Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/802
Karar No: 2012/7803
Karar Tarihi: 21.09.2012

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2012/802 Esas 2012/7803 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Dava, nizalı taşınmazların tapu iptali ve tescili konusunda açılmıştır. Davacı vekili, taşınmazların müvekkiline intikal ettiğini ve zilyetliğinin müvekkili tarafından gerçekleştirildiğini belirterek, dava konusu taşınmazların müvekkili adına tapuya tescilini istemiştir. Hazine vekili, taşınmazların devlet hüküm ve tasarrufu altında olduğunu, davacının zilyetliğinin bulunmadığını dile getirerek davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur. Müdahiller de taşınmazların tapusu içerisinde kaldığını ifade ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir. Mahkeme, davalı Hazine ve müdahiller yönünden davanın reddine karar vermiştir. Ancak, kanun ve yönetmelik hükümleri uyarınca, dava dosyasının görevli kadastro mahkemesine gönderilmesi gerektiği belirtilerek, davacı vekilinin temyiz itirazları kabul edilmiştir.
Kanun Maddeleri: 3402 sayılı Kadastro Kanunu, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu.
8. Hukuk Dairesi         2012/802 E.  ,  2012/7803 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil

    ... ile Hazine, müdahil davalılar ... ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair Mazıdağı Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 13.04.2011 gün ve 3/65 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü

    K A R A R

    Davacı vekili; nizalı taşınmazların, vekil edeninin dedesinden babasına, ondan da müvekkiline intikal ettiğini, eklemeli olarak 1950 yılından itibaren vekil edeninin zilyetliğinde bulunduğunu, zilyetlik yoluyla kazanma şartları gerçekleştiği halde tapulama çalışmaları sırasında tespit harici bırakıldığını açıklayarak, dava konusu taşınmazların vekil edeni adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı Hazine vekili, uyuşmazlık konusu taşınmazların Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğunu, nizalı taşınmazlarda davacının zilyetliğinin bulunmadığını açıklayarak davanın reddini savunmuştur.
    Müdahiller Ali, Habib ve Hasibe Süer vekili, 09.03.2010 tarihli dilekçesi ile taşınmazların vekil edenlerinin tapusu içerisinde kaldığını açıklayarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece, pasif taraf sıfatı bulunmadığı gerekçesiyle davalı Hazine ve ispat edilemediğinden bahisle müdahiller yönünden davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından; mahkemece yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş ise de, mahkemenin yazılı görüşüne katılma imkanı bulunmamaktadır. Şöyle ki; uyuşmazlık konusu taşınmazlar hakkında, davanın harcı yatırılarak açıldığı 09.01.2009 tarihinden sonra ve karar verilmeden önce 12.01.2009 tarihinde kadastro tutanaklarının düzenlendiği, nizalı taşınmazların; 107 ada 1, 3, 4, 7, 9, 12, 13, 14, 15, 17, 18 ve 19 parsel numaralarını aldığı ve 107 ada 9 sayılı parsel tutanağı dışında anılan parsellerin tutanaklarının 26.06.2009 tarihinde keşinleştiği, 107 ada 9 parsel sayılı taşınmaz hakkında ise Kadastro Mahkemesine dava açıldığından kadastro tutanağının Kadastro Mahkemesine gönderildiği ve tutanağın kesinleşmediği anlaşılmaktadır.
    3402 sayılı Kadastro Kanununun 5.maddesine göre, "Kadastro müdürü, çalışma alanında işe başlamadan önce mahalli hukuk mahkemelerinde, bu alandaki taşınmaz mallar hakkında görülmekte olan kadastro ile ilgili davalarla, hükme bağlanmış olup da henüz kesinleşmeyen davaların listesini alır ve bunu çalışma alanı ile ilgili tüm tapu, vergi, harita ve diğer belge örnekleri ile birlikte kadastro teknisyenliğine verir." Davalı Taşınmaz Mal Tutanaklarının Kadastro Mahkemesine Devri Hakkında Yönetmeliğin 7/e-2 fıkrasında da benzer hüküm yer almaktadır. Buna göre; "Kadastro öncesi davalı olduğu halde, dava listesine dahil edilmemesi veya davalı olduğu mahkemelerce bildirildiği halde bu husus gözönünde bulundurulmayarak tespitleri kesinleştirilen taşınmaz mallar bulunduğu takdirde, devredilmişse Tapu Sicil Müdürlüğünce, devredilmemişse Kadastro Müdürlüğünce ilgili parsel ya da parsellerin tapu kütüğü sayfasının beyanlar hanesine, tespitin davalı olması nedeniyle kesinleşmediği yazılarak bu Yönetmeliğin 5 ve 6. maddeleri uyarınca işlem yapılır" denilmiştir.
    Kadastro tespitlerinden önce genel mahkemede açılan davanın kadastro tespitine itiraz niteliğinde olduğunun, 107 ada 1, 3, 4, 7, 12, 13, 14, 15, 17, 18 ve 19 parsellere ait kadastro tutanaklarının zuhulen kesinleştirildiğinin kabulü gerekir.
    Dava, hala derdest bulunmaktadır. Nitekim, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 27/1. maddesi hükmüne göre, "Mahalli hukuk mahkemelerinde görülmekte olan kadastro ile ilgili ve henüz kesinleşmemiş bulunan taşınmaz mallara ilişkin davalar hakkında o taşınmaz mal için kadastro tutanağı düzenlendiği tarihte bu mahkemelerin görevi sona erer ve davalara ait dosyalar Kadastro Mahkemesine re"sen devrolunur" hükmüne yer verilmiştir. Aynı Kanunun 26/son maddesi hükmüne göre de, "Kadastro Mahkemesinin yetkisi her taşınmaz mal hakkında kadastro tutanağı düzenlendiği günde başlar". Görev kamu düzeni ile ilgili olup mahkemece kendiliğinden gözetilir. Tutanakların malik hanesi 3402 sayılı Kadastro Kanununun 30. maddesi uyarınca ancak Kadastro Mahkemesince doldurulur. Mahkemece açıklanan kanun ve yönetmelik hükümleri uyarınca; mülkiyet uyuşmazlığı hakkında görevsizlik kararı verilmek suretiyle dava dosyasının görevli Mazıdağı Kadastro Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekirken işin esasının incelenerek yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
    Davacı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulüyle usul ve kanuna aykırı görülen hükmün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesi uyarınca uygulanacak olan 1086 sayılı HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer hususların incelenmesine yer olmadığına, taraflarca HUMK.nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK.nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 18,40 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine 21.09.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi