16. Hukuk Dairesi 2017/1177 E. , 2020/566 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca duruşmalı olarak incelenmesi istenilmekle; duruşma için belli edilen 18.02.2020 gün ve saatte temyiz eden ... ve diğerleri vekili Avukat ... geldi. Aleyhine temyiz istenilen taraftan gelen olmadı. Gelenlerin yüzlerine karşı duruşmaya başlandı. Sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmanın bittiği bildirildi. Süresi içinde inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu. GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucunda, ... İlçesi ... Mahallesi çalışma alanında bulunan ... ada 1 parsel sayılı 24.700,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği, miras yoluyla gelen hak ve pay satışı nedeniyle 4’er pay davacı ..., ... ve ..., dava dışı ...,... 15 pay davalı ..., 5 pay davalı ... adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacılar ...,... ve ..., taşınmazın miras bırakanları ...oğlu ..."dan mirasçılarına intikal ettiğini, mirasçılar arası temlikler sonucu oluşan gerçek payların kadastro sırasında adlarına tespit edilen paylardan daha fazla olduğunu ileri sürerek, davalılar ... ve ... üzerindeki fazla payların iptali ile adlarına tescili istemiyle dava açmışlardır. Mahkemece davanın reddine dair verilen önceki günlü kararın temyizi üzerine, Yargıtay 8.Hukuk Dairesince; davacıların dilekçelerinde tapudaki paylarının gerçekte olduğundan az gösterildiğini bildirmiş ve payların düzeltilmesini istemişlerse de, davalılar üzerindeki payların hangi oranda iptalini istediklerini açıkça bildirmedikleri belirtilerek, mahkemece, HUMK"nın 75, 213 ve 230. (HMK 25, 31, 169, 173) maddeleri gereğince davacılar vekilinin isticvabı ile dava dilekçesinin açıklattırılması; davalılar üzerindeki payların hangi nedenle ve ne oranda iptali ile davacılar adına tescilini talep ettiklerinin sorulması, fazlalık veya eksik payların neden, nasıl ve nereden kaynaklandığının, terekenin paylaşımından kaynaklanıp kaynaklanmadığının, sebep ve sonuçları ile birlikte belirlenmesi, alınacak beyanının HMK 154 (HUMK 151/3) maddesi gereğince imzasıyla onaylattırılması, ondan sonra toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gereğine değinilerek, sair hususlar incelenmeksizin usule ilişkin olarak bozulmuştur. Mahkemece bozma ilamına, uyularak yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, keşif sonrası düzenlenen raporda dosyaya sunulan tüm delillerin irdelendiği, bütün satış belgeleri ile veraset ilamlarının değerlendirildiği, bu nedenle söz konusu raporun hükme esas alınması gerektiği belirtilerek, davacıların davalıların hisselerine dair yöneltilen davanın yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamına uygun bulunmadığı gibi söz konusu raporun hükme esas alınması da mümkün değildir.
