Esas No: 2019/641
Karar No: 2020/475
Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2019/641 Esas 2020/475 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Kararı Veren
Yargıtay Dairesi : 1. Ceza Dairesi
Mahkemesi :Ceza Dairesi
Sayısı : 1848-1504
Kasten öldürme suçuna teşebbüsten sanık ..."ın TCK"nın 81/1, 35/1-2, 62/1, 53, 63 ve 54/4. maddeleri uyarınca 10 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna, mahsuba ve müsadereye ilişkin Bakırköy 15. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 17.10.2017 tarihli ve 51-464 sayılı hükme yönelik olarak sanık müdafisi tarafından istinaf talebinde bulunulması üzerine dosyayı inceleyen İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesince 17.01.2018 tarih ve 44-17 sayı ile;
"6284 sayılı Kanun"un 20/2 maddesi uyarınca "Bakanlık, gerekli görmesi hâlinde kadın, çocuk ve aile bireylerine yönelik olarak uygulanan şiddet veya şiddet tehlikesi dolayısıyla açılan idarî, cezaî, hukukî her tür davaya ve çekişmesiz yargıya katılabilir." hükmü gereğince, mağdure ..."ün kadın olması nedeniyle, kasten öldürme suçundan dolayı açılan davaya katılma, duruşmalardan haberdar edilme ve CMK"nın 272 ve devamı maddesi uyarınca hükmü istinaf hakkı bulunan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığını temsilen Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğünün yokluğunda verilen gerekçeli kararın "Hükmün tebliğinden itibaren 7 gün içerisinde hükmü veren mahkemeye dilekçe ile veya zabıt katibine yapılacak bir beyanla hükmü istinaf edebileceğini" gösterir açıklamalı tebligatla birlikte tebliği ile tebligatı gösteren belgenin ve verilirse istinaf dilekçesinin birlikte dairemize gönderilmesi için dosyanın incelenmeksizin Mahkemesine iadesine" karar verilmiştir.
Gerekçeli kararın tebliğ edildiği Bakanlık vekilinin de Bakırköy 15. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 17.10.2017 tarihli ve 51-464 sayılı hükme yönelik olarak istinaf talebinde bulunması üzerine dosyayı inceleyen İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesince 26.04.2018 tarih ve 445-465 sayı ile;
"Yargıtay 1. Ceza Dairesinin bu konudaki istikrarlı uygulaması da dikkate alınarak; sanığın kadın olan mağdur ... ..."e yönelik, sanık hakkında kasten öldürmeye teşebbüs suçundan açılan kamu davasında 6284 sayılı Yasa"nın 2/1-d ve 20/2. maddeleri uyarınca Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının bu suçun zarar göreni olduğu, bu sıfatının gereği olarak CMK"nın 233 ve 234. maddeleri gereğince kovuşturma evresinde sahip olduğu davaya katılma ve öteki haklarını kullanabilmesi için duruşmadan haberdar edilmesi gerektiği hâlde, usulen dava ve duruşmalar bildirilmeden, davaya katılma ve CMK"nın mağdur ve katılanlar için öngördüğü haklardan yararlanma olanağı sağlanmadan CMK"nın 289/1-e maddesinde belirtilen ve hukuka kesin aykırılık hâllerinden kabul edilen; "... duruşmada kanunen mutlaka hazır bulunması gereken diğer kişilerin yokluğunda duruşma yapılması" yolundaki amir hükme aykırı olacak şekilde yargılamaya devam edilerek yazılı biçimde hüküm kurulması," isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
Bozmaya uyan Bakırköy 15. Ağır Ceza Mahkemesince 20.07.2018 tarih ve 330-407 sayı ile; sanığın TCK"nın 81/1, 35/1-2, 62/1, 53, 63 ve 54/4. maddeleri uyarınca 10 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna, mahsuba ve müsadereye hükmedilmiş, bu hükme yönelik olarak sanık ve müdafisi ile katılan Bakanlık vekili tarafından istinaf talebinde bulunulması üzerine dosyayı inceleyen İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesince 09.11.2018 tarih ve 1848-1504 sayı ile; katılan Bakanlık lehine vekâlet ücretine hükmedilmesi suretiyle, istinaf başvurularının düzeltilerek esastan reddine karar verilmiştir.
Bu hükmün de sanık ve müdafisi ile katılan Bakanlık vekilince temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 1. Ceza Dairesince 26.06.2019 tarih ve 1185-3421 sayı ile; temyiz başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise 24.10.2019 tarih ve 79940 sayı ile;
"... Sanık ..."ın, alkollü olduğu anlaşılan mağdur sanık... ve... ..."ın araçlarını evlerinin balkonunun hemen altına park etmesine müdahalesi üzerine mağdur sanıklar... ve... ..."ın ters cevap vermesiyle başlayan sözlü münakaşada, alkollü olan... ve..."in saldırgan hareketlerini sürdürdüğü sırada katılan ..."in de tartışmaya dâhil olması, kavgayı yatıştırmak yerine kızıştırmaya çalışması, ... ..."ın saldırması ve kendisini bıçakla yaralaması sonucu onun verdiği elem ve şiddetin etkisiyle evinin balkonundan pompalı av tüfeği ile şahısların üzerine doğru ateş ettiği ve katılan ..."ün ateşli silah yaralanmasına bağlı olarak 7 ve 8. kot lateralinde kırığa, göğüs duvarında yumuşak doku amfizemine, sol hemitoraksta hemopnömotoraksa ve sol alt lopta parankim hasarına yol açan yaralanması nedeniyle hayati tehlike geçirecek ve hayat fonksiyonlarını üçüncü derecede etkileyecek nitelikte kırık oluşturacak şekilde yaralandığı, bu suretle sanığın eyleminin haksız tahrik altında öldürmeye teşebbüs suçunu oluşturduğunun gözetilerek sanık hakkında TCK"nın 29. maddesinin uygulanması gerektiği," görüşüyle itiraz kanun yoluna başvurmuştur.
