12. Hukuk Dairesi 2015/26411 E. , 2016/6011 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Alacaklı tarafından borçlular hakkında çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla başlatılan icra takibine karşı borçlu ... vekilinin, borçlular ..."nin, ..."nca ihaleye çıkarılan ... yapım işi için adi ortaklık kurduklarını, ihalenin anılan ortaklıkça alındığını, alacağın tahsili için icra müdürlüğünce ..."na İİK"nun 89/1. maddesi kapsamında haciz ihbarnamesi gönderilmesi suretiyle adi ortaklığa ait hak ve alacaklar üzerine haciz konulduğunu, ancak, adi ortaklığın tüzel kişiliği olmaması nedeniyle yapılan haciz işleminin usulsüz olduğunu ileri sürerek haczin kaldırılması istemiyle icra mahkemesine başvurduğu anlaşılmaktadır.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 622. ve 623. maddeleri gereğince, adi ortaklıkta her ortak, şirketin kârına iştirak etme hakkına sahip olduğundan, ortağın kişisel alacaklıları, borçlu ortağın şirketteki kâr payını haczettirebilirler. Aynı Kanun"un 638. maddesine göre ise, adi ortaklığın tasfiye edilmesi halinde, borçluya isabet edecek tasfiye payının da haczi mümkün bulunmaktadır. Başka ifadeyle, bir ortağın şahsi alacaklıları, haklarını, ancak o şerikin tasfiyedeki payı üzerinde kullanabilirler. Fakat, şirket sözleşmesinde bu kuralın aksi de kararlaştırılabilir.
İki veya daha fazla işletmenin belli bir amaca ulaşmak için katkılarını birleştirdikleri ortaklığın (..."nin) tüzel kişiliği bulunmadığından taraf ehliyeti de yoktur. Ortaklar, ortaklık borçlarından dolayı alacaklılara karşı doğrudan doğruya ve sınırsız olarak tüm varlıklarıyla sorumludurlar (Prof. Dr. Baki Kuru. İcra ve İflas Hukuku EI Kitabı 2004 bas. Sahife 137, Hukuk Genel Kurulu"nun 08.10.2003 tarih ve 2003/12¬574 E. 2003/564 K.. sayılı içtihadı).
Öte yandan, Hukuk Genel Kurulu"nun 10.12.2014 tarih ve 2013/12-1233 E., 2014/1014 K. sayılı ilamında da; henüz adi ortaklığa ait kazancın ortaklar arasında taksim edilmediği veya ortaklığın tasfiyesi halinde borçlu ortağa isabet edecek tasfiye payının belirlenmediği bir aşamada, adi ortaklığın, yaptığı işin karşılığında üçüncü kişiden olan alacağının haczinin mümkün olmadığı benimsenmiştir. Ayrıca, anılan kararda, ortaklık geliri henüz taksim edilmeden, onun üzerinde, bütün ortakların iştirak halinde mülkiyet haklarının bulunduğu açıkça vurgulanmıştır.
Açıklanan bu ilke ve kurallara aykırı olarak, adi ortaklığın malları üzerine haciz konulması halinde ise; bu husus, ortaklardan her biri tarafından şikayet konusu yapılabilir.
Somut olayda, ... "na İİK"nun 89/1. maddesine göre, haciz ihbarnamesi gönderilerek ... arasında oluşturulan adi ortaklığın üçüncü kişi belediye nezdinde bulunan hakedişinin haczedildiği görülmekte olup, yukarıda belirtildiği üzere, ortaklığa ait mevcut bir hakka veya alacağa haciz konulamayacağından, söz konusu haciz işlemi usul ve yasaya aykırıdır.
Bu durumda, mahkemece, şikayetin kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle, istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.