9. Hukuk Dairesi 2015/14779 E. , 2015/21428 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA : Davacı, icra takibine yapılan itirazın iptali, takibin devamı ile % 40 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın görev yönünden reddine karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde davaeı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili dava dilekçesinde, davalının 4447 Sayılı Kanun’un 52.maddesi kapsamında işsizlik ödeneğinden yararlandığını, gelir getirici bir işe başlaması nedeni ile işsizlik ödeneğinin kesildiğini, Kurum tarafından fazladan ödenen işsizlik ödeneğinin ödenmemesi üzerine ....İcra Müdürlüğü’ nün 2011/16981 Sayılı dosyası ile davalı aleyhine icra takibi yapıldığını, borca itiraz üzerine takibin durduğunu ve icra takibine yapılan itirazın haksız olduğunu iddia ederek, davalı borçlunun haksız olan icra takibine yapılan itirazının iptali ile takibin devamına, davalının %40’ tan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı cevap dilekçesinde, davacıya borcu bulunmadığını, işsizlik dönemi bitip çalışmaya başladıktan sonra kullandığı ya da aldığı işsizlik ödeneği bulunmadığını, bu hususun hizmet döküm cetvelinden de anlaşılacağını savunarak haksız davanın reddi ile kayıtları doğru tutmayarak hakkında kötüniyetli olarak icra takibi başlatan davacı hakkında %40’ tan aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, davanın Sosyal Güvenlik Hukuku ile ilgili olmadığı ve dava konusunun genel mahkemelerin görev alanına girdiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu"nun 46. maddesinin birinci fıkrasında işsizlik sigortasının amacı; "işsizlik sigortasına ilişkin kuralları ve uygulama esaslarını düzenlemek ve bu Kanunda öngörülen hizmetlerin verilmesini sağlamak" olarak belirtilmiş; Kanunun kapsamını düzenleyen ikinci fıkrasında ise "Bu Kanun, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 4. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi ile ikinci fıkrası kapsamında olanlardan bir hizmet akdine dayalı olarak çalışan sigortalıları
4857 sayılı Kanuna göre kısmi süreli iş sözleşmesi ile çalışanlardan 5510 sayılı Kanunun 52. maddesinin birinci fıkrası kapsamında işsizlik sigortası primi ödeyen isteğe bağlı sigortalılar ile aynı Kanunun ek 6. maddesi kapsamındaki sigortalıları ve 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun geçici 20. maddesinde açıklanan sandıklara tabi sigortalıları kapsar" şeklinde düzenlemeye yer vermiştir.
4447 sayılı Kanunun 46/4. maddesine göre işsizlik sigortası primlerinin toplanmasından Sosyal Sigortalar Kurumu, diğer her türlü hizmet ve işlemlerin yapılmasından İş ve İşçi Bulma Kurumu Genel Müdürlüğü görevli, yetkili ve sorumludur. Kanunun 49/5.maddesinde "işsizlik sigortası primleri ile ilgili olarak; 5510 sayılı Kanunun 80, 82, 86, 88, 89, 90, 91, 93 ve 100. madde hükümleri uygulanır" kuralı öngörülmüştür.
4447 sayılı Kanunun işsizlik ödeneğine hak kazanmanın koşullarını düzenleyen 51.maddesine göre işsizlik ödeneğine hak kazanmak için bu Kanun uyarınca sigortalı sayılmak, iş sözleşmesi maddede belirtilen hallerden birisiyle dayalı olarak sona ermiş olmak, Kuruma süresi içinde şahsen başvurarak yeni bir iş almaya hazır olduğunu kaydettirmek ve bu Kanunda yer alan prim ödeme koşullarını sağlamış olmak gerekir.
Görüldüğü gibi işsizlik ödeneğinin kanuni dayanağı 4447 sayılı Kanun olmasına karşın ödeneğe hak kazanma ve ödeneğin hesaplanması doğrudan 4857 sayılı İş Kanunu ile 5510 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanmasını gerektirir.
İşsizlik sigortasının sosyal güvenlik hukuku ile doğrudan ilgisi, 5510 sayılı Kanun"un 101. maddesinde yer alan "Bu Kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde, bu Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıklar iş mahkemelerinde görülür" hükmü ve 4857 sayılı Kanun"dan doğan uyuşmazlıklarda da iş mahkemelerinin görevli olduğu göz önüne alındığında işsizlik sigortasına ilişkin uyuşmazlıklara da bu konuda uzman iş mahkemelerince bakılması gerektiği sonucuna varılmaktadır. Hal böyle olunca, mahkemece işin esasına girilerek sonucuna göre bir karar vermek gerekirken yazılı gerekçe ile görevsizlik kararı verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 11.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.