Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/22728
Karar No: 2016/9825
Karar Tarihi: 13.06.2016

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2015/22728 Esas 2016/9825 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2015/22728 E.  ,  2016/9825 K.

    "İçtihat Metni"


    Mahkemesi :İş Mahkemesi



    Asıl dava, aksine Kurum işlemlerinin iptali ile, Kurum"a karşı borçlu olmadığının tespiti, Kurum"un açtığı karşı dava ise, yersiz olduğu iddiası ile ödenen aylıkların tahsili istemine ilişkindir.
    Mahkeme, ilâmında belirtildiği şekilde asıl davanın kabulüne, Kurumca açılan karşı davanın ise reddine karar vermiştir.
    Hükmün, taraf avukatları tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    Eldeki davada, 01.06.1994 tarihinden itibaren uyuşmazlığa konu 22.03.1985-03.05.1988 tarihleri arasındaki sigortalılık süresinin de dikkate alınması suretiyle, 2829 sayılı Yasa uygulanmak suretiyle 506 sayılı Yasa kapsamında 5072 günlük prim günü, 25 yıllık sigortalılık süresi dikkate alınmak suretiyle aylık bağlanan 20.08.1949 doğumlu davacı hakkında Kurum tarafından yapılan inceleme sonrasında birden fazla oda kaydı ve oda kayıtlarındaki usûlsüzlük ile sahte olarak oda kayıt defterinin son sayfasına kendi isminin yazıldığının tespiti nedeniyle, 14.04.2011 tarihli işlemle, aylık bağlanma şartlarının kaybolması nedeniyle 25.02.2001-24.04.2011 tarihleri arasında davacıya ödenen aylıkların 5510 sayılı Yasa’nın 96’ncı maddesinin “a” bendi kapsamında borç tahakkuku nedeniyle davacının bu davayı açtığı, diğer taraftan davacının ihtirazi kayıtla 04.05.2011 tarihinde ikinci kez tahsis talebinde bulunması ile Kurumca uyuşmazlığa konu 22.03.1985-03.05.1988 tarihleri arasındaki sigortalılık süresi dikkate alınmaksızın kalan 3923 gün prim günü ile 15 yıl 50 yaş ve 3600 gün şartları nedeniyle yine 506 sayılı Yasa kapsamında 01.06.2011 tarihi itibari ile ikinci bir aylık bağlandığı anlaşılmakta olup, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş ise de, verilen kararın eksik araştırmaya ve yanılgılı değerlendirmeye dayalı olduğu anlaşılmaktadır.
    Davanın yasal dayanağı olan ve 01.04.1972 tarihinde yürürlüğe giren 1479 sayılı Kanunun 24"üncü ve 25"inci maddelerinde kendi adına ve hesabına çalışanlar olarak nitelendirilen bağımsız çalışanlardan kanunla kurulu meslek kuruluşlarına yazılı olan gerçek kişiler, meslek kuruluşuna yazılarak çalışmaya başladıkları tarihten itibaren zorunlu
    sigortalı sayılmış iken, anılan maddelerde 2229 sayılı Kanun ile yapılan ve 04.05.1979 tarihinde yürürlüğe giren değişiklik ile meslek kuruluş kaydı zorunluluğu kaldırılarak, kendi adına ve hesabına çalışma olgusu sigortalılık niteliğini kazanmak için yeterli kabul edilmiştir. Daha sonra, Kanunun 20.04.1982 tarihinde yürürlüğe giren 2654 sayılı Kanunla değişik 24"üncü maddesinin (1) numaralı bendinin (a) ve (h) fıkralarında, diğer sosyal güvenlik kuruluşları kapsamı dışında kalan ve herhangi bir işverene hizmet akdi ile bağlı olmaksızın kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanların zorunlu sigortalı kabul edilebilmesi için, esnaf ve sanatkârlar gibi ticari kazanç veya serbest meslek kazancı dolayısıyla gerçek veya götürü usulde gelir vergisi yükümlüsü olanlar yönünden vergi kaydı, gelir vergisinden muaf olanlar yönünden kanunla kurulu meslek kuruluşlarına usulüne uygun olarak kayıtlı bulunma koşulu getirilmiş; anılan madde 22.03.1985 tarihinde yürürlüğe giren 3165 sayılı Kanunla bir kez daha değiştirilip kapsam genişletilerek, gerçek veya götürü usulde gelir vergisi yükümlüsü olanlar (vergi kaydı bulunanlar) veya esnaf ve sanatkâr siciline kayıtlı bulunanlar ya da kanunla kurulu meslek kuruluşunda usulüne uygun kaydı olanlar zorunlu sigortalı olarak kabul edilmiş, anılan düzenleme 4956 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 02.08.2003 tarihine kadar geçerliliğini korumuştur.
    Açıklanan yasal düzenlemeler çerçevesinde; uyuşmazlık konusu 22.03.1985 - 03.05.1988 tarihleri arasında kalan dönemde mahkemece davacı hakkında davalı Kurumca yapılan tüm işlemler dikkate alınarak, davacının sigortalılık durumu irdelenmeli ve 06.05.1994 tarihli re"sen tescil ile oda kaydı dikkate alınmak suretiyle ilk aylıkta geçerli sayılan bu dönemdeki sigortalılığın, kesinleşmiş ceza mahkemesi kararındaki maddi olguların Hukuk mahkemelerini de bağlayacağına dair yerleşmiş ilke dikkate alınarak geçerli bir sigortalılık olup olmadığı irdelenmelidir.
