12. Hukuk Dairesi 2015/30106 E. , 2016/5997 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı tarafından muris ... mirasçıları hakkında genel haciz yolu ile başlatılan ilamsız icra takibinin kesinleşmesinden sonra borçluların mirasın reddine ilişkin mahkeme ilamını sunarak takibin iptali istemiyle icra mahkemesine başvurdukları görülmektedir.
İcra dosyasının incelenmesinde; icra takibine konu bireysel kredi sözleşmesinin borçlusunun, takip borçlularının murisi olduğu ve takibin borçlular hakkında mirasçı sıfatı ile yapıldığı, borçluların ise, icra mahkemesine başvurularında; mirası reddettiklerinden murisin borcundan sorumlu olmadıklarını, bir diğer ifade ile mirasın reddi kararı nedeniyle borçlu olmadıklarını ileri sürerek takip iptalini talep ettikleri anlaşılmaktadır.
Hukuk Genel Kurulu’nun, 19.11.2014 tarih ve 2013/12-2240 Esas 2014/929 Karar sayılı ilamında; borçluların mirası reddetmeleri nedeniyle borçlu olmadıklarına yönelik iddialarının borca itiraz niteliğinde olup, ödeme emrinin tebliği üzerine yasal süre içerisinde yapılması gerektiği kabul edilmiştir. Dairemizce de, anılan karar doğrultusunda içtihat değişikliğine gidilerek, Hukuk Genel Kurulu’nca kabul edilen ilke benimsenmiştir.
“İmzaya itiraz dışındaki diğer bütün itirazlara borca itiraz denir. Anılan itiraz, ödeme, …sıfat itirazı gibi…. borçlunun borcu olmadığı, takip konusu senedin karşılıksız olduğu (veya kaldığı), hatır senedi olduğu, teminat senedi olduğu, anlaşmaya aykırı doldurulduğu, kambiyo senedinde tahrifat yapıldığı, borçlunun senedin düzenlendiği tarihte temyiz kudretine sahip olmadığı, mirası reddetmiş olduğu veya mirasın hükmen reddedilmiş olduğu gibi sebeplere dayanır” (Prof. Dr. Baki KURU; İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, s.197, Kasım 2004-İstanbul).
Öte yandan, İİK."nun 53. maddesine göre; borçlunun ölüm günü ile beraber üç gün içinde takip geri bırakılır. Mirasçı, mirası kabul veya reddetmemişse, mirası ret süresince mirasçılar hakkında takip yapılamaz. Bu maddenin uygulanabilmesi için, icra takibinin mirasın reddi süresinde yapılması ya da murisin takibe başlandıktan sonra ölmüş olması gerekir. İİK."nun 53. maddesine aykırı olarak takip yapılması ya da takip işlemlerine devam edilmesi nedenlerine dayalı olarak ilgililer, İİK."nun 16.maddesi uyarınca icra mahkemesine şikayette bulunabilirler. İİK."nun 53.maddesine aykırılık iddiası ise; kamu düzeni ile ilgili olduğundan İİK."nun 16/2.maddesi uyarınca süresiz şikayete tâbidir.
Somut olayda, murisin takipten önce 09.03.2015 tarihinde öldüğü, mirasçılar hakkında mirası ret süresi geçtikten sonra 29.06.2015 tarihinde takibe girişildiği, borçlulardan Meryem"e ödeme emrinin 08.07.2015 tarihinde tebliğ edildiği, diğer borçlular ..., ..., ... "e ise ödeme emri tebligatının 07.07.2015 tarihinde yapıldığı, mirasın reddine ilişkin mahkeme kararının da; icra takibinden ve ödeme emrinin tebliğinden önce 15.05.2015 tarihinde alındığı görülmektedir. Öyleyse, icra takibi, mirası ret süresi geçtikten sonra başlatılmış olduğundan, olayda, İİK."nun 53.maddesinin ve dolayısıyla aynı Kanun’un 16.maddesi hükmünün uygulama yeri olmadığı açıktır.
Diğer taraftan, borçluların başvurusu, bu hali ile borca itiraz niteliğinde olup, borca itirazın ise; takibin şekline göre uygulanması gereken İİK."nun 62/1. maddesi uyarınca, ödeme emrinin tebliğinden itibaren yasal yedi günlük süre içerisinde icra dairesine yapılması zorunludur.
Bu durumda, mahkemece, icra takibinin şekline göre; borçluların borca itirazlarını icra müdürlüğü yerine icra mahkemesine bildirmelerinin gereksiz ve geçersiz bir işlem olup, hukuki sonuç doğurmayacağı nazara alınarak, istemin reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle, istemin kabulü ile takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02/03/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.