10. Hukuk Dairesi 2015/22693 E. , 2016/9834 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, fiili çalışmaya dayalı olmadığı gerekçesi ile 01.06.2005-30.10.2005 tarihleri arasında sigortalı sayılmayan ve bu nedenle yaşlılık aylığı şartlarını kaybettiğinden bahisle aylığın kesilmesine dair Kurum işleminin iptali ile aylığın kesildiği tarihten itibaren yeniden bağlanması ve kuruma karşı borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Eldeki davada, 2829 sayılı Yasa gereğince hizmet birleştirmesi yapılmak suretiyle 01.11.2008 tarihinden itibaren 506 sayılı Yasa gereğince yaşlılık aylığı alan davacı hakkında 2014 yılında yapılan denetim ile davadışı...adına kayıtlı işyerinden davacı adına 01.06.2005-30.10.2005 tarihleri arasındaki sürelerde yapılan bildirimlerin fiili çalışmaya dayalı olmadığı gerekçesi ile iptali nedeniyle yaşlılık aylığı şartlarını da 2829 Sayılı Yasa kapsamında kaybettiği anlaşılan davacının aylıkları başlangıç tarihi itibari ile iptal edilmiş olup, 01.11.2008-24.02.2014 tarihleri arasında ödenen tutarın yersiz ödeme kabul edilerek Kurumca borç çıkarıldığı anlaşılmakta olup, davaya konu uyuşmazlığın anılan dönemlerde davacı adına yapılan sigortalı bildirimlerinin fiili çalışmaya dayalı olup olmadığı hususunda toplandığı ,buna göre davanın yasal dayanağının 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve ...Kanununun 86. Maddesi olduğu anlaşılmaktadır.
Anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, eldeki gibi sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin davalar, kamu düzenine ilişkin olduğundan, özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi zorunludur.Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan
sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde re’sen araştırma yapılarak kanıt toplanabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır.
Eldeki davada ise, Mahkemece, davacının Kurumca iptal edilen bildirimlerinin fiili çalışmaya dayalı olduğu kabul edilerek karar verilmiş ise de, verilen kararın eksik araştırmaya dayalı olduğu anlaşılmaktadır.
Mahkemece, davacının çalışmasının gerçekliği, işin ve işyerinin kapsam ve niteliğiyle süresinin belirlenebilmesi amacıyla; çalışmaları ile ilgili tüm belgeler davalı kurumdan; puantaj kayıtları ve ücret tediye bordrolarının asılları işverenden ve dava konusu dönem içerisinde davacı çalışmalarını Kuruma bildiren işverenden getirtilmeli, iş bu belgelerden sigortalının imzasını içerenler yönünden imzanın aidiyeti davacı tarafından kabul edilenler ile inkar edilip de aidiyeti ehil bilirkişi incelemesiyle saptananlardan yine davacı tarafından hata-hile-ikrah durumu iddia ve ispat edilemeyenler bakımından, işbu yazılı belgelerin aksi eşdeğerde delillerle kanıtlanması için davacıya delilleri sorulmalı; davacı ile birlikte çalışan ve işverenlerin bordrolarında kayıtlı kişiler ile, aynı yörede komşu veya benzeri işleri yapan başka işverenler ve bu işverenlerin çalıştırdığı bordrolara geçmiş kişiler saptanarak bilgi ve görgülerine başvurulmalı, bunun dışında sigortalının kayıtlarda gözükmeyen çalışmalarının hangi nedenlerle kayıtlara geçmediği ya da bildirim dışı kaldığı hususu gereğince araştırılmalı, tespiti istenen dönemde davalı işyerinde Kurum müfettişlerince inceleme yapılıp yapılmadığı sorulmalı, inceleme yapılmışsa belgeler getirtilmeli, yargılama sürecinde dinlenen tanık anlatımlarının değerlendirilmesinde, iş yerinin kapsamı, kapasitesi ve niteliği nazara alınmalı, eldeki davaya yönelik olarak, Mahkemece, davadışı işveren ...adına kayıtlı olan ve davacının imzası bulunan haciz tutanağına konu olan işyeri adresindeki faaliyetinin ne zaman sonlandığının tespiti bakımından, öncelikle...adresine komşu işverenlerin bulunup bulunmadığı hususu kolluk aracılığıyla tespit edilerek buralarda davacının çalışmalarını bilebilecek şekilde tarafsız komşu işyeri çalışan veya işletenlerin bulunup bulunmadığı irdelenmeli, davacının muhasebeci olduğu dikkate alındığında dava dışı şirket nezdinde imzaladığı ve sigortalı bildirimlerinin yapıldığı yazılı belgelerinin bulunup, bulunmadığı, şirket tarafından kendisine verilmiş olan herhangi bir vekaletname olup olmadığı, var ise tarihi, davacının şirket defterlerini tutma görevinin bulunup bulunmadığı ve anılan dönemde ücretlerini nereden ve nasıl şekilde aldığı, ...bölgesinde çalışanların kimliklerinin güvenlik veya kolluk güçlerine bildirimlerinin yapılıp yapılmadığı, hususları ile, davadışı şirketin yetkilisinin 2011 yılında davalı Kuruma yaptığı başvuru sonucunda davalı Kurum tarafından ne tür işlemler yapıldığı ve işyeri yetkilisi olarak ifadesine başvurulan ...’ün kuruma başvurusunda belirttiği iddia ile sonraki ifadesindeki açık çelişkisinin usulünce giderilmesi gerektiği dikkate alınmalı, böylece bu konuda gerekli tüm soruşturma yapılarak uyuşmazlık konusu
husus, hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde çözümlenip; deliller hep birlikte değerlendirilip takdir edilerek varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmelidir.
Mahkemenin, yukarıda açıklanan esaslar doğrultusunda araştırma yaparak elde edilecek sonuca göre karar vermesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalı kurum avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 13.06.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.