CMK"nın 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay 1. Ceza Dairesince 19.11.2019 tarih ve 3634-5032 sayı ile itiraz nedenlerinin yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Sanıklar... ve ... hakkında kasten yaralama suçundan verilen adli para cezaları, miktar itibarıyla kesin nitelikte, sanıklar... ..., ..., ... ve... hakkında hakaret suçundan verilen düşme kararları istinaf edilmeksizin, sanık... hakkında kasten yaralama suçundan verilen mahkûmiyet hükmü ise Bölge Adliye Mahkemesince bu istinaf talebinin esastan reddedilmesi suretiyle kesinleşmiş olup inceleme sanık ... hakkında kasten öldürme suçuna teşebbüsten kurulan mahkûmiyet hükmü ile sınırlı olarak yapılmıştır.
Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanık hakkında haksız tahrik hükmünün uygulanma koşullarının bulunup bulunmadığının belirlenmesine ilişkindir.
İncelenen dosya kapsamından;
25.12.2016 tarihli olay, yakalama ve muhafaza alma tutanağında; 25.12.2016 tarihinde saat 22.00’de İstanbul ili, Bahçelievler ilçesi, Hürriyet Mahallesi, Derya Sokak’ta bulunan 8 numaralı binanın önünde yaralama olayının meydana geldiğinin Haber Merkezince bildirilmesi üzerine olay yerine gidildiği, kalabalık bir grup arasında bağrışma ve kavga olduğunun görülmesi üzerine, kavgaya müdahale edildiği, göğsünün sol tarafından ateşli silahla yaralanmış hâlde, yerde yaralı olarak yatan katılan ... (...)’in olay yerine çağrılan cankurtaran ile hastaneye kaldırılmasının sağlandığı, elinden yaralanmış olan sanık ...’ın olay sırasında evinin balkonundan pompalı tüfekle ateş ettiğini söylemesi üzerine, sanığın teslim ettiği haznesinde 2 adet fişek bulunan 1 adet pompalı tüfek ile 1 adet Zuber marka fişeğin muhafaza altına alındığı, inceleme dışı mağdur sanıklardan...’ın kesici delici aletle yaralanmış olması nedeniyle hastaneye sevkinin sağlandığı, İsmail ...’ın ise yakalama işleminin yapıldığı bilgilerine yer verildiği,
Olay yeri inceleme raporunda; Derya Sokak’ta, 8 numaralı binanın önünde, yerde kılıfı içerisinde bir adet bıçak bulunduğu, binanın önünde ve giriş kısmında yoğun kan damlaları ve cam kırıkları olduğunun belirtildiği,
Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulunca katılan ... (...) hakkında düzenlenen 24.07.2017 tarihli raporda; sol meme dokusunda, ön aksiller çizgiyle birleştiği yerde 7 ve 8. interkostal aralıkta 2x1 cm ebadında, arka aksiller hattın 5 ve 6. kosta kosta ile kesiştiği yerde 2x1 cm ebadında ateşli silahın meydana getirdiği delikler bulunduğu, bu yaralanmanın 7 ve 8. kot lateralinde, hayat fonksiyonlarına orta (3.) derece etkili kırığa, göğüs duvarında yumuşak doku amfizemine, sol hemitoraksta hemopnömotoraksa ve sol alt lobda parankim hasarına sebebiyet verdiği, yaralanmanın kişinin yaşamını tehlikeye sokan bir duruma neden olduğu ve basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif nitelikte olmadığının ifade edildiği,
Bakırköy Adli Tıp Şube Müdürlüğünce inceleme dışı mağdur sanık... hakkında düzenlenen 26.12.2016 tarihli raporda; karnında 3 cm, sol uyluk iç yüzde 1 cm uzunluğunda kesici delici alet yaraları bulunan şahıstaki yaralanmaların basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif nitelikte olduğu, 02.11’de yapılan ölçüme göre alveol havasında 0,88 promil alkol tespit edildiği,
İnceleme dışı mağdur sanık ... hakkında düzenlenen 26.12.2016 tarihli raporda; sağ elinde kesici delici alet yarası bulunan şahıstaki yaralanmanın basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif nitelikte olduğunun belirtildiği,
İnceleme dışı mağdur sanık... ... hakkında düzenlenen 26.12.2016 tarihli raporda; şahsın bedeninde herhangi bir darp, cebir izine rastlanılmadığının, saat 02.16’da yapılan ölçüme göre alveol havasında 0,81 promil alkol tespit edildiğinin bildirildiği,
Sanık ... hakkında düzenlenen 18.01.2017 tarihli raporda; sol el ikinci parmak distal falanks kortikal lezyona neden olan kesici delici alet yaralanmasının şahsın yaşamını tehlikeye sokan bir durum olmadığı ancak basit bir tıbbi müdahale ile de giderilebilecek ölçüde hafif nitelikte olmadığının belirtildiği,
İstanbul Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğünce düzenlenen 29.12.2016 tarihli uzmanlık raporunda; inceleme dışı mağdur sanık... ...’ın sol el iç svap numunesinde atış artığı bulunduğu, sanık ..., katılan ... (...), inceleme dışı mağdur sanıklar ... ve...’ın alınan svap numunelerinde atış artığına rastlanılmadığı; 07.02.2017 tarihli uzmanlık raporunda ise; incelemeye gönderilen 12,5 cm uzunluğunda tek ağızlı, sivri ucu kısmen kırık, oluksuz, sırtı küt, zorlama nedeniyle eğilmiş plastik kabzalı bıçağın 6136 sayılı Kanun’un 4. maddesinde sayılan yasak nitelikteki bıçaklardan olmadığı bilgilerine yer verildiği,
Anlaşılmıştır.
