Esas No: 2020/25089
Karar No: 2022/6652
Karar Tarihi: 05.04.2022
Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2020/25089 Esas 2022/6652 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık hakkında mala zarar verme suçundan verilen mahkumiyet kararı, yapılan tebligat işleminin usule aykırı olması nedeniyle geçersiz sayılmıştır. Ancak, 5237 sayılı ceza kanununda yapılan değişiklikler çerçevesinde uygulamada bazı değişiklikler yapılmıştır. Bununla birlikte, sanık hakkında ikinci kez tekerrür hükümlerinin uygulanamayacağına karar verilmiştir. Kararda, 5237 sayılı TCK'nin 53. maddesi ve 7/2. maddesi uyarınca, suçun işlendiği zamanda yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur denilmektedir. Ayrıca, 6763 sayılı Kanun'un 35. maddesi ile değişik CMK'nın 254. maddesi uyarınca aynı kanunun 253. maddesinde belirtilen esas ve usûle göre uzlaştırma işlemleri yerine getirildikten sonra sonucuna göre sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunmaktadır.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Mala zarar verme
HÜKÜM : Mahkumiyet
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanığın yokluğunda verilen 17/02/2015 tarihli kararın tebliği için adı geçenin bilinen en son adresi esas alınarak Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesine göre normal tebligat çıkarılıp, çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi halinde, aynı Kanun'un 21/2. maddesi uyarınca adres kayıt sistemindeki adres bilinen en son adres olarak kabul edilerek, Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine göre bu adrese yapılması gerektiği, somut olayda sanığın savunmasında bildirdiği adres ile aynı olan MERNİS adresine tebligatın çıkarıldığı, “MERNİS adresi” ibaresi ile çıkarılan ve sanığın evde bulunmaması nedeniyle muhtara yapılan tebligat işleminin usule aykırı olmasından dolayı geçersiz olduğu, öğrenme üzerine 06/04/2015 tarihinde temyiz eden sanığın temyiz isteminin süresinde olduğu belirlenerek yapılan incelemede;
5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarihinde yürürlüğe giren 08.10.2015 tarihli ve 2014/140 E., 2015/85 K. sayılı kararı nazara alınarak bu maddede öngörülen hak yoksunluklarının uygulanmasının, 15.04.2020 gün ve 31100 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun’un 10. maddesi ile TCK’nın 53. maddesinde yapılan değişiklikle birlikte infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüş, dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;
1-Hükümden sonra 02/12/2016 tarihli ve 29906 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nın 253. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendine eklenen alt bentler arasında yer alan ve 5237 sayılı TCK’nın 167/2. maddesinde tanımı yapılan aynı konutta beraber yaşamayan kardeşe karşı nitelikli mala zarar verme suçunun da uzlaşma kapsamına alındığının anlaşılması karşısında; 5237 sayılı TCK’nın 7/2. maddesi uyarınca; “Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur.” hükmü de gözetilerek 6763 sayılı Kanun’un 35. maddesi ile değişik CMK’nın 254. maddesi uyarınca aynı Kanun’un 253. maddesinde belirtilen esas ve usûle göre uzlaştırma işlemleri yerine getirildikten sonra sonucuna göre sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
2-UYAP üzerinden yapılan araştırmada ikinci kez tekerrür hükümlerinin uygulanmasına sebep olan Nazilli 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 28/07/2011 tarihli 2010/772-2011/622 esas sayılı ilama konu suçun uzlaşma nedeniyle düşürüldüğü nazara alındığında sanık hakkında ikinci kez tekerrür hükümlerinin uygulanamayacağının ve sanığın adli sicil kaydında yer alan tekerrüre esas alınabilecek mahkumiyetleri içinde en ağırı olan Nazilli 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2011/265 E. 2012/468 K. sayılı ilamına konu olan TCK’nın 170/1-c maddesi gereği hükmedilen 5 ay hapis cezasına ilişkin hükümlülüğünün tekerrüre esas alınması gerektiği gözetilmemesi
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı BOZULMASINA, bozma sonrası kurulacak hükümde 1412 sayılı CMUK'nın 326/son maddesinin gözetilmesine, 05/04/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.