11. Hukuk Dairesi 2017/4455 E. , 2019/1285 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada ... Asliye Hukuk Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 04/07/2017 tarih ve 2015/2443-2017/710 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davacı vekili ve davalı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkilinin 1988 yılında davalı banka nezdinde açtırdığı hesabında bulunan paranın davalı bankanın çalışanı tarafından usulsüz işlemlerle çekildiğini, zararının tazmini için .. Asliye Hukuk Mahkemesi"nde görülen davada 2006/61-71 E.K. sayılı karar ile 120.230.244,00 TL’nın dava tarihi olan 16.....1994 tarihinden itibaren işleyecek en yüksek banka mevduat faizi oranı ile birlikte tahsiline karar verilip bu kararın kesinleştiğini, müvekkilinin alacağına geç ulaştığını, alacağın takibe konulması sonrasında icra müdürlüğünce yapılan faiz hesabına davalı tarafından itiraz edildiğini, bunun sonucu olarak müvekkiline eksik faiz ödendiğini, müvekkilinin faiz geliri elde etmek amacıyla parasını bankaya yatırdığını, munzam zararının doğduğunu, davalının bu hususta dava açılmasını telkin ederek munzam zararı ödemediğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 6.100,00 TL"nin en yüksek banka mevduat faiziyle tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; zamanaşımı ve hak düşürücü süre itirazında bulunarak hesabın vadesiz döviz hesabı olduğunu, munzam zararın kanıtlanamadığını, alacağın çalışanın haksız fiili nedeniyle doğduğundan ticari iş olmadığını, ticari faiz oranında munzam zararın talep edilemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya göre; davacının haklı olduğu, 818 sayılı BK"nın 42-43. maddelerine (6098 sayılı TBK md. 50-51) göre zarar miktarının tam olarak hesap edilebildiği ve davalının kusuru dikkate alınarak herhangi bir indirime gidilmesine gerek olmadığı, munzam zararın bozma ilamındaki hususlar dikkate alınarak denetime elverişli ve bilimsel verilere uygun ....05.2017 bilirkişi raporunda belirtildiği şekilde ....821,47 TL olduğu, gerekçesiyle davanın kabulüne, taleple bağlı kalınarak 6.100,00 TL zararın dava tarihinden itibaren bankalarca uygulanan en yüksek mevduat faiziyle davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmasına karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili ve davalı vekili temyiz etmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
...- Dava, munzam zarar iddiasına dayalı tazminat istemine ilişkin olup, mahkemece yukarıda açıklanan gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir. Ancak mahkemece, hesaplanan tutardan 818 sayılı BK"nın 42 ve 43. maddeleri uyarınca, davalının kusurlu olması nedeniyle indirim yapılmasına yer olmadığına karar verilmiş ise de Dairemizin yerleşmiş kararları gereğince zararın meydana gelmesinde zararın meydana geldiği tarih itibariyle ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik ve sosyal ortamın etkisi bulunduğundan ve davacının da bu durumdan etkilenmemesi söz konusu olamayacağından somut olayın özellikleri dikkate alınarak hakkaniyete uygun bir miktar indirim yapılması gerekirken indirim yapılmaksızın karar verilmesi doğru olmamıştır.
...- Ayrıca mahkemece, borcun ödendiği tarihten dava tarihine kadar faiz hesabı yapılıp munzam zarar miktarına ilave edilerek belirlenen miktar hüküm altına alınmışsa da munzam zarar ödemeyle sona ereceğinden ve mahkemece uyulan Dairemizin bozma ilamında da bu yönde her hangi bir değerlendirme bulunmadığından belirlenen 22.159,51 TL munzam zarar için faiz hesabı yapılarak tespit edilen miktarın munzam zarara eklenmesi dahi doğru olmamıştır.
4- Mahkemece hükmedilen tutara, sebebi belirtilmeden avans faizi yerine arada bir sözleşme ilişkisi bulunmadığı halde mevduat faizinin yürütülmesi de doğru olmamış, kararın davalı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (...), (...) ve (4) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle kararın davalı yararına BOZULMASINA, aşağıda yazılı bakiye ...,00 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 18/02/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.