4. Hukuk Dairesi Esas No: 2018/467 Karar No: 2020/1092 Karar Tarihi: 04.03.2020
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2018/467 Esas 2020/1092 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görülen bir davada, davacı tarafından davalılar arasında evlilik birliği devam ederken üçüncü kişi ile birlikte olma iddiasına dayalı maddi ve manevi tazminat istenmiştir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Davacı tarafından temyiz edilen kararın Yargıtay tarafından incelenmesinde; davalıların doğrudan davacıya yönelik haksız fiili olmadığı, boşanmada davasında davacının kusurlu bulunduğu, bu nedenle davalılardan maddi ve manevi tazminat talep edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği belirtilmiştir. 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun’un 4/1. maddesi gereğince, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun İkinci Kitabından doğan dava ve işlere Aile Mahkemesinde bakıldığı ifade edilmiş ve somut olayda davacının, davalı ...’ın sadakat yükümlülüğüne uymadığını ileri sürerek maddi ve manevi tazminat talep ettiği belirtilmiştir. Kararda, sadakat yükümlülüğü konusunda düzenlemelerin TMK'nın ikinci kitabının birinci kısmının üçüncü bölümünde yer aldığı ve bu yükümlülüğün ihlal edilmesi durumunda diğer eşin boşanma davasında, manevi tazminat talebinde bulunabileceği vurgulanmıştır. Yerel mahkemenin, davaya ilişkin görevsizlik nedeniyle davanın usulden reddine karar vermesi
4. Hukuk Dairesi 2018/467 E. , 2020/1092 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... tarafından, davalılar ... ve ... aleyhine 20/08/2014 gününde verilen dilekçe ile evlilik birliği devam ederken üçüncü kişi ile birlikte olma iddiasına dayalı maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 01/03/2016 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1-Davacının davalılardan ...’a yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre yerinde bulunmayan temyiz itirazları reddedilmelidir. 2-Davacının davalılardan ...’a yönelik temyiz itirazlarına gelince; Dava, evlilik birliği devam ederken üçüncü kişiyle birlikte olma iddiasına dayalı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı; davalılardan ...’ın kendisiyle evliyken diğer davalı ... ile birlikte olduğunu, bu sebeple evliliğinin sona erdiğini belirterek uğradığı maddi ve manevi zararın davalılardan müşterek ve müteselsil olarak tahsili isteminde bulunmuştur. Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece; davalıların doğrudan davacıya yönelik haksız fiili olmadığı, boşanmada davasında davacının kusurlu bulunduğu, bu nedenle davalılardan maddi ve manevi tazminat talep edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun’un 4/1. maddesi gereğince, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun(TMK) İkinci Kitabından doğan dava ve işlere Aile Mahkemesinde bakılır. Dava konusu olayda davacı, 4721 sayılı TMK’nın 185/3. maddesinde belirtilen sadakat yükümlülüğüne aykırı davranmaktan dolayı, davalı eşinden manevi tazminat talep etmektedir. Sadakat yükümlülüğü, evlilikle birlikte eşlerin tabi olması gereken bir yükümlülük olup, TMK’nın ikinci kitabının birinci kısmının üçüncü bölümünde düzenlenmiştir. Sadakat yükümlülüğünün ihlal edilmesi durumunda, diğer eş açacağı boşanma davasında, boşanmaya neden olan bu olay nedeniyle kişilik hakkının saldırıya uğradığını ileri sürerek davanın fer’i mahiyetinde manevi tazminat talebinde bulunabilir (TMK 174/2). Somut olayda; davacı, davalı ...’ın sadakat yükümlülüğüne uymadığını ileri sürerek maddi ve manevi tazminat talep etmiştir. Evlilik devam ederken, birlik yükümlülüklerine uyulup uyulmadığını belirleme görevi Aile Mahkemesine aittir. Görev kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında istek üzerine ya da re’sen gözetilmesi gerekir. Yerel Mahkemece açıklanan yönler gözetilerek, davalı ... yönünden mahkemenin görevsizliği nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde işin esasının incelenmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalı ..."a yönelik kısmının BOZULMASINA, davacının davalı ...’a yönelik temyiz itirazlarının ilk bentte gösterilen nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 04/03/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.