10. Hukuk Dairesi 2016/8205 E. , 2016/9763 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Dava, ödeme emrinin iptali ile borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozma ilâmına uyularak hükümde belirtilen gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı ve davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
A-)A...Tüketim Malları Pazarlama A.Ş. adına Av. ... ile S... adına Av. ... arasındaki dava hakkında, Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi tarafından verilen 24.03.2015 günlü ve .../... sayılı hükme yönelik davacı ve davalı vekilinin temyizi üzerine yapılan inceleme sonucu Mahkeme hükmünün Dairemizin 28.01.2016 tarih ve .../... sayılı ilâmı ile bozulmasına karar verilmişti. Davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosya incelendi.
Davacı vekilinin talebi üzerine yapılan inceleme sonrasında, süresinde davacı vekili tarafından verilen dilekçe ile mahkeme kararının temyiz edildiğinin anlaşılması karşısında, Dairemizin 28.01.2016 tarih ve .../... Esas .../... Karar sayılı ilamının zuhulen verildiği anlaşılmakla, maddi hataya dayalı bu yanlışlığın 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 304. maddesi uyarınca her zaman düzeltilmesinin mümkün bulunmasına göre, Dairemizin maddi hataya dayalı 28.01.2016 tarih ve .../...Esas .../... Karar sayılı bozma kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
B-)1-Davalı vekilinin temyiz itirazlarına gelince;
Hüküm İş Mahkemesinden verilmiştir. 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 8. maddesi hükmüne göre, iş mahkemelerinden verilmiş bulunan nihai kararların 8 gün içinde temyiz olunması gerekir.
Olayda hüküm 25.05.2015 tarihinde temyiz eden davalı vekiline yöntemince tebliğ edilmiş, temyiz ise 03.06.2015 tarihinde vuku bulmuştur. Şu duruma göre davada 8 günlük temyiz süresi geçtiğinden 01.06.1990 gün ve 1989/3 E. 1990/4 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu Kararı da göz önünde tutularak davalı Kurumun temyiz dilekçesinin süre aşımı yönünden reddine karar verilmiştir
2-Davacı vekilinin temyiz itirazlarına gelince;
Davaya konu olayda; 2008, 2009 ve 2010 yılları arasındaki döneme ilişkin dava dışı F... B...’ın prim borçlarından dolayı davacıya 6183 Sayılı Kanun kapsamında gönderilen haciz ihbarnamesine 7 gün içerisinde itiraz edilmediğinden bahisle borç zimmetinde sayılarak davacı adına Kurumca düzenlenip tebliğ olunan ödeme emrinin iptali ve borçlu olmadığının tespiti istemiyle eldeki davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 6183 sayılı Kanunun 58. maddesine göre; kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahıs, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren yedi (7) gün içinde alacaklı tahsil dairesine ait itiraz işlerine bakan vergi itiraz komisyonu nezdinde itirazda bulunabilir. İtiraz etmezse borç kesinleşmiş olur. Eldeki davanın anılan süre içerisinde açıldığının belirgin bulunması nedeni ile davacının anılan prim borçlarından sorumluluğunun irdelenmesi gerekmektedir.
Üçüncü şahsın prim borcundan dolayı davacının kamu alacaklısı olan Kuruma karşı sorumluluğu, kendisine haciz ihbarnamesinin tebliğ edildiği tarihte üçüncü şahsa olan borcun varlığına bağlı ve miktarı ile sınırlıdır. Haciz ihbarnamesinin yasal dayanağı olan 6183 sayılı Kanunun 79. madde hükmüne göre, davacı haciz bildirisinin tebliğ edildiği tarih itibarıyla amme borçlusuna borçlu olmadığını veya malın elinde bulunmadığını ispat etmek zorundadır.
Hâl böyle olunca, anılan yasal düzenlemeler çerçevesinde, Mahkemece, davacıdan dava dışı prim borçlusu F...B...’a borçlu olmadığına dair delillerini sunması istenerek, F... B... ile davacı arasındaki hukuki ilişkinin niteliği ve borcun kaynağına dair Kurum ve davacı hezdindeki belgeler celp edilerek, gerekirse davacının ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi marifeti ile inceleme yapılarak, haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihi itibariyle davacının dava dışı F... B...’a borcunun varlığı araştırılarak, yargılama aşamasında yapılan ödeme tutarları da gözetilerek, varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve hatalı değerlendirme sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istem hâlinde davacıya iadesine, 13.06.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.