1. Hukuk Dairesi Esas No: 2013/3880 Karar No: 2013/7245
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2013/3880 Esas 2013/7245 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Tapu kaydına yanlış yazılan kimlik bilgilerinin düzeltilmesi istemiyle açılan dava, vasi R.G. tarafından açılmış ancak husumete izin alınmadığı için mahkeme kararı isabetsiz görülmüştür. Mahkeme, vasiye husumete izin alması için olanak tanınması gerektiğini belirtmiş, ancak bu husus göz ardı edilerek hüküm tesisi yapılmıştır. Karar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3. maddesi aracılığıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 428. maddesi gereğince bozulmuştur. Kanun maddesi gereği vasi, husumete izin almadan dava açamaz.
1. Hukuk Dairesi 2013/3880 E. , 2013/7245 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : KAZAN SULH HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 21/11/2012 NUMARASI : 2012/241-2012/329
Yanlar arasında görülen tapu kaydında düzeltim davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; Dava, tapu kaydına yanlış yazılan kimlik bilgilerinin düzeltilmesi isteğine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; Ankara 12. Sulh Hukuk Mahkemesinin 16.07.2012 tarih, 2012/598 esas, 2012/993 karar sayılı ilamı ile M. G.’nin “Organik Beyin Sendromu” nedeniyle vesayet altına alınarak oğlu R. G.’nin kendisine vasi atandığı, vasinin mahcur M. G.’nin k. paydaşı olduğu 2511 ada 1 parsel sayılı taşınmazda soyadının S. G.olarak yer aldığını ileri sürerek tapu kaydının nüfus kaydına göre düzeltilmesi isteği ile eldeki davayı açtığı anlaşılmaktadır. Bilindiği gibi, vasinin dava açabilmesi için vesayet makamından izin alması gerektiğinde kuşku yoktur. Türk Medeni Yasasının 462. maddesi hükmü de bu yönde düzenleme getirmiştir. Ne var ki somut olayda, vasi R. G.nin vesayet makamından husumete izin almadan eldeki davayı açtığı görülmektedir. O halde, mahkemece, vasiye husumete izin alması bakımından olanak tanınması, ondan sonra işin esasına girilip bir hüküm tesisi gerekirken anılan husus göz ardı edilerek yazılı olduğu üzere hüküm tesisi isabetsizdir. Davalının bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun geçici 3. maddesi aracılığıyla) 1086 sayılı HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, 09.05.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.