Öncelikle belirtmek gerekir ki; Mahkemece bozma ilamına uyulmakla, bozma ilamı lehine olan taraf yararına usuli müktesep hak oluşur. Bu hakkın zedelenmemesi için bozma gereklerinin eksiksiz yerine getirilmesi zaruridir. Çekişmeli ... ada 1 parsel sayılı taşınmazın, kök muris ... oğlu ...’a ait iken 1918 yılında ölümüyle mirasçılarına kaldığı, murisin eşi ...’nın ...,... payını 1958 tarihli senet ile murisin 1. eşi ...’den olma oğlu ...’e (davacıların babası) sattığı, murisin kızı ... ’ın (önceki soyadı ...) ise payını 1945 tarihli senet ile murisin 1.eşi ...’den olma diğer oğlu...’ya sattığı, böylece taşınmazın tam mülkiyetinin murisin oğulları olan ...ve...’ya geçtiği, ...’ün ölümüyle payının çocukları olan davacılar ile dava dışı diğer çocuklarına kaldığı (davacılardan ... dava dışı kardeşlerinin payını haricen satın aldığı dosyaya sunduğu noter senetlerinden anlaşılmaktadır), murisin oğlu ... ’nın ise bekar ve çocuksuz ölmesi nedeniyle mirasının kardeşleri olan ...,... mirasçılarına kaldığı anlaşılmaktadır. Dava konusu taşınmazda adına 15/40 pay tespiti yapılan davalı ... ise, kendisinin kök murisin kızı ...’ın ... dışındaki diğer mirasçılarından paylarını satın aldığını, bu nedenle tespitin doğru olduğunu savunmuş olup adı geçen davalının, dosyaya sunulan adi ve noterde yapılmış bulunan senetlerle tespit tarihinden 20 yıl 25 gün önce payları satın aldığı, zilyetliğin davalıya devredildiği, davalının da satın aldığı tarihten itibaren taşınmazın bir kısmında zilyetliğini sürdürdüğü, payı satın alınmayan ... mirasçısı ...’a da tespitte 5/40 pay verildiği, geri kalan 20/40 payın davacı ve kardeşleri adına yazıldığı tapu kaydının da bu paylar doğrultusunda oluştuğu anlaşılmaktadır.
Yukarıdaki anlatımlar doğrultusunda; murisin kızı ... ’ın miras payını kardeşi...’ya satmasından dolayı artık babasından gelen bir miras payının bulunmadığı, ancak kardeşi...’nın kendinden sonra 1971 yılında bekar ve çocuksuz ölmesi nedeniyle...’dan gelen miras payının ...’ın mirasçıları tarafından davalı ...’e satışının yapılabileceği açıktır. Ne var ki; mahkemece hükme esas alınan raporda tüm bu hususlar değerlendirilmemiş, özellikle ...’ın 1945 tarihli senet ile payını sattığı gözden kaçırılmış, senedin tarihi raporda "1975" tarihli olarak yazılmış; ancak içeriği raporda değerlendirilmemiş ve kök muris ...oğlu ...’ın, Medeni Kanunun yürürlüğe girmesinden önce 1918 yılında öldüğü dikkate alındığında mirasçılarına intikal eden miras paylarının feraiz hükümlerine hesabının yapılması gerektiği düşünülmemiştir.
Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için mahkemece öncelikle, dosyanın feraiz hükümlerinin uygulanması konusunda uzman 3 kişilik bilirkişi kuruluna tevdii edilerek kök muris ... oğlu ... ’ın mirasçıları olan eşi ...,... lakaplı ile çocukları ...,...’a düşen miras payları belirlenmeli, bundan sonraki miras yoluyla pay intikallerinin Medeni Kanun hükümlerine göre yapılması gerektiği ve yukarıda anlatılan satış senetleri de dikkate alınarak murisin kızı ...’ın mirasçılarına intikal eden pay tereddütsüz olarak tespit edilmeli; belirlenecek payın tespitte olduğu üzere 20/40 pay ya da daha fazla olması gerektiğinin anlaşılması halinde temyize konu kararda olduğu gibi davacıların bir hakkı bulunmadığından davanın reddine karar verilmeli; ... mirasçılarının 20/40 paydan daha az paya sahip olduklarının anlaşılması halinde ise, ... mirasçıları davalı ...’e ancak sahip oldukları payı satabileceklerinden, fazla payın davalı ... ve davalı ..."den (tespitteki paylarının farklı olması nedeniyle) oranlama yapılarak, fazla payın davacı taraf adına tesciline karar verilmelidir. Mahkemece, bu husus gözetilmeksizin, eksik inceleme ve araştırmaya dayalı olarak yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının bu nedenlerle kabulü ile usul ve yasaya aykırı bulunan hükmün BOZULMASINA, Yargıtay duruşması için belirlenen 2.540,00 TL vekalet ücretinin aleyhine temyiz olunan taraftan alınarak, duruşmada kendisini vekil ile temsil ettiren davacı tarafa verilmesine,
yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18.02.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.