5. Hukuk Dairesi 2018/5889 E. , 2019/20453 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkini davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne ilişkin ilk derece mahkemesinin kararına karşı taraf vekillerinin istinaf başvurusu üzerine Adana Bölge Adliye Mahkemesinin 4. Hukuk Dairesince istinaf isteminin kısmen kabulü ile eksik delillerin toplanması için mahkemesine iadesine HMK"nun 353/1-a maddesi uyarınca kesin olarak karar verilmiş; bu kararın, davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine HMK"nun 353/1-a-6 maddesi uyarınca kararın kesin olduğu gerekçesiyle, davalı vekilinin temyiz talebinin reddine ilişkin yukarıda gün ve sayıları yazılı ek kararının Yargıtay"ca incelenmesi davalılar vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkini istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karara karşı, taraf vekilleri tarafından yapılan istinaf başvurusunun Adana Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesince kısmen kabulü ile Tarsus 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 18.09.2017 tarihli ve 2016/312 E. - 2017/259 K. sayılı ilamının kaldırılmasına, eksik delillerin toplanıp davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine iadesine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK"nun 353/1-a maddesi uyarınca kesin olarak karar verilmiş; bu kararın, davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine HMK"nun 353/1-a-6 maddesi uyarınca kararın kesin olduğu gerekçesiyle, davalı vekilinin temyiz talebi Adana Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesinin 06.04.2018 tarihli ek kararı ile reddedilmiş ve bu ek karar, yine davalı vekilince süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararda; arsa niteliğindeki Mersin ili, Tarsus ilçesi, Deliminnet mahallesi, 117 ada 1 (ifrazen 9) parsel ve 1741 parsel sayılı taşınmazlara 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 11/1-g maddesi uyarınca emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinde ve davacı kurum lehine vekalet ücretine hükmedilmesinde yöntem itibariyle bir isabetsizlik görülmediği ancak ; davaya konusu taşınmazların imar durumları araştırılarak İmar Kanunu 18, 15,16 madde uygulaması görüp görmedikleri, görmüş iseler ne kadar DOP kesintisi yapıldığı, ya da ne kadarının yol ve yeşil alana bırakıldığının Belediye Başkanlığı ve ilgili Tapu Müdürlüğü"nden sorulmadığı; hükme esas alınan fen raporunun koordinatsız olmasından dolayı infazda tereddüt yaşanabileceği, kamulaştırma tespit formu incelendiğinde taşınmaz üzerinde bazı ağaçların varlığının tespit edildiği, ancak bilirkişiler tarafından bedelinin İlçe Tarım Müdürlüğü verileri dikkate alınarak hesaplanıp kamulaştırma bedeline ilave edilmemiş olduğu, dava konusu 1741 parsel sayılı taşınmazın imar planında ne olarak gözüktüğü, kamulaştırmadan geriye kalan 1413,56 m2"lik alanın daralması sebebiyle herhangi bir imar kısıtlamasına uğrayıp uğramadığının ilgili Belediye Başkanlığı"ndan sorulmadığı, belirtilerek yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak eksik inceleme ile hüküm kurulmasının doğru görülmediğine işaret edilerek davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmiştir.
Her ne kadar Adana Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 sayılı HMK"nun 353/1-a-6 maddesi uyarınca kararın kesin olarak verildiği belirtilmiş ise de; öncelikle, bölge adliye mahkemesince verilen bu karara karşı temyiz yoluna başvurulmasının mümkün olup olmadığı ön sorun olarak incelenmelidir. Bu bağlamda;
Bölge adliye mahkemesinin dosyayı geri gönderme kararının yasal dayanağı 6100 sayılı HMK"nun 353. maddesidir.
Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353. maddesinde Bölge Adliye Mahkemesince duruşma yapılmadan verilecek kararlar şu şekilde belirtilmiştir.
Madde 353 -(1)“ Ön inceleme sonunda dosyada eksiklik bulunmadığı anlaşılırsa;
a)Aşağıdaki durumlarda bölge adliye mahkemesi, esası incelemeden kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye veya kendi yargı çevresinde uygun göreceği başka bir yer mahkemesine ya da görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesine duruşma yapmadan kesin olarak karar verir:
1)Davaya bakması yasak olan hâkimin karar vermiş olması,
2)İleri sürülen haklı ret talebine rağmen reddedilen hâkimin davaya bakmış olması,
3)Mahkemenin görevli ve yetkili olmasına rağmen görevsizlik veya yetkisizlik kararı vermiş olması veya mahkemenin görevli ya da yetkili olmamasına rağmen davaya bakmış bulunması veyahut mahkemenin bölge adliye mahkemesinin yargı çevresi dışında kalması,
4)Diğer dava şartlarına aykırılık bulunması,
5)Mahkemece usule aykırı olarak davanın veya karşı davanın açılmamış sayılmasına, davaların birleştirilmesine veya ayrılmasına, merci tayinine karar verilmiş olması,
6)Mahkemece, tarafların davanın esasıyla ilgili olarak gösterdikleri delillerin hiçbiri toplanmadan veya gösterilen deliller hiç değerlendirilmeden karar verilmiş olması.
