17. Hukuk Dairesi 2015/18497 E. , 2016/4220 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklanan tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; davacıya ait davalıya kasko sigorta poliçesi ile sigortalı aracın karşıdan gelen araca çarpmak suretiyle ağır hasar gördüğünü, sigorta şirketine zararın ödenmesi için başvuru yapılmasına rağmen taleplerinin reddedildiğini, bunun üzerine fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 5.000 TL olan hasar bedelinin kaza tarihi 22/04/2014"den itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili, 16/06/2015 havale tarihli ıslah dilekçesiyle dava değerini 23.865,00 TL olarak ıslah etmiştir.
Davalı vekili; rizikonun poliçe kapsamı dışında olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile 23.865,00 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal fazili ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre; davalı vekilinin yerinde görülmeyen aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davaya konu kasko poliçesinde teminat karşılığı olarak rayiç değer belirtilmiş olmasına göre hasar yönünden hükme esas alınan raporda, pert değerlendirilmesi yapılmış olmasına karşın davacı aracının modeli, yaşı, özellikleri, hasarlı kısımları v.s. gözönünde bulundurularak olay tarihi itibariyle aracın 2.el piyasa rayiç değeri tesbit edilmediği
gibi aracın hasarlı hali ile olay tarihindeki sovtaj değeri de tespit edilmediğinden hasar yönünden alınan rapor hüküm kurmaya elverişli değildir.
Aracın onarım giderleri 2.el piyasa değerinin yarısından fazlasını aşarsa aracın tamiri ekonomik olmayacaktır. O halde, davalı taraf meydana gelen gerçek zarardan sorumlu olacağından mahkemece öncelikle oluşan hasar miktarının belirlenmesi gerekmektedir. Daha sonra ise piyasa rayiç değeri belirlendikten sonra buna göre tamirinin ekonomik olup olmadığı belirlenmelidir. Tamiri ekonomik değilse piyasa koşullarına göre kazadan önceki 2.el piyasa rayiç bedelinin ve kazadan sonraki hurda (sovtaj) değerinin belirlenmesi, belirlenen rayiç değerden de aracın hurda bedeli indirilmek suretiyle davacının gerçek zararının tespit edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekmektedir.
Bu durumda mahkemece, bilirkişiden öncelikle hasar miktarı, daha sonra perte ayrılmasının uygun olup olmadığı, perte ayrılması uygun değil ise hasar miktarının davalıdan tahsiline karar verilmesi, perte ayrılması uygun ise belirlenen rayiç değerden aracın hurda bedeli indirilmek suretiyle davacının gerçek zararının tespiti yönünden ayrıntılı, gerekçeli, denetime açık bir ek rapor alınması ve dosyadaki tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Kasko Sigortası Genel Şartları"nın B.3.3.1.2.1 maddesi hükmü uyarınca "onarım masrafları sigortalı taşıtın rizikonun gerçekleştiği tarihteki değerini aşar ya da taşıt onarım kabul etmez ise taşıt tam hasara uğramış sayılır. Bu durumda değeri tamamen ödenen araç ve aksamı talep ettiği takdirde sigortacının malı olur." Davalı ... şirketi meydana gelen hasar bedelini tamamen poliçe limitleri içerisinde ödeme yükümlülüğü altında olup, sigortalı araç hurdasını sigorta ettiren kendisine verilmesini açıkça istemedikçe, sigortacı tarafından hasarlı araç sigortalının uhdesinde bırakılıp, sovtaj bedelinin tazminattan düşülmesi mümkün değildir. Zira kasko sigortasında aslolan amaç gerçek zarar bedelinin tamamen (azami poliçe teminatına kadar) karşılanmasıdır.
Hasar konusunda hükme esas alınan bilirkişi raporunda, hurda bedeli hesaplanmamış ve mahkemece sovtajın kimde olduğu, daha doğrusu davacının sovtajı isteyip istemediği
konusunda araştırma yapılmamıştır. Bu hususun araştırılıp kararda tartışılmadan yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Mahkemece 03.04.2015 tarihli bilirkişi raporunda 23.865,00 TL hasar bedelinin dava tarihi ile itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş ise de; dosya içindeki bilgi ve belgelere göre hasar miktarı, daha sonra perte ayrılmasının uygun olup olmadığı, perte ayrılması uygun değil ise hasar miktarının davalıdan tahsiline karar verilmesi, perte ayrılması uygun ise belirlenen rayiç değerden aracın hurda bedeli indirilmek suretiyle davacının gerçek zararının tespit edilerek sonucuna göre karar verilmesi, ayrıca perte ayrılması durumu söz konusu olduğunda sovtajın kimde olduğu daha doğrusu davacının sovtajı isteyip istemediği konusunda araştırma yapılarak karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalının temyiz isteminin kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 04/04/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.