Esas No: 2021/11749
Karar No: 2022/4898
Karar Tarihi: 15.03.2022
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/11749 Esas 2022/4898 Karar Sayılı İlamı
4. Hukuk Dairesi 2021/11749 E. , 2022/4898 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tahkim yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyeti'nce başvurunun kabulüne dair karara karşı davalı vekilince itiraz edilmesi üzerine İtiraz Hakem Heyeti tarafından verilen 03/07/2019 tarih 2019/İHK-7879 sayılı itirazın kısmen kabulüne, başvurunun kısmen kabulüne dair verilen kararın süresi içinde davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, davalıya sigortalı aracın karıştığı kazadan dolayı müvekkilinin maluliyeti bulunduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 5.000,00 TL tazminatın tahsilini talep ve dava etmiş; 19/03/2019 tarihli dilekçesi ile talebini 120.200,28 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Sigorta Tahkim Komisyonu tarafından, başvurunun kabulü ile 120.200,28 TL’nin 25/09/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak başvuru sahibine verilmesine karar verilmiş; hükme karşı davalı vekili itiraz yoluna başvurmuştur. İtiraz Hakem Heyetince itirazın kısmen kabulüne, başvurunun kısmen kabulü ile 113.039,66 TL’nin 25/09/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak başvuru sahibine verilmesine dair karara karşı davacı vekili ve davalı vekili temyiz yoluna başvurmuştur.
1.Davacının temyiz itirazlarının incelenmesinde:
Dava, trafik kazası sonucu yaralanma nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları, 14/05/2015 gün ve 29355 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanarak 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Olay tarihinde yürürlükte bulunan 2918 sayılı KTK’nın 90. maddesinde “Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” şeklindeki düzenleme ve zorunlu mali sorumluluk sigortası teminatı kapsamı dışında bulunan hallerin düzenlendiği 92/i maddesindeki “Bu Kanun çerçevesinde hazırlanan zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ve ekleri ile tanımlanan teminat
içeriği dışında kalan talepler.” şeklindeki düzenleme Anayasa Mahkemesinin 17/07/2020 tarihinde 2019/40 E - 2020/40 K. sayılı kararı ile KTK’nın 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “...ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlarda…” ibaresinin ve 92. maddesinin (i) bendinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiştir.
Anayasa Mahkemesinin iptal kararı ile zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatların zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarına göre belirleneceğine dair düzenleme iptal edilmiştir.
T.C. Anayasası’nın 153/6. maddesinde, “Anayasa Mahkemesi kararları Resmî Gazete'de hemen yayımlanır ve yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlar.” düzenlemesi mevcut olup, bu düzenlemenin doğal sonucu olarak Anayasa Mahkemesince bir kanun veya kanun hükmünde kararnamenin tümünün ya da bunların belirli hükümlerinin Anayasa’ya aykırı bulunarak iptal edildiğinin bilindiği halde görülmekte olan davaların Anayasa’ya aykırılığı saptanan kurallara göre görüşülüp çözümlenmesi, Anayasa’nın üstünlüğü prensibine ve hukuk devleti ilkesine aykırı düşeceği için uygun görülmeyeceği kabul edilmektedir. Anayasa Mahkemesinin somut norm denetimi neticesinde verdiği iptal kararlarının Resmî Gazete'de yayımlanması ile sonuç doğuracağı ve eldeki tüm uyuşmazlıklara uygulanması gerektiği uyulması zorunlu yargısal içtihatlar ile kabul edilmiştir.
Anayasa Mahkemesinin 17/07/2020 tarihinde 2019/40 E - 2020/40 K. sayılı kararı ile KTK’nın 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “...ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlarda…” ibaresinin ve 92. maddesinin (i) bendinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar vermiş olması nedeniyle davacının zararının ve zararın kapsamının KTK’nın ve TBK’nın haksız fiile ilişkin hükümlerine ve Yargıtay uygulamalarına göre belirlenmesi gerekir.
25/02/2011 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 13/02/2011 tarihli 6111 sayılı Kanun’un 59. maddesi ile KTK’nın 98. maddesi değiştirilmiş, buna göre "trafik kazaları nedeniyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı", geçici 1. maddesi ile de "Bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı, söz konusu sağlık hizmet bedelleri için bu Kanun'un 59. maddesine göre belirlenen tutarın %20'sinden fazla olmamak üzere belirlenecek tutarın üç yıl süreyle ayrıca aktarılmasıyla anılan dönem için ilgili sigorta şirketleri ve Güvence Hesabının yükümlülüklerinin sona ereceği" öngörülmüştür. Sigorta şirketi, motorlu aracın işletilmesinden kaynaklanan kaza nedeniyle zarar görenlerin tedavisi için ödenen giderleri zorunlu olarak teminat altına alır. Sigorta şirketinin, işleten ve sürücünün yasadan ve sözleşmeden doğan bu yükümlülüğü, 6111 sayılı Kanun ile getirilen düzenleme ile sona erdirilmiş bulunmaktadır. KTK’nın 98. maddesinde belirtilen tedavi giderleri yönünden sorumluluğun dava dışı Sosyal Güvenlik Kurumuna geçmiştir.
Somut olayda, itiraz hakem heyeti tarafından geçici iş göremezlik ve geçici bakıcı giderinden davalının sorumlu olmadığı kabul edilmiş ise de, yukarıda açıklandığı üzere geçici iş göremezlik ve geçici bakıcı gideri yönünden sigorta şirketlerinin sorumluluğu devam ettiğinden Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararına davalı tarafça yapılan itirazın kabul edilerek
bu talepler yönünden ret kararı verilmesi doğru görülmemiştir. Kararın bu nedenle bozulması gerekir.
2.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
3.Davalının diğer temyiz itirazlarına gelince:
Somut olayda, Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince kendisini vekille temsil ettiren davacı yararına tam ve nispi vekalet ücretine hükmedilmiş, İtiraz Hakem Heyeti tarafından davalı vekilinin bu yöndeki itirazının reddine karar verilmiştir.
5684 Sayılı Sigortacılık Kanunu 30/17. maddesi ve 19/01/2016 tarihli ve 29598 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik'te Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik'in 6. maddesi ile Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik'in 16. maddesinin 13. fıkrasına "(13) (Ek: RG-19/1/2016-29598) tarafların avukat ile temsil edildiği hallerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekâlet ücreti, her iki taraf için de Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesinde yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin beşte biridir." hükmü eklenmiştir.
İtiraz Hakem Heyetince verilen kararda davacı lehine hükmedilecek vekalet ücreti için Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik'in 16/13 maddesinin uygulanması gerektiği göz önüne alınarak AAÜT'nin 17. maddesi gereğince hesaplanan vekalet ücretinin 1/5'i oranında vekalet ücretine hükmedilmesi, ancak hesaplanan miktarın maktu ücretin altında kalması halinde maktu ücrete hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiştir. Kararın bu nedenle de bozulması gerekir.
SONUÇ: İtiraz Hakem Heyeti kararının yukarıda (1) no’lu bentte gösterilen nedenlerle davacı yararına, (3) no’lu bentte gösterilen nedenlerle davalı yararına BOZULMASINA, (2) no’lu bentte gösterilen nedenlerle davalının diğer temyiz itirazlarının reddine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ve davalıya geri verilmesine 15/03/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.