b) Aşağıdaki durumlarda davanın esasıyla ilgili olarak;
1)İncelenen mahkeme kararının usul veya esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığı takdirde başvurunun esastan reddine,
2)Yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında,
3)Yargılamada bulunan eksiklikler duruşma yapılmaksızın tamamlanacak nitelikte ise bunların tamamlanmasından sonra yeniden esas hakkında, duruşma yapılmadan karar verilir.
Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile eksik inceleme sebebiyle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair hüküm kurulduğundan HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca karar verildiği görülmektedir.
HMK"nun 353/l-a-6 maddesinde ise, ilk derece mahkemesince, tarafların davanın esasıyla ilgili olarak gösterdikleri delillerin hiçbiri toplanmadan veya gösterilen deliller hiç değerlendirilmeden karar verilmiş olması halinde, esasa ilişkin inceleme yapılmadan kararın kaldırılmasına kesin olarak karar verileceği düzenlenmiştir.
HMK"nun 369.maddesinde ""Yargıtay, tarafların ileri sürdüğü temyiz sebepleri ile bağlı olmayıp, kanunun açık hükmüne aykırı gördüğü diğer hususları da inceleyebilir"" hükmü bulunmaktadır.
Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353.maddesinde, bölge adliye mahkemesinin dosyayı ilk derece mahkemesine geri gönderme sebepleri tahdidi olarak sayılmıştır. Kanunda sayılan geri gönderme sebepleri arasında "delillerin eksik toplanması" bulunmamakta olup. "Delillerin hiç birinin toplanmaması ve gösterilen delillerin hiç değerlendirilmemesi" vardır. Taraflarca gösterilen ve ilk derece mahkemesince toplanan deliller davanın esası hakkında hüküm kurmaya yeterli olduğundan Bölge Adliye Mahkemesince Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/l-a-6 maddesi uyarınca eksik hususların ikmali için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair kesin verilen kararın HMK"nun 369. maddesinde belirtilen "Kanunun açık hükmüne aykırılık" teşkil ettiği, bu itibarla bölge adliye mahkemesince verilen kararın temyizinin mümkün olduğu sonucuna varıldığından Adana Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesinin 06.04.2018 tarihli temyiz isteminin reddine ilişkin kararın kaldırılmasına karar verildikten sonra işin esasının incelenmesinde;
İlk derece mahkemesince tarafların gösterdikleri delillerin çoğu toplandığından Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/l-a-6. maddesi uyarınca eksik hususların ikmali için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi doğru olmadığı gibi, eksik delillerin toplanması konusunda özellikle HMK’nun 353, 354 ve 373. maddeleri ele alındığında da, kanundaki düzenleme karşısında bölge adliye mahkemesince verilen kararın yerinde olmadığı anlaşılmaktadır.
Bu maddelere bakacak olursak;
HMK"nun 353/l-b-3 maddesinde; "Yargılamada bulunan eksiklikler duruşma yapılmaksızın tamamlanacak nitelikte ise bunların tamamlanmasından sonra yeniden esas hakkında duruşma yapılmadan karar verilir”
HMK"nun 354. maddesinde “(1) Bölge Adliye Mahkemesi hukuk dairesince inceleme, davanın özelliğine göre heyetçe veya görevlendirilecek bir üye tarafından yapılır.
(2) İnceleme sırasında gereken hâllerde başka bir bölge adliye mahkemesi veya ilk derece mahkemesi istinabe edilebilir.
Yine HMK"nun 357/3. maddesinde "İlk derece mahkemesinde usulüne uygun olarak gösterildiği halde incelenmeden reddedilen veya mücbir sebeple gösterilmesine olanak bulunmayan deliller bölge adliye mahkemesince incelenebilir.” şeklinde düzenleme bulunmaktadır.
Yukarıda belirtilen hükümler değerlendirildiğinde eksik delillerin bölge adliye mahkemesince toplanması gerektiğinden bölge adliye mahkemesince toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması,
Doğru görülmemiştir.
Davalılar vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenle HMK"nun 371.maddesi uyarınca BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 12/12/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.