15. Hukuk Dairesi 2018/1387 E. , 2018/4381 K.
"İçtihat Metni"Davacılar 1-... 2-... 3-... 4-... 5-... ile davalı ... Yapı Malz. Peyzaj İnş. San. Tic. Ltd. Şti., dahili davalılar 1-... 2-... 3-... 4-... 5-... 6-... 7-... (Emek), birleşen 2014/227 Esas sayılı davada davacılar 1-... 2-... 3-... ile davalılar 1-... 2- 3-... 4-... arasındaki davadan dolayı ... 2. Asliye Hukuk Hakimliğince verilen 12.04.2016 gün ve 2013/887-2016/115 sayılı hükmü bozan 23. Hukuk Dairesi"nin 17.04.2017 gün ve 2016/6481-2017/1145 sayılı ilamı aleyhinde asıl ve birleşen dosya davacıları vekili ile asıl dosya davalısı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Asıl ve birleşen dava arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesinden kaynaklanmakta olup asıl dava bir kısım arsa sahipleri tarafından yüklenici aleyhine açılan tapu iptâl ve tescil istemine, birleşen dava ise asıl davada yer alan davacı arsa sahipleri ile asıl davada yer olmayan bir kısım arsa sahiplerince, davaya muvafakat vermeyen arsa sahipleri aleyhine tapu iptâl ve tescil talebine ilişkin olup mahkemece asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüyle arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesinin geriye etkili feshine sözleşme konusu taşınmazda asıl ve birleşen dosya davacıları arsa sahipleri hisseleri oranında davalı şirket adına olan tapu kaydının iptâli ve adlarına tesciline, diğer hissedarlar ve birleşen dosya davalısı ..."ın hissesinin davalı şirket üzerinde bırakılmasına dair kararı asıl dava davalısı yüklenici vekilince temyizi üzerine Yargıtay 23. Hukuk Dairesi"ne verilen 17.04.2017 gün 2016/6481 Esas 2017/1145 Karar sayılı bozma ilamına karşı asıl ve birleşen dosya davacıları arsa sahipleri ve yüklenici şirket vekilince yasal süresi içerisinde karar düzeltme talebinde bulunulmuştur.
Karar düzeltme talebinin kural olarak temyiz üzerine onama ya da bozma kararını veren Yargıtay Hukuk Dairesi"nce yapılması gerekmekte ise de; 09.02.2018 gün 1 sayılı Yargıtay Büyük Genel Kurul Kararı ile arsa payı inşaat yapım sözleşmelerinden kaynaklanmakta olup 01.07.2016 tarihinden sonra temyiz ya da karar düzeltme talepli olarak Yargıtay"a gelen dava dosyalarını inceleme görevi Yargıtay 15. Hukuk Dairesi"ne verildiğinden karar düzeltme talebi Dairemizce incelenmiştir.
Asıl ve birleşen davada kabul edilen hissenin değeri üzerinden hesaplanan 237.610,00 TL ilam harcının davalı şirketten tahsiline karar verilmiştir. Davalı şirket tarafından ilk derece mahkemesi kararı temyiz edildiğine göre bu harcın 1/4"ü olan 59.402,50 TL nispi peşin temyiz harcı ve 143,50 TL temyiz yoluna başvurma harcı yatırılarak temyiz edilmesi gerekirken davalı yüklenici şirket tarafından 143,50 TL temyiz yoluna başvurma harcı ve 29,20 TL maktu temyiz harcı yatırılarak adli yardım talepli olarak mahkeme kararı temyiz edilmiştir.
Adli yardım talebi kanun yoluna başvuru sırasında talep edildiğinden 6100 sayılı HMK"nın 336/3. maddesi uyarınca davalı yüklenici şirket vekilinin adli yardım talebini inceleme görevi Yargıtay"a aittir. Buna rağmen temyiz incelemesini yapan Yargıtay 23. Hukuk Dairesi"nce bu konuda herhangi bir inceleme yapılmaksızın ve noksan harç tamamlatılmaksızın temyiz incelemesinin yapıldığı bu kez yapılan incelemede anlaşıldığından davacı arsa sahipleri vekilinin talebinin kabulüyle Yargıtay 23. Hukuk Dairesi"nin 17.04.2017 gün 2016/6481 Esas 2017/1145 Karar sayılı bozma ilamının kaldırılarak davalı şirket vekilinin adli yardım talebinin incelenmesine geçilmiştir.
Adli yardım 6100 sayılı HMK"nın 334 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Anılan maddelere göre adli yardımın koşulları ödeme gücünden yoksun olma ve taleplerinin açıkça dayanaktan yoksun olmamasıdır. HMK"nın 334/2. maddesi hükümünce kamuya yararlı dernek ve vakıflar iddia ve savunmalarında haklı göründükleri ve mali açıdan zor duruma düşmeden gerekli giderleri kısmen veya tamamen ödeyemeyecek durumda oldukları takdirde adli yardımdan yararlanabilir ise de; kanunda bunların dışındaki özel hukuk tüzel kişilerinin adli yardımdan yararlanabileceklerine dair bir düzenleme bulunmadığından adli yardımdan yararlandırılmaları mümkün değildir. Kaldı ki davalı yüklenici şirket tarafından adli yardım talebini haklı gösterecek hiçbir delil de sunulmamıştır. Açıklanan nedenler ve mevcut yasal düzenleme karşısında davalı şirket vekilinin koşulları oluşmayan adli yardım talebinin reddi gerekmiştir.
SONUÇ: 1-Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı şirket vekilinin koşulları oluşmayan adli yardım talebinin reddine,
2-Kararın davalı şirket vekiline tebliğine,
3-6100 sayılı HMK"nın 6459 yasayla değişik 337/2. maddesi gereğince davalı şirket vekilince 1 hafta içerisinde mahkemeye dilekçe sunmak suretiyle karara itiraz edilebileceğine,
4-İtiraz dilekçesi verilmesi halinde dosyanın HMK"nın değişik 337/2. maddesi gereğince itirazı incelemede görevli Yargıtay 16. Hukuk Dairesi Başkanlığı"na gönderilmesine,
5-Dairemizin adli yardımla ilgili bu kararın kesinleşmesi halinde temyiz harç ve giderlerinin tamamlatılması için 6100 sayılı HMK"nın geçici 3. maddesi yollamasıyla uygulanması gereken 1086 sayılı HUMK"nın 434/III. maddesi uyarınca işlem yapılmasına,
6-23. Hukuk Dairesi"nin kararı kaldırılmış olduğundan davalı yüklenici şirket vekilinin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,
Yukarıda 2. 4. ve 5. bentler uyarınca işlem yapılmak üzere dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, 12.11.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.