    Yapılacak irdeleme ilk aylıkta esas alınan 22.03.1985-03.05.1988 tarihleri arasındaki sigortalılık süresinin geçerli olduğu kanaati oluşmaz ise, 11.09.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6552 sayılı Kanunun 58. maddesi ile 5510 sayılı Kanuna eklenen Geçici 54. maddede; belirtilen; “Mülga 4355 sayılı ... Kanunu, mülga 5373 sayılı... Dernekleri Birlikleri Kanunu ve mülga 507 sayılı Esnaf ve Küçük Sanatkârlar Kanununa göre; esnaf ve sanatkâr siciline veya odasına ya da her ikisine birden kayıtları bulunmakla birlikte üye kayıtlarının mevzuata uygun olarak yapılmadığının tespit edilmesi üzerine, Kuruma kayıt ve tescili yapılmakla birlikte, 4"üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamındaki sigortalılık süreleri geçersiz sayılarak iptal edilen sigortalılardan 22.03.1985 tarihinden sonraki sürelere ait prim, gecikme zammı ve gecikme cezalarının 31.12.2013 tarihine kadar ödenmiş olması şartıyla 4"üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamındaki sigortalılıkları başlangıç tarihinden itibaren geçerli sayılır. 4"üncü ve 7"nci maddeler ile 2926 sayılı Kanunun 2"nci, 5"inci ve 9"uncu maddelerine göre kayıt ve tescili yapılanların, sigortalılık tescil ve sürelerine esas tarımsal faaliyetleri ile ilgili kurum ve kuruluş üye kayıtlarının mevzuata uygun olarak yapılmadığının tespit edilmesi üzerine sigortalılıkları geçersiz sayılarak iptal edilenlerin, tescillerinin yapıldığı tarihten 31.12.2010 tarihine kadar geçen sürelere ait prim, gecikme zammı ve gecikme cezalarının 31.12.2013 tarihine kadar ödenmiş olması şartıyla, 4"üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendinin (4) numaralı alt bendi kapsamındaki sigortalılıkları başlangıç tarihinden itibaren geçerli sayılır. Ancak, tevkifat kesintisine binaen geriye dönük yapılan tescillerden, tevkifatın yapıldığı tarihte ziraat odası kaydı bulunmayan, daha sonra geriye dönük tesis edilen kayıtlar geçerli kabul edilmez.
    Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten sonra birinci ve ikinci fıkralar uyarınca hizmet iptali yapılmaz.” düzenlemesi ile davacı sigortalının anılan düzenlemeden yararlandırılıp–yararlandırılmadığı taraflardan sorulmalı; yapılacak araştırma ve inceleme sonucu davacının, oda kaydında tahrifat olduğunun belirlenmesi durumunda; geçici 54. madde kapsamında değerlendirilmesinin mümkün olmadığı, ayrıca anılan dönemde davacının 1479 sayılı Kanun kapsamında zorunlu sigortalı olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığı ve aynı Kanunun 79. maddesi hükmüne göre isteğe bağlı sigortalı olmak için Kuruma yazılı başvurunun ya da isteğe bağlı sigortalı olma iradesini ortaya koyacak şekilde Kuruma prim ödemesinin varlığının koşul olduğu gözetilerek, davacının, yaptığı her bir prim ödemesinin yapıldığı tarihten itibaren (zorunlu sigortalılıkla çakışmamak kaydıyla) karşıladığı süre kadar 1479 sayılı Kanun kapsamında isteğe bağlı sigortalı kabul edilebileceği dikkate alınarak, yaşlılık aylığı bağlama şartlarının oluşup oluşmadığı irdelenmeli, her halukarda ise davacının sonraki başvurusuna göre 01.09.1999 tarihinden itibaren bağlanması gereken aylıklar ile yersiz ödeme sayılan ilk aylıklar arasındaki aylık farkları bakımından 5510 sayılı Yasa"nın 96’ncı maddesinin “a” bendi kapsamında kurum alacağının bulunduğu dikkate alınmalı ve sonucuna göre denetlenebilir bir hesap raporu aldırılmak suretiyle, davacının menfi tespit talebi bakımından Kuruma ne kadar borçlu olduğunun belirlenmesi gereklidir.
    Kabule göre de, davacının 01.09.1999 tarihinden itibaren yaşlılık aylığına hakkı olan davacı hakkında, 25.01.2011 tarihinden itibaren aylığa müstehak olduğuna dair kabul de kendi içerisinde çelişki yaaratmakta olup, Mahkemece, açıklanan bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O hâlde, taraf avukatlarının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istem hâlinde davacı-birleşen davada davalı ..."ya iadesine, 13.06.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi