaydının, yerel bilirkişi beyanları doğrultusunda, (A) ve (B) harfi ile gösterilen taşınmazlara bir bütün halinde uyduğu, 339 Daimi tarih ve 39 numaralı tapu kaydının, yerel bilirkişi beyanları doğrultusunda (C) harfi ile gösterilen taşınmaza uyduğu, tapu kayıtlarına göre davacının babası adına 2/6 hissenin bulunduğu, ancak davacının babasının, aralarında mirasçılık ilişkisi bulunmayan diğer hisse sahiplerinin hisselerine de zilyet olduğundan, bu hisselere tekabül eden tapunun hukukî değerini yitirdiği, 6831 sayılı Kanunun 1/2-F maddesi kapsamında kalan bu tapulu bölümün davacı adına tescili halinde, diğer hisselerin orman sayılacağı dikkate alındığında, davacının ormanda hisseli tapu sahibi olmasına neden olacağı, bu durumun Kadastro Kanunu ve Orman Kanunu ile bağdaşmayacağı, şu halde 2/6 hisseli tapunun da hukukî değerinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine ve kadastro müdürlüğünce re"sen tutanakları gönderilen komşu 104 ada 33 ve 61 sayılı taşınmazların tespit gibi tapuya tesciline, davacı F.. K.."nin dava konusu yaptığı, bilirkişi raporuna ekli krokide (B) ve (C) harfleri ile gösterilen taşınmazların eylemli orman oldukları, (B) harfi ile gösterilen taşınmaza uygulanan bila tarih, 91 numarada kayıtlı olan tapu kaydı ile (C) harfi ile gösterilen taşınmaza uygulanan bila tarih, 24 numarada kayıtlı tapu kaydının taşınmazlara aynen uyduğu, ancak (C) harfi ile gösterilen taşınmaza uygulanan tapu kaydı maliki B.. oğlu İ... A.."nın, davacının babası veya kendisi ile mirasçılık ilişkisinin bulunmadığı, (B) ile gösterilen taşınmaza uygulanan tapu kaydı maliklerinden olan davacının babası Haydar"a 1/10 hisse düştüğü, ancak davacının babasının kalan hisselere de zilyet olduğu, bu hisselere tekabül eden tapunun hukukî değerini yitirdiği, 6831 sayılı Kanunun 1/2-F maddesi kapsamında kalan bu tapulu bölümün davacı adına tescili halinde, diğer hisselerin orman sayılacağı dikkate alındığında, davacının ormanda hisseli tapu sahibi olamayacağı, şu halde 1 hisseli tapunun da hukuki değerinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine, davacı R.. K.."nın dava konusu yaptığı, bilirkişi raporuna ekli krokide (A), (B) ve (C) harfleri ile gösterilen taşınmazların orman sayılan yerlerden olduğu, (A) harfi ile gösterilen taşınmaza uygulanan Mart 316 Daimi tarih ve 147 numaralı tapu kaydının yerel bilirkişi beyanları doğrultusunda, taşınmaza aynen uyduğu, (B) harfi ile gösterilen taşınmaza uygulanan Rebiülahir 289 tarih ve 75/85 sıra noda kayıtlı tapu kaydının üç hudut ihtiva ettiği ve bu hudutlardan Borboroğlu olarak okunan hududun bilirkişilerce bilinemediği, (C) harfi ile gösterilen taşınmaza uygulanan Rebiülahir 289 tarih ve 123 sıra noda kayıtlı tapu kaydının iki hudut ihtiva ettiği dikkate alınarak, bu tapu kayıtlarının uygulanabilirliğinin bulunmadığından hukukî değerinin bulunmadığı, (A) harfi ile gösterilen taşınmaza uygulanan tapuda davacının dedesi M.. K.."nın 1 hissesinin bulunduğu, kalan bir hissesinin ise davacının dedesinin kardeşi Rıza"ya ait olduğu ve aralarında mirasçılık ilişkisi bulunmayan davacının babası tarafından kullanıldığından hukuki değerini yitirdiği, 6831 sayılı Kanunun 1/2-F maddesi kapsamında kalan bu tapulu bölümün davacı adına tescili halinde, diğer hissenin orman sayılacağı dikkate alındığında, davacının ormanda hisseli tapu sahibi olamayacağı, şu halde 1 hisseli tapunun da hukuki değerinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine, davacı D.. K.."ın dava konusu yaptığı, bilirkişi raporuna ekli krokide (A) harfi ile gösterilen yerde mavi ve yeşile boyalı bölümlerin eylemli orman olduğu, zilyetlikle kazanılamayacağı gerekçesiyle davanın reddine ve 104 ada 5 nolu taşınmazın tespit gibi tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacılar F.. K.., R.. K.. ve M.. K.. tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, orman kadastrosuna ve kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir.
