Ceza Genel Kurulu 2019/624 E. , 2020/483 K.
"İçtihat Metni"
Kararı Veren
Yargıtay Dairesi : 1. Ceza Dairesi
Mahkemesi :Ağır Ceza
Sayısı : 106-145
Sanık ... hakkında katılan ..."ya yönelik kasten öldürme suçuna teşebbüsten açılan kamu davasında yapılan yargılama sonucunda, sanığın eyleminin kasten yaralama suçunu oluşturduğu kabul edilerek TCK"nın 86/1, 86/3-e, 87/1-d, 62, 53, 63 ve 54. maddeleri uyarınca 5 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna, mahsuba ve müsadereye ilişkin Manisa 1. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 22.11.2012 tarihli ve 311-396 sayılı hükmün sanık müdafisi tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 1. Ceza Dairesince 04.02.2014 tarih ve 4672-485 sayı ile;
"...Olayın tanığının bulunmaması, sanığın olaydan hemen sonra alınan savunması ve diğer aşamalardaki ifadelerinde katılanın kendisine hakaret etmesi nedeniyle eylemi gerçekleştirdiğini söylemesi ve bu yöndeki savunmasının aksinin ispatlanamaması karşısında; katılandan kaynaklanan ve haksız tahrik oluşturan sözlerin niteliği dikkate alınmak suretiyle hükmolunan cezada TCK"nın 29. maddesi uyarınca asgari oranda indirim yapılması gerektiğinin gözetilmemesi," isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
Yerel Mahkeme ise 21.04.2014 tarih ve 106-145 sayı ile bozmaya direnerek sanığın önceki hüküm gibi mahkûmiyetine karar vermiştir.
Direnme kararına konu bu hükmün de sanık müdafisi tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 18.05.2015 tarihli ve 192043 sayılı "onama" istekli tebliğnamesiyle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca 07.12.2016 tarih ve 455-689 sayı ile; 6763 sayılı Kanun"un 38. maddesi ile 5320 sayılı Kanun"a eklenen geçici 10. madde uyarınca kararına direnilen Daireye gönderilmiş, aynı madde uyarınca inceleme yapan Yargıtay 1. Ceza Dairesince 28.02.2017 tarih ve 200-606 sayı ile direnme kararının yerinde görülmemesi üzerine Yargıtay Birinci Başkanlığına iade edilen dosya, Ceza Genel Kuruluna gönderilmiştir.
Ceza Genel Kurulu ise 09.04.2019 tarih ve 2017/1-254-294 sayı ile;
"... Dosyanın, Yerel Mahkemece sanığın katılan ..."ya yönelik kasten yaralama suçundan verilen 22.11.2012 tarihli ve 311-396 sayılı mahkûmiyet hükmü ile bozma üzerine verilen direnme kararına konu 21.04.2014 tarihli ve 106-145 sayılı mahkûmiyet hükmünün Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına tebliğinin sağlanması için Yerel Mahkemeye gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdi edilmesine," karar vermiştir.
Yapılan tebligat sonrası ... vekilince yasal süresi içerisinde katılma talebini de içerir temyiz başvurusunda bulunmuş olup, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 15.09.2019 tarihli ve 87883 sayılı "bozma" istekli ek tebliğnamesiyle dosyanın gönderildiği Yargıtay 1. Ceza Dairesince 12.11.2019 tarih ve 3355-4870 sayı ile;
"...Direnme kararını inceleyen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 09/04/2019 tarihinde hükmün Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına tebliğ edilmesi için dosyayı mahalline tevdi ettiği, tebliğ üzerine ilgili kurumun temyiz başvurusunda bulunduğu, dosyanın ek tebliğname ile Dairemize gönderildiği anlaşılmış ise de, Ceza Genel Kurulunun direnme kararına ilişkin henüz bir karar vermeyip, incelemeyi sürdürdüğü, bu nedenle verilen direnme hükmüyle ilgili olarak temyiz incelemesi yapma görevinin Yargıtay Ceza Genel Kuruluna ait olduğu anlaşılmakla, Dairemizin görevsizliğine, dosyanın görevli olan Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gönderilmesine," karar verilerek Yargıtay Birinci Başkanlığına gelen dosya Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Sanık ... hakkında katılan ... ..."e yönelik kasten öldürme suçuna teşebbüsten kurulan mahkûmiyet hükmü Özel Dairece onanmak suretiyle kesinleşmiş olup direnmenin kapsamına göre inceleme sanık ... hakkında katılan ..."ya yönelik kasten yaralama suçundan kurulan mahkûmiyet hükmü ile sınırlı olarak yapılmıştır.
Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlıklar;
1- Ceza Genel Kurulunca 09.04.2019 tarih ve 254-294 sayı ile; gerekçeli kararların Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına tebliğinin sağlanması için Yerel Mahkemeye gönderilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdi edilmesi üzerine yapılan tebligat sonrası ilgili Bakanlık vekili tarafından yasal süresi içerisinde hükmün temyiz edildiği ve katılma talebinde bulunduğunun anlaşılması karşısında; Ceza Genel Kurulunca yapılan inceleme sırasında 5271 sayılı CMK"nın 237. maddesinin 2. fıkrası uyarınca Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının davaya katılmasına karar verilmesinin olanaklı olup olmadığı,
2- Sanık hakkında haksız tahrik hükmünün uygulanma koşullarının oluşup oluşmadığı,
Hususlarının belirlenmesine ilişkin ise de; yapılan müzakere esnasında bir kısım Ceza Genel Kurulu Üyelerince, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının 5271 sayılı CMK"nın 237. maddesinin 2. fıkrası uyarınca davaya katılma hakkı konusunda ilgili Daire tarafından karar verildikten sonra, direnme hükmünün incelenmesi için dosyanın Ceza Genel Kuruluna gönderilmesi gerektiğinin ileri sürülmesi üzerine öncelikle bu hususun değerlendirilmesi gerekmiştir.
İncelenen dosya kapsamından;
Ceza Genel Kurulunca 09.04.2019 tarih ve 254-294 sayı ile; "...Kadına karşı ve aile içi şiddetin önlenmesi ve faillerin cezalandırılması hususunda ülkemizin taraf olduğu uluslararası antlaşmalar ile pozitif ayrımcılık bağlamında Anayasa"nın getirdiği yükümlülüklere uygun düzenlemeler içeren 6284 sayılı Kanun"un 20/2. maddesi ile bu Kanunun Uygulama Yönetmeliği"nin 46. maddesinde Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının açılan kamu davasına katılma hakkının bulunduğu belirtilmektedir.
Bu itibarla, uluslararası sözleşmeler ve Anayasa ile güvence altına alınan hak arama hürriyetinin sağlanması ve pozitif ayrımcılık ilkesinin tesisi amacına uygun olarak CMK"nın 234. maddesinin 1. fıkrası ve 6284 sayılı Kanun"un 7. maddesi uyarınca, sanık hakkında açılan kamu davasına katılma hakkı bulunan Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının davadan haberdar edilmesi zorunluluğunun bulunduğu, bu zorunluluğun hüküm verilinceye kadar yerine getirilmemesi durumunda ise CMK"nın 35 ve 260. maddeleri uyarınca kanun yollarına başvurma hakkı bulunan anılan Bakanlığa gerekçeli kararın tebliğ edilmesi gerektiği, ancak somut olayda sözü edilen kanuni imkânların tanınmadığı anlaşıldığından, yargılamanın başında davadan haberdar edilmesi gereken, temyiz aşamasına kadar bu hakkı kullandırılmayan ve haklarını korumanın başka bir yolu da bulunmayan Bakanlığın kanundan kaynaklanan kamu davasına katılma ve buna bağlı kanun yoluna başvurma haklarını kullanabilmesi amacıyla Yerel Mahkemece sanığın katılan ... Taşçı"ya yönelik kasten yaralama suçundan verilen 22.11.2012 tarihli ve 311-396 sayılı mahkûmiyet hükmü ile bozma üzerine verilen direnme kararına konu 21.04.2014 tarihli ve 106-145 sayılı mahkûmiyet hükmünün adı geçen Bakanlığa tebliği sağlanarak yasal temyiz süresinin başlatılması, kararın Bakanlık tarafından temyiz edilmemesi durumunda direnme kararı konusunda karar verilmek üzere dosyanın Ceza Genel Kuruluna gönderilmesi, Bakanlık tarafından temyiz edilmesi durumunda ise Özel Dairece, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca ek tebliğname düzenlenmesi sağlanıp CMK"nın 260. maddesi uyarınca Bakanlığın davaya katılan olarak kabulüne karar verildikten sonra temyiz istemlerinin birlikte ve tek seferde incelenerek temyiz davasının sonuçlandırılması gerekmektedir." gerekçesiyle tevdi kararı verildiği,
Tevdi kararı üzerine yapılan tebligat sonrası ... vekilinin yasal süresi içerisinde katılma talebini de içerir dilekçe ile direnme kararına konu mahkûmiyet hükmünü temyiz ettiği,
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 16.09.2019 tarih ve 87883 sayı ile "bozma" istekli ek tebliğname düzenlediği,
Yargıtay 1. Ceza Dairesince de 12.11.2019 tarih ve 3355-4870 sayı ile;
" ...Direnme kararını inceleyen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 09/04/2019 tarihinde hükmün Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına tebliğ edilmesi için dosyayı mahalline tevdi ettiği, tebliğ üzerine ilgili kurumun temyiz başvurusunda bulunduğu, dosyanın ek tebliğname ile Dairemize gönderildiği anlaşılmış ise de, Ceza Genel Kurulunun direnme kararına ilişkin henüz bir karar vermeyip, incelemeyi sürdürdüğü, bu nedenle verilen direnme hükmüyle ilgili olarak temyiz incelemesi yapma görevinin Yargıtay Ceza Genel Kuruluna ait olduğu anlaşılmakla, Dairemizin görevsizliğine, dosyanın görevli olan Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gönderilmesine," karar verildiği,
Anlaşılmaktadır.
