Silahlı terör örgütüne üye olma - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2019/9314 Esas 2020/727 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
16. Ceza Dairesi
Esas No: 2019/9314
Karar No: 2020/727
Karar Tarihi: 15.01.2020

Silahlı terör örgütüne üye olma - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2019/9314 Esas 2020/727 Karar Sayılı İlamı

Özet:

İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi, sanığın \"silahlı terör örgütüne üye olma\" suçundan TCK'nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5, TCK'nın 62, 53, 58/9-7, 63 maddeleri uyarınca mahkumiyetine karar verdi. Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen hüküm temyiz edildi ve yapılan inceleme sonucunda hükümde bir yanlışlık olmadığı ancak cezanın belirlenmesinde yetersiz teşdit gerekçesi kullanıldığı tespit edildi. Bu nedenle hüküm BOZULDU. Suçun vasıf ve mahiyeti ile verilen ceza miktarı ve tutuklulukta geçirilen süre göz önünde bulundurularak sanık ve müdafiinin tahliye talepleri reddedildi. Kanunun 138/1. maddesi, TCK'nın 61. maddesi ve 3/1. maddesi ile teşdit gerekçelerinin somut dayanakları gösterilmesi gerektiği vurgulandı. Kanun maddeleri: TCK'nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5, TCK'nın 62, 53, 58/9-7, 63.
16. Ceza Dairesi         2019/9314 E.  ,  2020/727 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Ceza Dairesi
    İlk Derece Mahkemesi : İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesinin 06.02.2019 tarih
    ve 2018/294 - 2019/36 sayılı kararı
    Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma
    Hüküm : TCK’nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5, TCK’nın 62,
    53, 58/9-7, 63 maddeleri uyarınca verilen mahkumiyet
    hükmünün düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan
    reddi

    Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle;
    Temyiz edenleri sıfatları, başvuruların süresi, kararın niteliği ve temyiz sebeplerine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;
    Temyiz taleplerinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;
    Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
    Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu anlaşılmakla; sanık ve müdafiinin temyiz dilekçelerinde ileri sürdükleri nedenler yerinde görülmediğinden CMK’nın 302/1. maddesi gereğince temyiz davasının esastan reddine, ancak;
    Anayasanın 138/1. maddesi hükmü, TCK"nın 61. maddesinde düzenlenen cezanın belirlenmesi ve bireyselleştirilmesine ilişkin ölçütlerle TCK’nın 3/1. maddesinde düzenlenen orantılılık ilkesi çerçevesinde, suçun işleniş biçimi, işlenmesinde kullanılan araçlar, işlendiği zaman ve yer, suç konusunun önem ve değeri, meydana gelen tehlike ile sanığın kasta dayalı kusurunun ağırlığı, güttüğü amaç ve saik de göz önünde bulundurularak teşdit gerekçelerinin somut dayanakları gösterilmesi gerekirken yetersiz teşdit gerekçesi ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
    Kanuna aykırı, sanık ve müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, bu sebeplerden dolayı hükmün BOZULMASINA; bozma gerekçesi ve atılı suçun vasıf ve mahiyeti ile verilen ceza miktarı ve tutuklulukta geçirilen süre dikkate alındığında, sanık ve müdafiinin tahliye taleplerinin reddine, 28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanunun 304. maddesi uyarınca dosyanın İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin bilgi için İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 15.01.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.











    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.