Şöyle ki; temyize konu taşınmazlar R.. K.."nın dava ettiği 2008/16 sayılı birleştirilen davanın konusu olan (A), (B) ve (C) harfleri ile işaretli; M.. K.."nın dava ettiği 2008/19 sayılı birleşen davanın konusu olan (A), (B) ve (C) harfleri ile işaretli ve F.. K.."nin dava ettiği 2008/23 sayılı davanın konusu olan (B) ve (C) harfleri ile işaretli sırasıyla 21321 m2, 1639 m2, 19254 m2, 26345 m2, 24539 m2, 16114 m2, 5254 m2 ve 9088 m2 yüzölçümlü taşınmazlar olup, tamamı 104 ada 5 parsel sayılı geniş orman parseli içinde yeralmakta; bir kısmı gerçek kişiler adına tespit edilen tarım arazileri ile sınır teşkil etmektedir. Mahkemece taşınmazların eylemli orman ve orman sayılan yerlerden olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkemece hükme esas alınan uzman bilirkişi raporu incelendiğinde, çekişmeli taşınmazların 1958 yılı memleket haritasında açık, yer yer çalılık rumuzlu yerlerden olduğu, 2007 tarihli haritada ise sonradan ormanlaşması nedeniyle kısmen yeşil alanda görüldüğü, üzerlerinde 15-20 yaşlarında meşe ağaçları bulunduğu anlaşılmaktadır. Davacıların tutunduğu tapu kayıtları dosyaya getirtilmiş ise de; uygulamaları fen bilirkişi raporu üzerinde denetlenememekte, sınırlarının; yön belirtilmeksizin yazıldığı, meşelik gibi değişebilir ve genişletilmeye elverişli sınırlar içerdiği, eğimlerinin de yine değişken olduğu, mahkemece 2007 tarihli memleket haritasındaki konumlarına ve eylemli durumlarına bakılarak, tapu kayıtlarına da geçerlilik tanınmadan karar verildiği anlaşılmaktadır.
Tapu kaydının hukukî değerini koruması; işleme tâbi kayıt niteliğini kaybetmemesi demektir. Bunun için de kaydın öncelikle nizalı taşınmaza uyması; tapu maliki ile zilyet arasında ilgi kurulması gerekir. Ayrıca tapu kaydı kapsamında kalan yerlerin kayıt maliki ve ilgilisinin adına tespit edilebilmesi için, kaydın sınırları içerisinde kalan yerlerin hak sahibi tarafından kullanılmaya elverişli olması gerekir. Tapu kaydı somut davada olduğu gibi bağ, tarla
gibi ziraat arazisi için oluşturulmuş ise, ziraat yapılmayan ve yapılması mümkün olmayan yerlerin tapu kapsamında sayılmaması gerekir. Tapunun kapsamında hak sahibinin kullanmadığı, yani devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yer mevcut olduğu takdirde, tapuya devletin hüküm ve tasarrufu altında kalan yerleri dışarıda bırakacak şekilde sınırlı bir içerik tayin edilmesi zorunludur.
O halde; mahkemece yeniden yapılacak keşifte, yöreye ait 1958 yılına ait memleket haritası ile bunun yapımına esas alınan hava fotoğrafları kadastro paftası üzerine aplike edilmek suretiyle, öncesi itibarıyla orman olan kesimler belirlenmeli, öncesi itibarıyla orman sayılmayan ve sonradan ormanlaştığı iddia edilen yerler varsa, ağaç yaşı ile memleket haritasının tarihi karşılaştırılarak uzman bilirkişi raporlarının doğruluğu denetlenmeli, taşınmaz orman sayılmayan yerlerden ise, dayanılan tapu kayıtları ilk oluşumundan itibaren tüm gittileriyle uygulanmalı, her bir taşınmaza uyup uymadığı belirlenmeli, komşu parsellere ait kadastro tespit tutanakları ile tespiti kesinleşenlerin tapu kayıtları ve yine varsa tespitlerine esas alınan tapu kayıtları getirtilerek, çekişmeli taşınmaz yönünü ne olarak gösterdiği denetlenmeli, tapu kayıtları taşınmazlara uyuyorsa, genişletilmeye elverişli sınır içeren tapu kayıtlarının kapsamı 3402 sayılı Kadastro Kanununun 20/B-C ve 21. maddeleri gereğince miktarı ile geçerli olarak belirlenmeli, kayıt kapsamında kullanılmayan yer varsa, kapsam dışında tutulmalı, taşınmazlar öncesi itibarıyla orman sayılan yerlerden ise tapu kaydı uysa bile, 4785 sayılı Kanun gereğince hiç bir bildirime gerek olmadan devletleştirildiği ve hukukî değerini kaybettiği, devlet ormanına bitişik olması nedeniyle de 5658 sayılı Kanun uyarınca iadeye tâbi olmayacağı kabul edilmeli, aynı cümleden olarak tapu kaydının miktar fazlasının kazandırıcı zamanaşımı zilyedliği yolu ile kazanılıp kazanılamayacağı tartışılmalı, tapu kayıtları uymazsa taşınmazların bir bölümü dört sınır itibarıyla 104 ada 5 parsel sayılı orman parseli ile çevrili olduğundan, 6831 sayılı Kanunun 17/2. maddesi gereğince orman içi açıklık konumunda olacağı ve sürdürülen zilyedliğin süresi ve şekli ne olursa olsun özel mülkiyete konu edilemeyeceği düşünülmeli, bundan sonra elde edilecek delillere göre karar verilmelidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacıların temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 21/12/2015 günü oy birliğiyle karar verildi.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi