17. Hukuk Dairesi 2015/18018 E. , 2016/4042 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; müvekkiline ait römorkun (dorse) davalı ..."ye kasko sigorta poliçesi ile sigorta ettirildiğini, söz konusu dorsenin çekiciye takılı vaziyette kum boşaltımı esnasında sağ tarafa yattığını, bu tek taraflı kaza neticesinde dorsenin pert olacak şekilde hasara uğradığını, römorkun aradan 16 ay geçmesine rağmen tamir edilmediğini belirterek 2.500,00 TL çekici bedeli ile şimdilik 1.000,00 TL kazanç kaybının davalıdan tahsiline verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili 29/06/2015 havale tarihli ıslah dilekçesi ile mahrum kalınan kazanç kaybı bakımından talep miktarını 65.700,00 TL olarak ıslah etmiştir.
Davalı vekili; talep edilen bedellerin fahiş olup gerçeği yansıtmadığını her iki talebinde poliçe kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini belirterek, davanın reddine verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna göre, davanın kabulü ile iş durması nedeniyle kazanç kaybı karşılığı olarak 65.700,00 TL"nin dava tarihinden itibaren nakliye bedeli olarak 1.650,00 TL"nin temerrüt tarihi olan 15/08/2013 tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kasko sigorta sözleşmesine dayanılarak davalı kasko şirketi aleyhinde açılan alacak istemine ilişkindir.
Anayasa"nın 48. maddesinde "herkesin sözleşme hürriyetine sahip olduğu" ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 26. maddesinde "Taraflar, bir sözleşmenin içeriğini kanunda öngörülen sınırlar içinde özgürce belirleyebileceği, kanunun emredici hükümlerine, ahlaka, kamu düzenine, kişilik haklarına aykırı olmayan sözleşmelerin geçerli olduğu" öngörülmüştür.
Görüldüğü üzere hukuk sistemimizde emredici hükümlere aykırı olmamak koşuluyla irade hürriyeti ve akit serbestisi sınırları içerisinde tarafların diledikleri gibi sözleşme yapabilmeleri mümkündür.
Davacı vekili dava dilekçesinde davaya konu trafik kazası nedeniyle müvekkilinin aracını yaklaşık 16 ay tamir süresince kullanamadığını belirterek ıslah ile birlikte 65.700,00 TL iş durması nedeniyle kazanç kaybını talep etmiştir. Uzman bilirkişi raporunda dava konusu aracın 25 iş gününde tamirinin mümkün olduğu, ancak yetkili serviste 438 gün kaldığını belirterek günlük 150 TL den toplam 65.700,00 TL iş durması nedeniyle kazanç kaybı meydana geleceği bildirilmiştir. Mahkemece bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulüne verilmiştir.
Kasko sigortası mal sigortası türünden olup tamir süresindeki kazanç kayıpları teminat dışıdır.
Ancak taraflar arasında düzenlenen kasko sigortası poliçesinde iş durma klozu bulunmakta olup bu kloza göre teminat limiti günlük 200,00 TL olay başına azami 1.000,00 TL ile sınırlı olduğu belirtilmiştir.
Taraflar arasında düzenlenen kasko sigorta poliçesindeki özel şart 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu"nun 1452. maddesinde sayılan emredici kanun hükümlerine aykırı olmadığı gibi TTK. 1486. maddesindeki hükümlere de uygun bulunmaktadır.
Bu durumda mahkemece yukarıda açıklanan ilkeler ışığında taraflar arasında düzenlenmiş kasko sigorta poliçesinde kararlaştırılan özel kloza göre, azami 1.000,00 TL kazanç kaybına hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ... şirketine geri verilmesine 30.03.2016 gününde oybirliğiyle verildi.