11. Hukuk Dairesi 2017/4560 E. , 2019/1293 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada ... 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 27/02/2017 tarih ve 2015/233 E. - 2017/65 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair ... Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nce verilen .../07/2017 tarih ve 2017/526 -2017/733 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin ..."da yetişen bitkilerden nasıl çay yapabileceği, bu çayların insan vücuduna etkisi, hangi hastalıklara iyi geldiği, çayı yapılan bitkilerin nerelerde yetiştiği gibi konularda uzun yıllar çalıştığını, bitkilerin çeşitli aşamalardaki fotoğraflarını da içerecek biçimde bu çalışmasını "ÇAYLARIN BÜYÜSÜ-DEM VEREN OTLAR" adı altında kitaplaştırmak istediğini, bu amaçla müvekkilinin davalı şirket yöneticisi ile görüştüğünü, görüşmeler neticesinde eserin 30"a 20 ebatlarında, renkli ve konuyla ilgili en az ... fotoğraflı olarak basılması konusunda anlaşıldığını ve anlaşmadan sonra müvekkilinin hazırlamış olduğu kitap taslağı ile fotoğrafların bulunduğu CD"leri davalı yöneticisine teslim ettiğini, müvekkilin kitap basımı için çalışmasını teslim etmesinden uzun bir süre sonra çalışmasının kitap halinde yayımlandığı, kitap basılıp dağıtıldıktan sonra müvekkilinin kitabı görebildiğini, kitabın taraflar arasındaki anlaşmaya aykırı olarak siyah beyaz basıldığını, birçok cümlesinde eksiklik bulunduğunu, bunun üzerine müvekkilinin davalı şirket yöneticisi ile görüşerek kitabın bu haliyle dağıtılmasını istemediğini, derhal dağıtımını durdurulmasını talep ettiğini, buna rağmen kitabın dağıtımına ve satışına devam edildiğini, davalının FSEK"in 16. maddesine aykırı hareket ettiğini, bu nedenle müvekkilinin büyük üzüntü yaşadığını ileri sürerek, davalının kitabı olduğu gibi basma yükümlülüğüne aykırı hareket ettiğinin tespitine, tecavüzünün ref’ine, 30.000 TL manevi tazminat ile şimdilik 1.000 TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkili ile davacı arasında kitap basımına ilişkin yazılı bir sözleşmenin bulunmadığını, yayımın şeklini ve tarzını belirleme yetkisinin müvekkiline ait olduğunun kararlaştırıldığını, yayımcılık sektöründe de yayımın şeklini ve tarzını belirleme yetkisinin yayın evlerine ait olduğunu, müvekkilinin kitabı pazarlanabilecek en iyi şekilde hazırladığını ve bastığını, müvekkilinin yayım şekil ve tarzının yıllardan beri aynı olduğunu ve davacının da bunu bildiğini, davacının bu şartları kabul etmesine rağmen daha sonra işbu davayı açtığını, oysa kitabın davacının bilgisi dahilinde basıldığını, sonrasında ise davacının talebi üzerine kitabın dağıtımının durdurulduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; dava konusu eserin ne şekilde basılacağına ilişkin taraflar arasında yazılı bir sözleşmenin bulunmadığı, yine birçok cümlenin eksik basılarak eser bütünlüğünün bozulduğu yönündeki iddiayı kanıtlayacak da herhangi bir delil sunulmadığı, eserin dosyaya sunulan renkli taslak çıktısının bire bir olarak yayın evine çoğaltılmak ve yayımlanmak üzere teslim olduğu konusunda anlaşma olduğu varsayılsa dahi taslak versiyonun hangi cümlelerinin eksik olarak basıldığının davacı tarafça somut olarak ortaya konmadığı, yayıncılık sektöründe anlaşma mevcut değil ise bir eserin basılmasına ilişkin şekil şartlarının, (eser nüshalarının kapak ve iç tasarımı ile mizanpajının) yayın evlerinin tasarrufunda olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı vekilinin istinaf başvurusu üzerine bölge adliye mahkemesi HMK"nın 353/1-b.1 maddesi gereğince talebin esastan reddine karar vermiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK"nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye ...,00 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 18/02/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.