17. Hukuk Dairesi 2015/6643 E. , 2016/4116 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı .. vekili ve davalılar ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili; davalıların sürücüsü, işleteni ve trafik sigortacısı olduğu aracın neden olduğu çift taraflı trafik kazasında müvekkillerinin eş ve babaları olan ..."ın vefat ettiğini, müvekkillerinin müteveffanın desteğinden yoksun kaldığını, davalı ..."in yol kenarındaki yaş otları yakması neticesinde görüşün engellendiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla toplam 10.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının tüm davalılardan, toplam 190.000,00 TL manevi tazminatın ise sigorta şirketi dışındaki davalılardan kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir. Davacılar vekili daha sonra verdiği ıslah dilekçesiyle maddi tazminat talebini davacı ... ve ... için toplam 169.529,00 TL olarak ıslah etmiştir.
Davalılar ... ve ... vekili; davacıların zararın tamamını sigorta şirketinden tahsil ettiklerini, davacı ... ve ..."in destek zararı bulunmadığını ve talebin fahiş olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı ... vekili; müvekkilinin kazanın meydana gelmesinde kusuru bulunmadığını ve talebin fahiş olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı ... vekili; davacı ..."a ibraname karşılığında 45.557,00 TL ödeme yaptıklarını, ödemenin yeterli olduğunu, desteğin müterafik kusurunun bulunduğunu ve kaza tarihinden itibaren faiz istenemeyeceğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece; iddia, savunma, toplanan kanıtlara ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kısmen kabulü ile davacı ... için 161.636,32 TL, davacı ... için 7.892,82 TL destekten yoksun kalma tazminatının tüm davalılardan, davacı ... için 40.000,00 TL, davacı ... için 20.000,00 TL, davacı ... için 20.000,00 TL olmak üzere toplam 80.000,00 TL manevi tazminatın ise sigorta şirketi dışındaki davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, hükmedilen tazminatlara davalı ... yönünden dava tarihinden, diğer davalılar yönünden kaza tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine verilmiş; hüküm, davalı ... vekili ile davalılar ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı ... vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacıların maruz kaldığı destekten yoksun kalma zararının belirlenebilmesi için desteğin son gelir durumunun net olarak belirlenmesi gerekir. Davacılar vekili, dava dilekçesinde desteğin çiftçilik ve köy muhtarlığı yaptığını beyan etmiştir.
... Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü tarafından destek ..."ın 255,442 dekarlık bir alanda zirai üretim yaptığı, 2013 yılına ait yıllık gelir hesabı tablosuna göre yıllık net gelirinin 62.721,10 TL olduğu beyan edilmiştir. Ziraat mühendisi bilirkişiden alınan 01.12.2014 tarihli bilirkişi raporunda ... Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü tarafından bildirilen verilere göre desteğin 45.089,52 TL üretim ve 17.633,57 TL devlet desteği olmak üzere toplam yıllık gelirinin 62.723,09 TL, aylık gelirinin ise 5.226,92 TL olduğu belirtilmiştir. Hükme esas alınan 14.08.2014 tarihli ek tazminat raporunda desteğin çiftçilik ve muhtarlık geliri nedeniyle asgari ücretin 3,73 katı, muhtarlık görevi sona erdikten sonra ise 3,17 katı kadar gelir elde edeceği kabul edilerek zarar hesaplanmıştır.
Mahkemece her ne kadar bilirkişi raporuna itibar edilerek hüküm kurulmuş ise de, desteğin vefatından önce elde ettiği gelirin belirlenmesi için yapılan araştırma yeterli değildir. Zira desteğin vefatı ile sahip olduğu malvarlığı mirasçılarına intikal etmektedir. Bu nedenle desteğin sağlığında gelir elde ettiği taşınmazlar, işyerleri, dükkanlar, tarım arazileri, büyükbaş, küçük baş ve kümes hayvanları gibi ticari müessese ve tarımsal işletmeleri de mirasçılarına intikal etmektedir. İntikal eden ticari faaliyet ve tarımsal işletme varlıklarının mirasçılar tarafından kullanılması neticesinde gelir elde edilebileceğinden artık destekten yoksun kalma zararı hesaplanırken bu durumunda nazara alınması gerekmektedir. Bu nedenle desteğin vefatından önceki geliri tespit edilirken, söz konusu ticari faaliyet veya tarımsal işletmenin devamı için desteğin sağlığında yapmış olduğu kişisel katkısının belirlenmesi gerekmektedir.
Bu durumda mahkemece, yukarıda belirtilen ilkeler ışığında, desteğin tarımsal faaliyette bulunduğu taşınmazlarının miktarı, yapılan zirai üretimin niteliği, yılın hangi döneminde ne kadar süreyle tarım yapılabildiği, desteğin kişisel özellikleri, kaç yaşına kadar zirai üretimde bizzat çalışmaya devam edebileceği, bedensel katkısının ne oranda olduğu, desteğin yerine işin görülmesi için başka birisinin çalıştırılması halinde ilgili meslek odalarından sorularak bu iş için ne kadar ücretle başka birisinin çalıştırılabileceği hususlarında gerektiğinde uzman bilirkişilerden bilirkişi raporu alınmak suretiyle desteğin çiftçilik mesleğinde fiili emeği ile elde edeceği net gelirin ne kadar olacağı tespit edilip sonucuna göre verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik araştırma ile verilmesi doğru görülmemiştir.
3-Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de göz önünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu"nun 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nesafete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, kazanın meydana geliş şekli ve diğer hususlar gözetildiğinde, davacılar için takdir olunan manevi tazminatın bir miktar fazla olduğu görülmüş ve davacılar için hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davalı ... vekili ile davalılar ... ve ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde hükmü temyiz eden davalılar ... ile ... ve ..."a geri verilmesine, 31/03/2016 gününde oybirliğiyle verildi.