14. Hukuk Dairesi 2014/1285 E. , 2014/3416 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 17.10.2012 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 11.11.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, ortaklığın giderilmesi isteğine ilişkindir.
Mahkemece, ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı ... vekili temyiz etmiştir.
1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya kapsamına göre davalı ... vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2- Dava konusu edilen ve satışına karar verilen 209 ada 6 , 1075, 116, 117, 115, 66 ada 4 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin temyiz itirazlarına gelince; 492 Sayılı Harçlar Kanunu ve eki Tarifenin karar ve ilam harcına ilişkin hükmü uyarınca karar tarihi itibariyle gayrimenkulun satış bedeli üzerinden alınacak harcın binde 11,38 olması gerekirken hüküm sonucunda binde 9,9 olarak gösterilmesi doğru görülmemiş ise de bu husus kararın bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HUMK"nın 438/7. maddesi uyarınca hüküm sonucunun aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
3- Dava konusu 190 ada 7 parsel sayılı taşınmaza gelince;
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 114/ı maddesi gereğince aynı davanın, daha önceden açılmış ve hâlen görülmekte olmasının dava şartı olduğu, 115. maddesinde, mahkemenin, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştıracağı, taraflarında dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebileceği, dava şartı noksanlığının
tespit edilmesi halinde davanın usulden reddine karar verileceği hükme bağlanmıştır.
Öte yandan, 6100 sayılı HMK’nın 303. maddesi gereğince, bir davaya ait şekli anlamda kesinleşmiş olan hükmün, diğer bir davada maddi anlamda kesin hüküm oluşturabilmesi için, her iki davanın taraflarının, dava sebeplerinin ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olması gerekir. Hukuk düzeninde istikrar sağlama amacı taşıyan kesin hüküm, hükme karşı yasa yollarının tükenmesi (şekli anlamda kesin hüküm) ve taraflar arasındaki hukuki ilişkinin bir daha dava konusu yapılmaması (maddi anlamda kesin hüküm) şeklinde hukuk yargılama sistemimizde yer almaktadır.
Somut olayda dava konusu 190 ada 7 parsel sayılı taşınmaza ilişkin olarak Germencik Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 28.04.2006 günlü ve 2005/182 E. 2006/179 K. sayılı kararı ile ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmiş olup kesinleşme şerhi bulunmamaktadır. Mahkemece, bu taşınmaza ilişkin olarak verilen hükmün kesinleşip kesinleşmediği belirlenerek yukarıda açıklanan ilkeler gereğince bir karar vermek gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün 190 ada 7 parsel sayılı taşınmaza yönelik olarak bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca 209 ada 6 , 1075, 116, 117, 115, 66 ada 4 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin temyiz itirazlarının reddi ile hüküm fıkrasının dört numaralı bendinde yer alan " binde 9,9 oranında" ibaresinin hüküm sonucundan çıkarılarak bunun yerine "binde 11,38 oranında" ibaresinin yazılmasına, hükmün bu taşınmazlara ilişkin olarak HUMK"nun 438/7. maddesi gereğince DEĞİŞTİRİLMİŞ ve DÜZELTİLMİŞ bu şekliyle ONANMASINA, 3.bentte açıklanan nedenlerle 190 ada 7 parsel sayılı taşınmaza ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile bu taşınmaz yönünden hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, 14.03.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.