17. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/4655 Karar No: 2016/4072 Karar Tarihi: 31.3.2016
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2016/4655 Esas 2016/4072 Karar Sayılı İlamı
17. Hukuk Dairesi 2016/4655 E. , 2016/4072 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı alacaklı İdare vekili, borçlu aleyhinde 6183 Sayılı Kanun uyarınca yürütülen icra takibinde borca yeterli malvarlığı bulunamadığını, borçlunun alacaklıdan mal kaçırmak amacıyla taşınmazlarını kardeşine sattığını, onun da bir kısmını dava dışı kişilere sattığını ileri sürerek tasarrufun iptaline ve satılan taşınmazlar yönünden satış bedelinin tahsiline verilmesini talep etmiştir. Davalılar davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece davanın kısmen kabulü ile bir kısım tasarrufların iptaline, bedeli talep edilen tasarruflar yönünden ise davanın reddine verilmiş, ; Dairemizin 26.2.2015 gün ve 2013/16281-2015/3436 sayılı ilamıyla tasarufların iptaline verilen taşınmazlar yönünden hükmün onanmasına, davası bedele dönüştürülen tasarruflar yönünden de davanın kabulüne verilmesi gerektiğinden bozulmasına verilmiştir. Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulü ile dava dışı kişilere satılan taşınmazların satış bedelinin davalılardan tahsili ile davacı kuruma verilmesine verilmiş; hüküm, davalı ... vekilince temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre, davalı ... vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine vermek gerekmiştir. 2-Dava, 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun"a dayalı olarak açılan tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Bu tür iptal davalarında amaç, borçlunun haciz veya iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da iyiniyet kurallarına aykırılık nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. İptal davaları borçlu ile hukuki muamelede bulunan kişiler ve bunların mirasçıları aleyhine açılır. Malın üçüncü kişinin elinden çıkmış olması halinde ise dava, kişinin elden çıkardığı mallar yerine geçen değere taalluk ediyorsa 3.kişinin bu değerler nispetinde, davacının alacağından fazla olmamak üzere nakden tazmine mahkum edilmesi gerekir. Bu halde 3.kişinin sorumlu olduğu miktar, elden çıkarılan malın tasarruf tarihindeki gerçek değeridir. Başka bir değişle 3.kişi tasarrufa konu malın elden çıkarıldığı tarihteki gerçek değeri oranında ve alacak miktarı ile sınırlı olarak tazminatla sorumlu tutulmalıdır. Mahkemece bu yön gözardı edilerek hüküm kurulması doğru değil bozma nedeni ise de bu yanılgının giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden hükmün 6100 Sayılı HMK"nun geçici 3/2.maddesi delaletiyle 1086 Sayılı HUMK"nun 438/7.maddesi uyarınca düzeltilerek onanmasına vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm fıkrasının 2.bendinin tamamen hükümden çıkartılarak yerine "hakkındaki dava bedele dönüşen taşınmazların (... mah., ... mevkii, 5 nolu parselde kayıtlı 1.kat 1 nolu bağımsız bölüm ve zemin kat 3 nolu bağımsız bölüme) yönelik davanın kabulü ile takip konusu alacak ve ferileri ile sınırlı olmak üzere, bu taşınmazların elden çıkarıldığı tarihteki gerçek değeri arasındaki tazminatın davalı 3.kişi ..."dan tahsili ile davacıya verilmesine" cümlesinin yazılarak hükmün bu şekli ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı 3.kişi ..."a geri verilmesine 31.3.2016 gününde oybirliğiyle verildi.