Katılan ... (...) Kollukta; olay akşamı kendisini ziyarete gelecek olan yeğenleri inceleme dışı mağdur sanıklar... ve... ...’ı karşılamak için kızı tanık ... ile birlikte ikamet ettiği apartmanın önüne indiğini, sanığın babası ...’ın bıçakla... ve...’e saldırdığını, ardından sanık ...’ın tüfekle yeğenlerine ve kendisine ateş ettiğini, vurulup yere düştüğünü, kimseyle bir husumetinin bulunmadığını, sanık ve babasının kendilerine neden saldırdıklarını bilemediğini,
Mahkemede; Kolluktaki ifadesini tekrar ettiğini, kızı ... ile olay yerine gittiğinde kavganın başlamış olduğunu, ...’ın...’ı karnından ve bacağından bıçakladığını gördüğünü, kavga esnasında bir anda sanığın yukarı çıktığını fark ettiğini, daha sonra sanığın ateş ettiğini, olay yerinden kaçıp uzaklaşmak için döndüğünde sırtından isabet aldığını, kurşunun göğsünden çıktığını, yaklaşık dört aydır ciddi sağlık sorunları yaşamakta olduğunu, tabiri caizse yarım insan gibi kaldığını, sanığın “Ben öldürmek isteseydim öldürürdüm” yönündeki ifadesine katılmadığını, korkutmak için ateş eden birinin havaya doğru ateş edeceğini, sanıktan şikâyetçi olduğunu,
İnceleme dışı mağdur sanık... Kollukta; şoförlük yaparak geçimini sağladığını, olay gecesi yaşanan kavga sırasında bıçakla kendisine saldıran ...’a karşı kendisini savunmak maksadıyla yanında taşıdığı sürmene bıçağını, siyah renkli kılıfından çıkararak sallamaya başladığını, teyzesi olan katılan ... veya kuzeni tanık ...’in kendisine engel olduğunu, bıçağı yere düşürdüğünü, ...’i, evinin bulunduğu binaya doğru itmeye başladığını, binaya girdikleri sırada ...’in bıçakla kendisini karnından ve kasığından yaraladığını, yere düştüğünü bu sırada silah sesleri işittiğini, baktığında sanığı balkondan pompalı tüfekle ateş ederken gördüğünü, sanığın aşağı inip bina dışında, sokakta da ateş etmeyi sürdürdüğünü, olay yerine tırla değil ticari taksi ile gittiklerini, kendisini ve kardeşini savunmak için kavga sırasında bıçak kullandığını, olay yerinde bulunan siyah renkli kılıf içerisinde bulunan bıçağın kendisine ait olduğunu,
Mahkemede; önceki ifadesini tekrar ettiğini, olay günü kardeşi ile birlikte alkol aldıktan sonra olayın meydana geldiği yere şirkete ait kamyonetle gittiğini, aracın trafikten men edilmesini engellemek için bu hususu Kolluktaki ifadesinde gizleyerek ticari taksi ile olay yerine gittiğini ifade ettiğini, araçla sanığın evinin önündeki betona çarpıp zarar verdiği hususunun doğru olmadığını, aracı park etmek için kaldırıma yanaştıkları sırada sanığın yanlarına gelerek aracı bulunduğu yerden kaldırmaları gerektiğini söylediğini, misafirliğe geldiklerini ve yarım saat kadar kalıp ayrılacaklarını söylediğini, o esnada ...’ın balkondan küfretmeye başladığını, "Kime küfrediyor" diye sorunca, sanığın “Git diyorsam gidin lan" diye kendisine cevap verdiğini, münakaşa devam ederken ağabeyi... ...’ın sanığı iterek kapıyı kapattığını ve “Hadi gidelim buradan olay büyümesin” dediğini, bunun üzerine aracı yukarıda bir yere park ettiğini, aracın sağ aynasından baktığında kuzeni ... ile teyzesi katılan ...’in olay yerine geldiklerini gördüğünü ve olayın büyüyeceğini tahmin ederek araçta halat kesmek için sürekli bulundurduğu bıçağı yanına aldığını, olay yerine gittiğinde münakaşa sırasında teyzesi katılan ...’e hakaret edildiğini, olayların binanın giriş kapısında cereyan ettiğini, o esnada ...’ın sarı saplı bir bıçakla aşağıya doğru indiğini gördüğünü, kendisinin de bir taraftan evin kapısını tutup bir taraftan da elindeki bıçakla binanın kapısının camına vurarak kırdığını, amacının ...’in dışarı çıkmasını engellemek olduğunu, kalabalığın toplandığını, omzundan tutup kendisini geriye çektiklerini, o anda binanın kapısını açan ...’in bıçakla karnına ve bacağına vurduğunu, yere düştüğünü, sanığın cam kırıkları ile ya da bıçakla yaralanmış olabileceğini, ardından sanığın yukarı çıktığını, yerden kalktığı esnada silah sesi duyduğunu, teyzesi ve abisini alarak toplu bir şekilde yukarı doğru kaçmaya çalıştıklarını, o esnada baktığında sanığın, aşağıya kendilerine doğru ateş ettiğini gördüğünü, sanığın “Hedef gözeterek ateş etmedim, vurmak isteseydim vururdum” şeklindeki ifadesinin gerçeği yansıtmadığını, kimseden şikâyetçi olmadığını,
