17. Hukuk Dairesi 2015/17006 E. , 2016/4217 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :.......Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; davacı şirkete kasko sigorta poliçesi ile sigortalı aracın sürücüsü, sigortalı davalı ..."ın eşi ......"ın yapmış olduğu kaza sonucu, 13/03/2013 tarihinde 15.000,00 TL hasar tazminatını davalı ..."a ödediğini, ödeme sonrası ... ile ... isimli görgü tanıklarının müvekkili şirkete yapmış oldukları ihbar ile sigortalı aracın gerçekte 12/12/2011 tarihinde kazaya uğradığını, sürücünün sigortalı davalının eşi ........olduğunu, ......"ın kaza sırasında alkollü olduğunu, aracı tamir ettirmeyerek sigortalının çalışmış olduğu kurumun otoparkında beklettiğini, akabinde davacı şirketten kasko poliçesi düzenletilerek düzmece bir maddi hasarlı trafik kazası tespit tutanağı düzenlenerek davacı şirketten hasar tazminatı alındığın beyan edildiğini, ihbar üzerine davacı şirketçe araştırma yaptırılarak bunun tespit edildiğini, poliçe düzenleme tarihinden önce gerçekleşen ve sürücünün alkollü ve yetersiz ehliyet ile sevk etmiş olduğu sigortalı araçta meydana gelen hasarın davacı şirketin sorumluluğu kapsamında olmadığını, davalı taraf sigorta güvencesinde olmayan bir hasarı aldığını belirterek 15.000,00 TL maddi tazminatın ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari (avans) faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; ekspertiz raporu ile hasar ve kazanın uyumlu olduğunun tespit edildiğini, davalının dava konusu kazadan 374 gün evvel bir kazaya karıştığını ve bu kazadan
yaklaşık 4 ay sonra aracın onarımını yaptırdığını, davalının eşi ile husumeti olan bir şahsın iftiralarından yola çıkarak aslı olmayan iddialarla davanın açıldığını, araştırma raporunun delil niteliğinin bulunmadığını, kazanın ihbar edilenden farklı bir şekilde gerçekleştiğinin ispat yükünün sigorta şirketinde olduğunu, sigorta poliçesi düzenlenirken aracın sağlam bir araç olduğu karinesinin gözardı edilmemesi gerektiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile 15.000,00 TL nin 13/03/2013 tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre; davalı vekilinin yerinde görülmeyen aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava kasko sigorta poliçesi nedeniyle yapılan ödemenin iadesi istemi ile açılan istirdat davasıdır.
Tüm dosya kapsamına göre somut olayda; ilk kaza 12.12.2011 tarihinde olup karşı araç hasarı zmss ekspertiz raporu ile belirlenmiştir. 12.12.2011 tarihindeki bu kazaya ilişkin Bolu Emniyet Müdürlüğü tutanağı ve karşı araç maliki Gülten Çetinkaya"ya ait araç eksper raporuna göre kaza ve hasar belirlenmiş olup davalı sigortalının ilk kazada aracında oluşan hasarının tamirini kendi imkanları ile yaptırmış olduğuna dair tanıklarını da dinletmiştir.
6102 sayılı TTK 1458. maddesi gereğince mukavele yapıldığı sırada sigorta ettiren veya sigortalı rizikonun gerçekleşmiş olduğunu bilmekte iseler sigorta mukavelesinin geçersiz olduğu belirtilmiştir. Rizikonun sözleşme yapılmadan önce gerçekleştiğine ilişkin iddianın sigortacı tarafından kanıtlanması gerekmekte olup davalı ... buna ilişkin somut delil ortaya koyamamıştır. 30.10.2014 tarihli bilirkişi raporunda bilirkişinin 12.12.2011 tarihli ilk kazada hasarlanan yerlerle 21.12.2012 tarihli ikinci kazadaki hasarlı bölümlerin uyuşmadığını belirtmesi karşısında, davacı kasko şirketinin eldeki davada riziko gerçekleştikten sonra poliçenin yaptırıldığını ve geçersiz olduğunu somut delillerle ispat edemediği anlaşılmasına göre davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 04/04/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.