Esas No: 2021/11430
Karar No: 2022/4789
Karar Tarihi: 15.03.2022
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/11430 Esas 2022/4789 Karar Sayılı İlamı
4. Hukuk Dairesi 2021/11430 E. , 2022/4789 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tahkim davası hakkında Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından verilen karara karşı davalı vekili tarafından itiraz edilmesi üzerine İtiraz Hakem Heyetinin itirazın kısmen kabulüne dair kararına karşı süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz yoluna başvurulmakla , dosya incelendi, gereği düşünüldü;
K A R A R
Davacı vekili; 27/05/2019 tarihinde davalının trafik sigortacısı olduğu aracın karıştığı kazada araç içinde yolcu olan davacının yaralanıp % 32 oranında malul kaldığını belirterek, şimdilik 10.000,00 TL tazminatın faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş; Islah dilekçesi ile talebini 226.581,000TL TL'ye yükseltmiştir.
Davalı vekili; davaya konu alacağın zamanaşımına uğradığını, kusur ve maluliyeti kabul etmediklerini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından;başvurunun kısmen kabulüne 135.949,00TL maddi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine ,alacağa 15/12/2016 tarihinden itibaren faiz işletilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine dair verilen karara davalı vekili tarafından yapılan itiraz üzerine, İtiraz Hakem Heyeti tarafından, davalı vekilinin itirazının kısmen kabulüne, reddedilen kısım yönünden davalı lehine vekalet ücreti takdirine, sair itirazların reddine karar verilmiş; karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, trafik kazası sonucu bedensel zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Olay tarihinde yürürlükte olan 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 41. maddesinde (6098 sayılı TBK'nun 49. md) haksız fiil tanımlanmış, 60. maddesinde de (TBK'nun değişik 72. md) haksız fiilden zarar görenin bundan kaynaklanan zararının tazmini istemiyle açacağı davaların zararı ve faili öğrendiği tarihten itibaren 1 yıl ve herhalde haksız fiil tarihinden itibaren 10 yıllık zamanaşımı süresine (TBK'nun 72. maddesinde 2 ve 10 yıllık zamanaşımı süreleri öngörülmüştür) tabi olduğu belirtilmiştir.
Buna karşılık 2918 sayılı KTK'nun 109/1. maddesinde; motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler için, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve herhalde kaza gününden başlayarak 10 yıllık zamanaşımı süresi öngörülmüştür. Maddenin özellikle 2. fıkrasında "dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğarsa" ifadesi ile kanun koyucu, taraf ayrımı yapmaksızın (davacı, davalı veya dava dışı 3.kişi) fiil cezayı gerektiriyor ise, uzamış ceza zamanaşımının uygulanacağını kabul etmiştir. Görüldüğü gibi, BK'nun 60 ve 2918 sayılı KTK'nun 109/2. maddesindeki düzenlemeler, zamanaşımı süresinin başlangıcı yönünden birbirine paraleldir. Aralarındaki tek fark, zamanaşımı süresinin trafik kazalarından doğan tazminat talepleri bakımından 1 yıl yerine, 2 yıl olarak öngörülmesidir. (TBK'nun 72. maddesi ile bu konuda da paralellik sağlanmıştır).
Haksız fiile dayanan tazminat isteminde zamanaşımının işlemeye başlayacağı tarih, zararın ve zarar sorumlusunun öğrenildiği andır. Zararın öğrenilmesi kavramıyla kastedilen ise, haksız fiil nedeniyle oluşan bedensel zararın kapsamının öğrenilmesi olup, bu bedensel zararın sebep olacağı maluliyet oranının belirlendiği tarihin, zararın öğrenilmesi kavramına bir etkisi yoktur. Bedensel zararın (yaralanmanın) gerçekleşmesi ve bu yaralanmayla ilgili tedavinin tamamlanması ile zararın kapsamının belli olduğu kabul edilmelidir.
Açıklanan ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında; kaza sonucu davacı yaralanmıştır.Kazada ölüm de olmamıştır. Kaza tarihinde yürürlükte olan 5237 sayılı TCK'ya göre zamanaşımı süresi 8 yıldır. Davaya konu trafik kazası 27/05/2009 tarihinde meydana gelmiş, dava ise 03/07/2017 tarihinde açılmıştır.Davacı vekili davacının maluliyetinde artış olduğu iddiasında da değildir. Davalı taraf, davaya konu alacağın zamanaşımına uğradığı savunmasında bulunmuş olmasına rağmen, gerek UHH gerekse İHH,sigorta şirketine başvuru tarihi olan 05/12/2016 tarihi itibariyle zamanaşımı süresinin dolmadığı gerekçesi ile zamanaşımı savunmasına itibar etmemiştir.
Açıklanan nedenlerle; davacının maluliyetini dayandırdığı Çanakkale Devlet Hastanesi Özürlü Sağlık Kurulu Raporunun 25/12/2012 olduğu ve bu tarihten sonraki 2 yıl içinde dava açılmadığı gibi, KTK'nın 109/2. maddesindeki uzamış ceza zamanaşımı süresi içinde de davanın açılmadığı gözetilerek karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.
2-Bozma ilamının kapsam ve şekline göre, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İtiraz Hakem Heyeti kararının BOZULMASINA; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına; dosyanın, hakem dosyasının saklanması kararını veren İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi'ne gönderilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 15/03/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.