İnceleme dışı mağdur sanık... ... Kollukta; ilköğretim mezunu, bekâr ve işsiz olduğunu, olay gecesi saat 21.00 sıralarında kardeşi...’ın evinde içki içtiklerini, ticari taksiye binerek teyzeleri olan katılan ... ...’i ziyarete geldiklerini, taksiden indikleri sırada inceleme dışı mağdur sanık ...’ın evinin balkonundan kendilerine “Şerefsizler” diye hakaret ettiğini, ...’e dönerek “Dayı, ortada ne var, ne diye bize küfrediyorsun?” demesi üzerine şahsın elinde büyük bir bıçak olduğu hâlde binadan çıkarak yanlarına geldiğini ve bu bıçakla...’a saldırdığını, ...’in oğlu sanık ...’in de birden belirerek kendilerini darbetmeye çalıştığını, savunma gayesiyle sanığa yumruk attığını, yere düşen sanığın kalkarak eve koştuğunu, bu sırada olay yerine katılan ... ile tanık ...’in geldiğini, ... ile ...’e olay yerinden uzaklaşmalarını söylediği sırada peşlerinden birkaç el ateş edildiğini, katılanın vurulduğunu, dönüp arkasına baktığında sanığın elinde pompalı tüfek gördüğünü, sanığın babası ...’in kendilerine bıçakla saldırmaya çalıştığını, sanığı elinde av tüfeği ile Mahmutbey Caddesi yönüne doğru koşarken gördüğünü, sanığı yakalayıp durdurduğunu, olay yerine gelen polislerin kendilerini yakaladıklarını, kardeşi...’ı kimin bıçakladığını görmediğini, olay yerine kamyon veya tır ile gitmediklerini, olay sırasında sanığa yumruk attığını, kimseye hakaret etmediğini,
Mahkemede; önceki ifadesini tekrar ettiğini, olay yerine ticari taksi ile gittikleri hususunun doğru olmadığını, olay yerine vardıklarında sanığın babası ...’ın evinin balkonundan seslenerek aracı bulunduğu yerden çekmelerini istediğini, ardından ise hakaret etmeye başladığını, sanığın ise bu sırada hemen yanlarında olduğunu, olay daha büyümesin diye aracı bulunduğu yerden alarak başka bir yere park ettiklerini, teyzesinin olay yerine indiğini görünce geri döndüklerini, bu esnada aniden kavga çıktığını, kavga sırasında sanığa yumruk attığını, ...’ın, kardeşi...’ı yaraladığını, kendilerine hitaben de "Sizleri de vurayım mı, vurayım mı" şeklinde tehdit içeren sözler söylediğini, sanığın nasıl yaralandığını görmediğini, sanığın bu aşamadan sonra silahla kendilerini hedef alarak ateş ettiğini, sanığın kastının katılan olmayabileceğini ancak sanığın hedef gözeterek ateş ettiğinin sabit olduğunu, kimseden şikâyetçi olmadığını,
İnceleme dışı mağdur sanık ... Kollukta; sanık ...’ın babası olduğunu, ...numaralı adreste ikamet ettiğini, olay gecesi saat 21.30 sıralarında ikametinde bulunduğu sırada dışarıdan sesler duyması üzerine pencereden baktığını, bir tırın binanın önündeki beton dubalara çarparak park edilmeye çalışıldığını, camı açarak “Hemşehrim bu araba kimin, bu arabayı buradan çekin, bu araba yüzünden benim evime hırsız girebilir” dediğini, kimsenin kendisine cevap vermediğini, bunun üzerine oğlu sanık ...’ın araçlarını park eden şahıslardan, aracı başka yere park etmelerini istediğini, kavga çıkmasın diye binadan çıkarak yanlarına gittiğini, isimlerini sonradan öğrendiği inceleme dışı mağdur sanıklar... ve... ...’ın küfrederek kendisini ve oğlunu dövmeye kalktıklarını ancak sanığın üstelemesi ile araçlarını alıp başka yere park ettiklerini, sanıkla beraber evlerine girdiklerini, yaklaşık 15 dakika sonra dışarıdan cam kırılma sesi duyduğunu, baktığında ellerinde bıçak bulunan... ve...’in binanın dış kapı camını kırdıklarını ve “Gel aşağı anasını avradını sinkaf ettiğim, sen erkeksen gel aşağı” şeklindeki sözlerle sövmeye başladıklarını, sanıkla beraber aşağı indiklerini, ...’ın salladığı bıçakla elinden yaralandığını, tekme atıp yere düşürdüğü...’ın elinden aldığı bıçağı kılıfına sokarak yere bıraktığını, bu sırada birkaç el silah sesi duyduğunu, sanığın kullandığı iddia edilen pompalı tüfekten haberinin olmadığını, evlerinde silah bulunmadığını, kimseyi bıçakla yaralamadığını, sadece kendisini savunmak için...’a tekme attığını,
Mahkemede; önceki ifadesini tekrar ettiğini, 56 yıldır aynı muhitte oturduğunu, şimdiye kadar hiç kimse ile bir sorun yaşamadığını ve bir sokak adamı olmadığını, eşi ile birlikte evinde otururken bir tırın evlerine çarparak beton duvarı yıkmasıyla olayların başladığını, olay yerine daha sonra gelen oğlu sanık ...’ın bıçaklı saldırıya uğradığını, elinin yaralandığını, kimseyi yaralamadığını, olaylar üzerine oğlu sanık ...’ın evden tüfeği alıp gelmesiyle olayların meydana geldiğini, kimseden şikâyetçi olmadığını,
