17. Hukuk Dairesi 2020/921 E. , 2020/5257 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen hüküm, davalı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkilinin yolcu olarak bulunduğu ve trafik sigorta poliçesi olmayan ... plakalı aracın kaza yapması sonucu %65 oranında çalışma gücü kaybına uğradığını, başvuru sonrası bir takım indirimler dikkate alınarak 20.223,00 TL ödeme yapıldığını, tespit edilen tazminatın çok düşük olduğunu, ibranameye bakiye haklarının saklı olduğuna ilişkin çekince koymak istediğini, davalı kurumca buna izin verilmediğini, çalışma gücünü % 65 oranında kaybetmiş ve halen ... Tipi Kapalı Ceza Evi"nde bulunan müvekkilinin maddi açıdan çok zor durumda olduğundan müzakaya halinde ister istemez ibranameyi imzalayarak ödenmek istenen bedeli almak zorunda kaldığını, müvekkilinin iş gücü kaybı nedeniyle uğramış olduğu maddi kaybın fazla bulunduğunu ileri sürerek ve ıslah isteminde bulunarak, 39.938.00 TL"nin tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, 2 yıllık zamanaşımı süresinin geçtiğini, olayda hatır taşıması olduğundan davanın müvekkili kuruma yöneltilmemesi gerektiğini, dava öncesinde davacıya ödeme yapıldığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2012/16037 E.-2014/6371 K. sayılı bozma ilamına uyularak, davanın kısmen kabulüyle 25.229,11 TL tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
Bozma ilamına uyulmakla bozma ilamı lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak, mahkemeye de bozma gereklerini yerine getirme yükümlülüğü doğar.
Mahkemece bozmadan önceki kararda davacının %65 oranında maluliyeti esas alınarak hesap yaptırılmış ve hüküm kurulmuştur. Bu karar, davacı tarafça temyiz edilmemiş, davalı vekili tarafından temyiz edilmiş ve bu davalı yararına bozulmuş, bozma sonrası kararda bozma gereğince Adli Tıp Kurumundan maluliyet oranına yönelik alınan raporda davacının %100 oranında malul olduğu tespit edilmiş ve mahkemece %100 maluliyet oranı üzerinden yeniden tazminat hesabı yaptırılarak hüküm kurulmuştur. Bir önceki karar davacı tarafça temyiz edilmediğinden bozma öncesi tespit edilen %65 maluliyet oranı davacı yönünden kesinleşmiştir. Bu durumda, davalı yararına usuli müktesep hak oluştuğu mahkemece gözetilmelidir.
Mahkemece, bozmadan sonra, davacı tarafından temyize konu edilmeyerek kesinleşen maluliyet oranı yönünden davalı yararına usuli müktesep hakka aykırı olarak karar verilmiş olması bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, aşağıda dökümü yazılı 1.344,10 TL kalan onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 07/10/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.