13. Hukuk Dairesi Esas No: 2013/764 Karar No: 2013/4842 Karar Tarihi: 28.02.2013
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2013/764 Esas 2013/4842 Karar Sayılı İlamı
13. Hukuk Dairesi 2013/764 E. , 2013/4842 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Davacı, davalının banka hesabına 9000 L havale ettiğini, bunun borç için verildiği ve 30.1.2009 tarihinde geri ödenmek üzere verildiğinin de havaleye şerh verildiğini ancak süresinde geri ödenmediğini bildirerek tahsili için başlattığı icra takibine yapılan itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece davanın reddine ilişkin kararın dairece yapılan temyiz incelemesinde,ispat yükünün davalıda olduğu gerekçesi ile bozulması sonucu bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne,icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş,hüküm taraflarca temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının tüm temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Davacı inkar tazminatı talebinde bulunmuş ise de mahkemece alacağın yargılamayı gerektirdiği gerekçe gösterilerek davacının bu konudaki talebinin reddine karar verilmiştir. İİK.nun 67/2 maddesi hükmünce, icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacağın likit ve belli olması, yani borçlu tarafından alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya belirlenmek için bütün unsurlar bilinmekte veya bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından tahkik ve tayin edilmesi mümkün nitelikte olması yeterlidir. Borçlu, yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tesbit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Açıklanan yasal kuralların ışığında, takip konusu alacak değerlendirildiğinde davacı yararına icra-inkar tazminatına hükmedilmesi gerekirken, Mahkemece yargılama gerektiğinden bahisle bu kalem istemin reddine karar verilmesi de usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. Nevarki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyip kararın düzeltilerek onanması HMUK"un 438/7 maddesi hükmü gereğidir. SONUÇ:Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerden dolayı davalının tüm temyiz itirazlarının reddine,2.bentte açıklanan nedenle kararın hüküm fıkrasındaki davacı yararına icra inkar tazimatı talebini reddine ilişkin cümlenin silinerek hüküm fıkrasına”Kabulüne karar verilen asıl alacak miktarının % 40"ı üzerinden hesaplanacak icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine “ cümlesi eklenerek düzeltilmesine,kararın düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, aşağıda dökümü yazılı 516,50 TL. kalan harcın davalıdan alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde davacıya iadesine, HUMK’nun 440/III-2 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 28.02.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.