Tanık ... Kollukta; katılan ..."in kızı olduğunu, kuzenleri inceleme dışı mağdur sanıklar... ... ve...’ın olay akşamı kendilerini ziyarete geleceklerini, evde konuklarının gelmesini bekledikleri sırada dışarıdan sesler gelmesi üzerine annesi katılan ... ile birlikte aşağı indiklerini, ... ve... geldikleri esnada arkalarından küfrederek yürüyen ...’ın elindeki bıçakla bu ikisine saldırdığını, ...’in yanında sanık ...’ın da bulunduğunu ancak o sırada sanığın elinde herhangi bir silah görmediğini, ...’in elindeki bıçağı birkaç kez...’ın karnına doğru savurduğunu, sanık ...’in kendi ikametine girdiğini ve balkondan elindeki pompalı tüfekle kendilerine doğru birkaç el ateş ettiğini, yapılan bu atış sonucu annesi katılan ...’in göğsünü tutarak “Ben vuruldum” deyip yere yığıldığını, ...’in bu esnada saldırısını sürdürdüğünü, apartmandan tüfekle çıkan sanık ...’ın binanın girişinde de kendilerine doğru ateş ettiğini, etrafta bulunanlar tarafından kavganın ayrıldığını,
Mahkemede; tartışma sesleri duyunca annesi katılanla aşağı indiklerini, aniden kavga çıktığını, ...’ın elinde bıçakla aşağı inmek istediğini, kuzeni...’ın kapıyı kapatarak ...’in gelmesini engellemeye çalıştığını, bu esnada kalabalığın...’ı tutması ile ...’ın fırsatını bularak kapıyı açtığını ve...’ı karnından ve bacağından bıçakladığını daha sonra sanık ...’ın önce balkondan ateş ettiğini ardından balkondan inerek ateş etmeye devam ettiğini, sanık balkondan ateş ettiği esnada kurşunun katılana isabet ettiğini, katılanın böylece yaralandığını, katılanın yaralandığı yer ile ateş edilen balkon arasında yaklaşık 10 metre mesafe bulunduğunu, katılan vurulduktan sonra bile sanığın ateşe devam ederek kuzenleri olan... ve...’in peşinden gittiğini, “Annemi vurdunuz” diye bağırdığı sırada, ...’ın elindeki bıçakla "Sen de gel buraya, sen de gel" demek suretiyle kendisini tehdit ettiğini,
Olaydan 9 ay 22 gün sonra kararın verildiği son celse sanık müdafisinin talebi üzerine ifadelerine başvurulan tanıklardan Ömer Çolak Mahkemede; olayın meydana geldiği sokağın karşısındaki sokakta kuaför dükkânı olan arkadaşına gittiğini, bu esnada karşı sokaktan bir aracın hızlı bir şekilde bir yere çarpmasına benzer ses işittiğini, sesin geldiği yöne baktığında üzerinde “Tufan Kargo Nakliyat” yazısının bulunduğu beyaz bir kamyon ile bu aracın yanında tartışan kalabalık bir grup gördüğünü, kamyonun bulunduğu yerden hızla ayrıldığını, caminin yanındaki büfede çay içen sanık ...’a "Abi, bir bak sizin sokaktan bir ses geldi" deyip kahveye geçtiğini, kahvedeyken sanık ...’ın yaralandığını öğrendiğini,
...; sanığın yanındaki binada ikamet ettiğini, olay günü eşini iş yerinden aldığını, sanığın evinin önünde kapalı kasa bir kamyonun durduğunu, araçtan inen şahıslardan birinin huzurda bulunan inceleme dışı mağdur sanık... olduğunu, kamyondan iki kişinin indiğini, sinkaflı küfürlerle sanığın babası ...’e hakaret ettiklerini, ... ve eşi ...’nın binadan aşağı inerek kavga çıkmasını önlediklerini, araçtan inen iki kişinin araca tekrar binerek olay yerinden ayrıldıklarını, bir süre sonra üç kişi olarak geri geldiklerini, üçüncü kişinin huzurdaki katılan ... (...) olduğunu, her üçünün de “O... çocukları” şeklinde sözlerle hakaret ettiklerini, daha sonra olay yerine sanık ...’ın geldiğini, olayı anlamaya çalıştığını, bu üç kişinin küfretmeyi sürdürdüklerini, katılan ...’in de küfrettiğini, "Şerefsizler, namussuzlar" şeklinde sözler sarf ettiğini, bu kişilerden birinin bıçakla sanık ...’a saldırıp sanığı elinden yaraladığını, hava karanlık olduğu için kimin yaraladığını görmediğini, ...’in, eşi ... ile oğlu sanık ...’ı içeri sokmaya çalıştığını, o esnada silah sesi işittiğini, huzurda bulunan katılan ...’in bu sesten sonra yere yığıldığını, ..."i kimin yaraladığını görmediğini, sanığı anne ve babasını içeriye sokarken gördüğünü, sanığın elinde silah bulunmadığını, olayın birkaç saniye içinde gelişip sonlandığını, bu kadar kısa sürede dışarıdan gelen sanığın eve girip silah alacak kadar hızlı olabileceğini zannetmediğini, katılanın olayı sakinleştirmeye çalışmadığını aksine olayı alevlendirdiğini,
İfade etmişlerdir.
