Hakaret - Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2015/28823 Esas 2016/8193 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
18. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/28823
Karar No: 2016/8193
Karar Tarihi: 20.04.2016

Hakaret - Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2015/28823 Esas 2016/8193 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Mahkeme, sulh ceza mahkemesinde görülen hakaret davasında sanığın suçlu olduğuna hükmetti. Temyiz isteği reddedildi ve duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve belgeler incelenerek eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu belirlendi. Ancak aleniyet unsurunun olayda gerçekleşmediği gözetilmeden TCK’nın 125/4. maddesi uygulandığı gerekçesi ile hüküm 1 yıl 15 gün hapis cezasına indirildi.
TCK’nın 53/1-b maddesinde yer alan hak yoksunluğunun Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildiği ve 53/1-c maddesindeki hak yoksunluğunun sanığın kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverme tarihine kadar, diğer kişilere karşı belirtilen yetkiler yönünden mahkûm olunan hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar geçerli olduğu belirtildi.
18. Ceza Dairesi         2015/28823 E.  ,  2016/8193 K.
"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hakaret
HÜKÜM : Mahkumiyet
KARAR
Yerel Mahkemece bozma üzerine verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede,
Sanığa yükletilen hakaret eylemiyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı;
Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu,
TCK’nın 53/1-b maddesinde yer alan hak yoksunluğunun uygulanmasına ilişkin hükmün Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararıyla iptal edilmesi nedeniyle uygulanma olanağı ortadan kalkmış ve yine aynı Kanunun 53/1-c maddesindeki hak yoksunluğunun sanığın kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverme tarihine kadar, diğer kişilere karşı belirtilen yetkiler yönünden mahkûm olunan hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar geçerli olacağı gözetilmemiş ise de, mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak infaz evresinde re"sen, TCK"nın 53. maddesinin 1 ilâ 3. fıkralarında öngörüldüğü biçimde uygulanması mümkün görüldüğünden, bu hususların bozmayı gerektirmediği,
Anlaşılmış ve ileri sürülen başkaca temyiz nedenleri yerinde görülmediği gibi hükmü etkileyecek oranda hukuka aykırılığa da rastlanmamıştır.
Ancak;
Sanığın eylemini, il müftüsü olan müştekinin odası içerisinde gerçekleştirmesi karşısında, aleniyet unsurunun olayda gerçekleşmediği gözetilmeden TCK’nın 125/4. maddesinin uygulanması,
Kanunu aykırı ve sanık ...’un temyiz iddiaları bu nedenle yerinde ise de, bu husus, yeniden duruşma yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte olduğundan, temyiz edilen kararın açıklanan noktası, tebliğnamedeki isteme kısmen uygun olarak “TCK’nın 125/4. maddesinin tatbikine dair kısım karardan çıkartılarak, uygulamaya göre de, sonuç hapis cezasının, 1 yıl 15 gün hapis cezasına indirilmesi” biçiminde HÜKMÜN DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 5320 sayılı Kanunun 8/1. madde ve fıkrası aracılığıyla 1412 sayılı CMUK"nın 322. maddesi uyarınca davanın esasına, 20.04.2016 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.









Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.