MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki menfi tesbit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacı, vasisi olduğu ... "nin 1990"lardan bu yana sürekli olarak devam eden ve iyileşmeyen akıl hastalığına sahip olduğunu, bu durumun, taksirle ölüme sebep olmak suçundan yargılandığı ceza davasında da ... Asliye Ceza Mahkemesinin 1990/48 karar sayılıilamı ile tespit edildiğini, yetkili mercilerce zamanında hacir altına alınmaması nedeniyle fiil ehliyeti olmayan ... "nin çok sayıda kişinin bu durumu kullanması nedeniyle kefil olarak borç ve yükümlülük altına girdiğini, davalı ve diğer bazı alacaklı olduğunu iddia eden kişilerce icra takiplerine geçilmesi üzerine M.Ereğlisi Sulh Hukuk Mahkemesinin 2006/47 E sayılı dosyası ile 30/03/2006 tarihinde babası/borçlu ... "nin hacir altına alınması ve kısıtlanması için başvuruda bulunduğunu, ... Devlet Hastanesince şizofren olduğunu, akıl ve şuurunun yerinde olmadığı tanısı nedeniyle kendisinin vasi tayin edildiğini, davalı tarafından ... 1 İcra Müdürlüğünün 2004/3890 E sayılı dosyası ile icra takibine geçildiğini, hukuki ehliyetsizlik sebebi ile yapılan işlemin ve mevcut durumda borcun geçerli olmayacağının açık olduğunu ileri sürerek, ... 1. İcra Müdürlüğünün 2004/3890 E sayılı icra takibinin durdurulmasına, fiil ehliyetsizliği ve butlan nedeni ile söz konusu kredi sözleşmesindeki kefalet ilişkisinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dava, taşıt kredisine kefilliğin ehliyetsizlik nedenine dayalı olarak geçersizliğinin ve bu sözleşmeye dayalı olarak yürütülen takip yönünden borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. 4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1. maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde “Bu kanun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar” hükmüne yer verilmiştir. Yasanın 3. maddesinde mal; alışverişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri gayri maddi malları ifade eder. Satıcı; kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişileri kapsar. Tüketici ise "bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen kullanan veya yararlanan gerçek ya da tüzel kişiyi ifade eder" şeklinde tanımlanmıştır. Bir hukuki işlemin 4077 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için, yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir. Somut uyuşmazlığın incelenmesinde menfi tespit istemine konu sözleşmenin tüketicinin kullandığı taşıt kredisine ilişkin olduğu anlaşıldığından ihtilafın 4077 sayılı Yasa çerçevesinde çözümü gerekir. 4077 sayılı Yasanın 23. maddesi bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re"sen gözetilir. Mahkemece o yargı çevresinde ayrı bir tüketici mahkemesi bulunması halinde görevsizlik kararı verilmesi, aksi halde tüketici mahkemesi sıfatıyla davanın görülmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup kararın bozulmasının gerektirir.
2- Bozma nedenine göre, davacının temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenle hükmün BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle davacının temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28.2.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.