Sanık ... Kollukta müdafisi huzurunda; olay akşamı dışarıda yemek yeyip bir süre dolaştığını, evine dönerken bir kalabalık fark ettiğini, yaklaşıp baktığında babasını iki gençle tartışırken gördüğünü, alkollü olan bu kişilerin kendi evlerinin hemen önüne kamyon tipi bir aracı park etmek istediklerini, ilk katta ikamet ettikleri için, bu şahıslara araçlarını başka yere park etmelerini, zira kamyona tırmanan birisinin evlerine girip hırsızlık yapabileceğini, sıkıntı çıkabileceğini güzelce ve yalvarırcasına söylediğini, şahısların ise “Sıkıntı varsa biz de sıkıntıyız” şeklinde cevap verdiklerini, daha sonra şahısların aracı alıp başka yere park ettiklerini, bu şahısların konuk geldiği ev sahiplerinden genç bir kıza “Abicim bu şahısları götür buradan” dediği esnada bu iki kişinin yanlarına gelerek gerek kendisine gerekse de babasına küfrettiklerini, şahısları uyardığını, isminin... olduğunu öğrendiği inceleme dışı mağdur sanığın bir bıçak çıkararak babasına ve kendisine doğru sallamaya başladığını, şahsa müdahale ettiği sırada elinden yaralandığını, göremediği bir şahsın...’a silah verdiğini fark ederek binaya girdiğini, 1. kattaki evlerinin balkonundan korkutmak gayesiyle pompalı tüfekle havaya doğru rastgele ateş ettiğini, sokakta toplanan kalabalığın ve şahısların dağıldığını, katılan ...’i yerde yatarken gördüğünü, yaralandığını düşünmediğini, bayılıp düştüğünü sandığını, etraftakilerden 155 Polis İhbar Hattını aramalarını istediğini, gelen görevlilere tüfeği teslim ettiğini, inceleme dışı mağdur sanıklar... ve... ...’dan şikâyetçi olduğunu, katılanı bilerek ve isteyerek yaralamadığını,
Tutuklanması talebiyle sevk edildiği Bakırköy 1. Sulh Ceza Hâkimliğinde; olay akşamı dışarıya çıkıp bir süre yürüdüğünü, bu sırada evlerinin önündeki tartışmayı fark edip olay yerine gittiğinde alkollü iki kişi ile babasını tartışırken gördüğünü, evin önüne park etme yüzünden yaşanan tartışmanın uzadığını, bir ara bu kişilerin evine misafir olarak geldiği katılan ...’in de olay yerine geldiğini, katılana herkesin kendilerine baktığını, tartışmanın uzamaması için bu kişileri eve götürmelerini istediğini, katılanın ise kendisine “Sen karışma” şeklinde sözler sarf ettiğini, daha sonra bu kişilerden birinin kendisini yumrukladığını, bıçak çıkarıp babası ...’i yaralamaya çalıştıklarını, araya girince kendisinin bıçakla yaralandığını, daha sonra bu kişilerden birine silah verilmeye çalışıldığını, hem kavganın daha fazla uzamaması hem de kimsenin yaralanmaması amacıyla eve çıkıp av tüfeği ile korkutma amaçlı havaya 2 el ateş ettiğini, kimseyi yaralama gibi bir kastının bulunmadığını,
Mahkemede; hazırlık aşamasında verdiği ifadesini tekrar ettiğini, babası ... ile birilerinin tartıştığı söylendikten sonra olay yerine gittiğini, büyük bir aracın evlerinin önünde park edildiğini gördüğünü, araçtan inen şahıslara aracı parka çekmeleri gerektiğini söylediğini, önce sözlü tartışma ardından kavga çıktığını, ismini sonradan öğrendiği...’ın bıçakla kendisini yaraladığını, elini sarmak için eve çıktığını, önceden satın almış olduğu pompalı tüfeği alarak olay yerine döndüğünü ve herhangi bir hedef gözetmeksizin olayı dağıtmak için rastgele ateş ettiğini, katılanı hedef almadığını, eğer öldürmek istese... veya... ..."ı öldürecek olduğunu, böyle bir neticenin doğmasını istemediğini, pişman olduğunu,
Savunmuştur.