5271 sayılı CMK’nın “Kamu davasına katılma” başlıklı 237. maddesi;
“1) Mağdur, suçtan zarar gören gerçek ve tüzel kişiler ile malen sorumlu olanlar, ilk derece mahkemesindeki kovuşturma evresinin her aşamasında hüküm verilinceye kadar şikâyetçi olduklarını bildirerek kamu davasına katılabilirler.
2) Kanun yolu muhakemesinde davaya katılma isteğinde bulunulamaz. Ancak, ilk derece mahkemesinde ileri sürülüp reddolunan veya karara bağlanmayan katılma istekleri, kanun yolu başvurusunda açıkça belirtilmişse incelenip karara bağlanır”,
“Katılma usulü” başlıklı 238. maddesi ise;
“1) Katılma, kamu davasının açılmasından sonra mahkemeye dilekçe verilmesi veya katılma istemini içeren sözlü başvurunun duruşma tutanağına geçirilmesi suretiyle olur.
2) Duruşma sırasında şikâyeti belirten ifade üzerine, suçtan zarar görenden davaya katılmak isteyip istemediği sorulur.
3) Cumhuriyet savcısının, sanık ve varsa müdafiinin dinlenmesinden sonra davaya katılma isteminin uygun olup olmadığına karar verilir.” şeklinde düzenlenmiştir.
5271 sayılı CMK"nın 237. maddesinde, mağdur, suçtan zarar gören gerçek ve tüzel kişiler ile malen sorumlu olanların, ilk derece mahkemesindeki kovuşturma evresinin her aşamasında hüküm verilinceye kadar şikâyetçi olduklarını bildirerek davaya katılabilecekleri hüküm altına alınmış, ancak kanun yolu muhakemesinde bu hakkın kullanılamayacağı esası benimsenmiştir. Bununla birlikte, istisnai olarak ilk derece mahkemesinde ileri sürülüp reddolunan veya karara bağlanmayan katılma isteklerinin, kanun yolu başvurusunda açıkça belirtilmesi hâlinde inceleme mercisince bu hususunda karara bağlanacağı kabul edilmiştir.
5271 sayılı CMK"nın kanun yollarına başvurma hakkını düzenleyen 260. maddesinin birinci fıkrası;
"Hâkim ve mahkeme kararlarına karşı Cumhuriyet savcısı, şüpheli, sanık ve bu Kanuna göre katılan sıfatını almış olanlar ile katılma isteği karara bağlanmamış, reddedilmiş veya katılan sıfatını alabilecek surette suçtan zarar görmüş bulunanlar için kanun yolları açıktır." şeklinde olup buna göre; duruşmadan haberdar olmayan mağdura, şikâyetçiye veya suçtan zarar görene gerekçeli kararın tebliğ edilmesinden sonra, hükmün temyiz edilmesi durumunda CMK"nın 260. maddesi uyarınca "katılan sıfatını alabilecek surette suçtan zarar gören" sıfatı ile temyizi incelenecek, ancak katılma hakkının kanundan doğmuş olması hâlinde CMK"nın 233 ve 234. maddelerine aykırı davranılması gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilemeyebilecektir.
Bu açıklamalar ışığında ön sorun değerlendirildiğinde;
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun tevdi kararı üzerine, gerekçeli kararın tebliğ edildiği ... vekilince katılma talebini de içerir dilekçeyle direnme kararına konu mahkûmiyet hükmünün temyiz edildiği dosyada; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen ek tebliğnameyle dosyanın gönderildiği Özel Dairece yapılan incelemede Bakanlık vekilinin katılma talebi hakkında herhangi bir karar verilmediğinin anlaşılması karşısında, Özel Dairece daha önce karara bağlanmamış bir hususun doğrudan Ceza Genel Kurulunca ele alınması mümkün olmadığından, dosyanın temyiz incelemesi için Özel Daireye gönderilmesine karar verilmelidir.
Bu itibarla dosyanın, öncelikle tevdi kararı doğrultusunda, hükmü temyiz eden Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının CMK"nın 237/2. maddesi uyarınca kamu davasına katılması konusunda bir karar verilmesi için Yargıtay 1. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdi edilmesine karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
Dosyanın, Ceza Genel Kurulunun 09.04.2019 tarih ve 254-294 sayılı tevdi kararı doğrultusunda öncelikle hükmü temyiz eden Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının CMK"nın 237/2. maddesi uyarınca kamu davasına katılması konusunda bir karar verilmesi için Yargıtay 1. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 26.11.2020 tarihinde yapılan müzakerede oy birliği ile karar verildi.