Hakaret - Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2015/30011 Esas 2016/8110 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
18. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/30011
Karar No: 2016/8110
Karar Tarihi: 19.04.2016

Hakaret - Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2015/30011 Esas 2016/8110 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Sanığın dava dışı kocasını şikayet ettiği başvuru dilekçelerinde, katılanı küçük düşürecek içerikte beyanlarda bulunduğu anlaşılmıştır. Sanık, ilgili kurumlara eşini şikayet ederken dilekçe içeriğini bilerek ve isteyerek hazırlamıştır. Yerel mahkeme suçun manevi unsuru olan kasıt bulunmadığı gerekçesiyle sanığı beraat ettirmiştir. Ancak, bu kararın hukuka aykırı olduğu düşünülmektedir. Sanığın eylemi atılı hakaret suçunu oluşturmuştur. Sanığın hak arama özgürlüğü ve iddia ve savunma dokunulmazlığı kapsamında değerlendirilemeyeceği vurgulanmıştır. Mahkeme kararında TCK 21 ve TCK 128 maddelerine değinilmemiştir.
Kanun Maddeleri:
-TCK. 21. maddesi: Kastın tanımı
-TCK. 128. maddesi: İddia ve savunma dokunulmazlığı.
18. Ceza Dairesi         2015/30011 E.  ,  2016/8110 K.
"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hakaret
HÜKÜM : Beraat
KARAR
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edimekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü;
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede:
Eyleme ve yükletilen suça yönelik katılan ... vekilinin temyiz iddiaları yerinde görülmediğinden tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKMÜN ONANMASINA, 19.04.2016 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Sayın çoğunluğun hakaret suçundan kurulan beraat hükmünün onanmasına ilişkin görüşüne aşağıdaki gerekçelerle katılmıyorum.
Yerel mahkemenin de kabul ettiği oluşa göre, sanığın dava dışı kocasını şikayet ettiği başvuru dilekçelerinde, ihtilat unsurunun gerçekleşeceği biçimde katılanı küçük düşürecek içerikte beyanlarda bulunduğu anlaşılmıştır.
Yerel mahkeme sanığın üzerine eyleminde atılı hakaret suçunun manevi unsurunun bulunmadığı gerekçesiyle beraat hükmü kurmuştur.
Her şeyden önce hakaret suçunun manevi unsuru kasıt olup, TCK. 21. maddesinde düzenlenen şekliyle “... Kast, suçun kanuni tanımındaki unsurların bilerek ve istenerek gerçekleştirilmesidir.” Sanık ilgili kurumlara bu davayla ilgisi bulunmayan eşini şikayet ederken dilekçe içeriğini inceleyecek 3 den fazla kişinin olabileceğini, mağdurun özel yaşamıyla ilgili hususları açıklayarak içerik hakkında bilgi sahibi olacak kişiler nezdinde katılanın küçük düşeceğini bilerek ve isteyerek hareket etmiştir. Bu hususlar göz önüne alındığında yerel mahkemenin, suçun manevi unsuru olan kasıt bulunmadığı yönündeki gerekçesi hukuka aykırıdır.
Olayda tartışılması gereken bir diğer husus, sanığın eyleminin Anayasanın 36. maddesinde düzenlenen hak arama özgürlüğü ve TCK. 128. maddesinde düzenlenen iddia ve savunma dokunulmazlığı kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceğidir. Sanık eşini ilgili kurumlara şikayet etmekte olup, katılanla ilgili bir hak arama iddiasında değildir. Yine sanığın iddiası, eşi ile ilgili olup, eşini şikayet ettiği olaylarda katılanla ile ilgili somut isnatlarda bulunması uyuşmazlıkla bağlantılı değildir. Esasen bir kişinin eşinin başka birisiyle ilişki yaşadığı isnadı suç da teşkil etmemektedir.
Tüm bu açıklamalar ışığında, mahkemece de kabul edilen oluşa göre, sanığın eyleminin atılı hakaret suçunu oluşturduğu gözetilmeden kasta yanlış anlam verilerek beraat kararı verilmesinin yerinde olmadığı düşüncesindeyim. Bu gerekçelerle sayın çoğunluğun onamaya ilişkin görüşüne katılmıyorum.








Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.