Tahrik kelimesi, sözlüklerde hareket hâlinde olmayan bir şeyi harekete geçirme, kımıldatma, kışkırtma olarak tanımlanmıştır (Türk Dil Kurumu Güncel Sözlüğü, Kubbealtı Lugati.)
İnsanın dış dünyaya yansıyan davranışlarını esas alan ceza hukuku, onun davranışlarında iç dünyasının, o anki ruh hâlinin ve genel psikolojik özelliklerinin önemi bulunduğunu kabul ederek bu psikolojik durumlara belli bir hukuki değer vermektedir. Bu itibarla modern ceza hukuku sadece işlenen suçu değil, suçun işlenmesinde etkili olan nedenleri göz önünde bulundurarak cezalandırma yoluna gitmektedir (Devrim ..., Yeni Türk Ceza Kanunu"nda Haksız Tahrik, AÜHFD, 2004, C. 54, s.225.).
Haksız hareketin kişi üzerinde ve onun psikolojik aleminde bir tepki doğuracağını kabul eden modern ceza hukuku, failin bu durumunu değerlendirmekte, cezai sorumluluğunu azaltan bir sebep olarak görmektedir. Failin bu subjektif durumuna önem veren çeşitli ülkelerin ceza kanunlarında, failin cezasında belli oranlarda indirim yapılması esası kabul edilmiştir (M. Muhtar Çağlayan, Yargıtay İçtihatları Işığında Haksız Tahrik üzerine Bir İzah Denemesi, Adalet Dergisi, Ocak –Şubat, 1982, S.1, s.14.).
Bu düşünceden hareketle 5237 sayılı TCK"nın 29. maddesinde de haksız tahrik;
"Haksız bir fiilin meydana getirdiği hiddet veya şiddetli elemin etkisi altında suç işleyen kimseye, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine onsekiz yıldan yirmidört yıla ve müebbet hapis cezası yerine oniki yıldan onsekiz yıla kadar hapis cezası verilir. Diğer hâllerde verilecek cezanın dörtte birinden dörtte üçüne kadarı indirilir" şeklinde, ceza sorumluluğunu azaltan bir neden olarak hüküm altına alınmıştır.
Ceza sorumluluğunu azaltan bir neden olarak düzenlenen haksız tahrik, kişinin haksız bir fiilin kendisinde meydana getirdiği hiddet ya da şiddetli elemin etkisi altında suç işlemesi durumunda kusur yeteneğindeki azalmayı ifade etmektedir. Bu hâlde fail, suç işleme yönünde önceden bir karar vermeden, dışarıdan gelen etkinin ruhsal yapısı üzerinde meydana getirdiği karışıklığın neticesi olarak bir suç işlemeye yönelmektedir. Bu yönüyle haksız tahrik, kusurun irade unsuru üzerinde etkili olan nedenlerden biridir. Başka bir anlatımla, haksız tahrik hâlinde failin iradesi üzerinde zayıflama meydana gelmekte, böylece haksız fiilin meydana getirdiği hiddet veya şiddetli elemin etkisi altındaki kişinin suç işlemekten kendisini alıkoyma yeteneği önemli ölçüde azalmaktadır.
Ceza Genel Kurulunun istikrar kazanmış kararları ile öğretide de kabul gören görüşler doğrultusunda haksız tahrik hükmünün uygulanabilmesi için;
a) Tahriki oluşturan haksız bir fiil bulunmalı,
b) Fail öfke veya şiddetli elemin etkisi altında kalmalı,
c) Failin işlediği suç bu ruhsal durumunun tepkisi olmalı,
d) Haksız tahrik teşkil eden eylem mağdurdan sâdır olmalıdır.
01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nda, 765 sayılı Kanun"da yer alan "ağır – hafif tahrik" ayırımına son verilerek; tahriki oluşturan eylem, somut olayın özelliklerine göre hâkim tarafından değerlendirilip, sanığın iradesine etkisi göz önünde bulundurulmak suretiyle, maddede gösterilen iki sınır arasında belirlenen oranda cezasından makul bir indirim yapılacağı hüküm altına alınmıştır.
Haksız tahrik hükmünün uygulanabilmesi açısından, failin suçu ilk haksız fiilin doğurduğu öfke veya şiddetli elemin etkisiyle işleyip işlememesi önemlidir. Mağdur ya da ölenden gelen haksız hareketin psikolojik etkisinin devam ettiğinin kabulünde zorunluluk bulunan hâllerde, haksız tahrik hükmünün uygulanması gerekmektedir.
Karşılıklı tahrik oluşturan eylemlerin varlığı hâlinde, fail ve mağdurun yek diğeri yönünden tahrik oluşturan bu haksız davranışları birbirlerine oranla değerlendirilmeli, öncelik-sonralık durumları ile birbirlerine etki-tepki biçiminde gelişip gelişmediği göz önünde tutulmalı, ulaştıkları boyutlar, vahamet düzeyleri, etkileri ve dereceleri gibi hususlar dikkate alınmalı, buna göre; etki-tepki arasında denge bulunup bulunmadığı gözetilerek, failin başlangıçtaki haksız davranışına gösterilen tepkide aşırılık ve açık bir oransızlık saptanması hâlinde, failin haksız tahrik hükümlerinden yararlandırılması yoluna gidilmelidir.
Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
Sanık ...’ın, İstanbul’un Bahçelievler ilçesindeki..."ta bulunan 8 numaralı binanın ilk katında annesi... ve babası inceleme dışı mağdur sanık ... ile birlikte yaşadığı, evlerinin karşısındaki 15 numaralı binada ise katılan ... (...)’in, kızı tanık ... ve oğlu... ile birlikte ikamet ettiği, inceleme dışı mağdur sanıklar... ve... ...’ın ise katılan ..."in yeğeni oldukları, olay akşamı bir miktar içki içen... ve...’in, teyzeleri ...’i ziyaret etmek için saat 21.30 sıralarında...’ın kullandığı kasası kapatılmış kamyonetle...’a geldikleri ve kamyoneti sanığın ikamet ettiği 8 numaralı binanın önüne park etmeye çalıştıkları, dar sokakta, evinin önüne araç park edilmesini önlemek için kaldırıma yerleştirdiği beton engellere aracın çarptığını duyan sanığın babası ...’in 1. kattaki evinin penceresinden... ve...’e seslenerek kamyonetlerini evin önüne park etmemeleri hususunda uyardığı, bu nedenle... ve... ile aralarında tartışma çıktığı, sanık ...’ın da olay yerine gelerek araca tırmanan birinin ilk kattaki evlerine girerek hırsızlık yapabileceğini söyleyip... ve...’den araçlarını başka yere park etmelerini istediği, tartışma seslerini duyan katılan ... ile tanık ...’in ikametlerinden inerek olay yerine geldikleri, ... ve...’in aracı sanığın evinin önünden alarak başka yere park ettikten sonra olay yerine döndükleri sırada sözlü tartışmanın birden kavgaya dönüştüğü, yaşanan kavga sırasında...’ın sanığın ikamet ettiği binanın giriş kapısının camını kırdığı ve bıçakla sanığın babası ...’i basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek şekilde hafif nitelikte, sanık ...’ı ise basit bir tıbbi müdahale ile giderilemez nitelikte elinden yaraladığı, kavganın meydana geldiği kendi evinin önünden koşarak ayrılan sanığın, eve girerek evden aldığı pompalı tüfekle evin balkonundan birkaç kez ateş ettiği, sanığın sokakta bulunanları hedefleyerek yaptığı bu atışlardan birinin olay yerinden kaçmaya çalışan katılan ... ...’in sırtına isabet ettiği, katılanın sırtından giren saçma tanelerinin göğüs boşluğuna girip akciğeri yaraladığı, 7 ve 8. kaburga kemiklerinde kırığa yol açarak sol meme bölgesinden vücudu terk ettiği, yaralanmanın hayat fonksiyonlarına orta (3.) derece etkili kırığa, göğüs duvarında yumuşak doku amfizemine, sol hemitoraksta hemopnömotoraksa ve sol alt lobda parankim hasarına sebebiyet verdiği ve kişinin yaşamını tehlikeye soktuğu anlaşılan olayda;
Soruşturma aşamasında ifadesi bulunmayan ve olay tarihinden 9 ay 22 gün sonra, hükmün de açıklandığı son celsede sanık müdafisinin talebi üzerine ifadesine başvurulan tanık ...’in; olay sırasında katılanın, "Şerefsizler, namussuzlar” şeklindeki sözlerle sanığa hakaret ettiğine, “...sanığın elinde silah bulunmadığı, olayın birkaç saniye içinde gelişip sonlandığı, bu kadar kısa sürede dışarıdan gelen sanığın eve girip silah alacak kadar hızlı olabileceğini zannetmediği, katılanın olayı sakinleştirmeye çalışmadığı, aksine olayı alevlendirdiğine,” ilişkin beyanlarına; olay sırasında tüfekle ateş ettiğini kabul eden sanığın savunmalarında katılanın kendisine hakaret ettiği yönünde hiçbir beyanının bulunmaması ve sanığın savunmalarını dahi aşacak şekilde maddi olgu ve diğer mağdur sanık ve tanık anlatımları ile çelişmesi ve komşusu olan sanığı cezadan kurtarmaya yönelik olması nedeniyle itibar edilemeyeceği, bu şekilde katılan ...’den kaynaklanan ve sanığa yönelen herhangi bir haksız fiil bulunmayan olayda sanık hakkında haksız tahrik hükmünün uygulanma koşullarının oluşmadığı kabul edilmelidir.
Bu itibarla haklı nedene dayanmayan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının reddine karar verilmelidir.
Çoğunluk görüşüne katılmayan bir Ceza Genel Kurulu Üyesi; sanık hakkında eksik araştırmayla hüküm kurulduğu, bu nedenle itirazın değişik gerekçeyle kabul edilmesi gerektiği düşüncesiyle karşı oy kullanmışlardır.
SONUÇ :
Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının REDDİNE,
2- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 24.11.2020 tarihinde yapılan müzakerede oy çokluğuyla karar verildi.
Bu alandan sadece bu kararla ilintili POST üretebilirsiniz. Bu karardan bağımsız tamamen kendinize özel POST üretmek için TIKLAYINIZ
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.