4. Hukuk Dairesi 2018/576 E. , 2020/1076 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 31/03/2016 gününde verilen dilekçe ile haksız eylem nedeniyle maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 15/06/2017 günlü karara karşı davacı tarafın istinaf başvurusu üzerine yapılan incelemede; ... ... 17. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/134-2017/188 sayılı kararı usul ve yasaya uygun olduğundan davacının istinaf başvurusunun esastan reddine dair verilen 05/12/2017 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, 6100 sayılı HMK"nın 285 vd. maddeleri uyarınca bilirkişilerin hukuki sorumluluğuna dayalı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, davanın reddine dair verilen hüküm hakkında davacı vekilinin istinaf başvurusu üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi tarafından, davacı vekilinin ileri sürdüğü istinaf nedenlerinin yerinde görülmediği gerekçesiyle istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili; 14/01/2016 tarihinde meydana gelen trafik kazası neticesinde müvekkilinin davadışı müteveffa ...’nın ölümüne sebebiyet verdiği iddiasıyla başlatılan soruşturma kapsamında davalının hazırlamış olduğu gerçeğe aykırı bilirkişi raporuna göre ... ... Cumhuriyet Başsavcılığının iddianame hazırladığını, yine bu rapora göre ... 18. Asliye Ceza Mahkemesinin görevsizlik kararı verdiğini, anılan rapor da kusuru olduğundan daha fazla gösterildiği için uzun bir süre tutuklu yargılandığını, raporda "tedbirsiz ve saygısız" şeklinde ibare kullanılarak müvekkiline hakaret edildiğini, davalının hazırladığı bu rapor nedeniyle müvekkilinin zarara uğrattığını belirterek maddi ve manevi tazminat isteminde bulunmuştur.
Davalı vekili; müvekkilinin resmi bilirkişi listesinde yer alan görevli trafik polisi olduğunu, tanzim ettiği raporun subjektif değerlendirmeye dayanmadığını, kanunun ve yönetmeliğin dili kullanılarak rapor tanzim edildiğini, haksız fiilin unsurlarının oluşmadığını belirterek davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur.
İlk derece mahkemesince; davalının kusur derecelendirmesi yaparken eksik incelemeye dayalı bir yanılgısının bulunduğu, ceza yargılamasında davalının tanzim ettiği kusur raporunun hükme esas alındığına ilişkin bir kaydın bulunmadığı, bu nedenle anılan rapor ile davacının iddia ettiği zarar arasında HMK’nın 285. maddesi kapsamında illiyet bağı kurulamadığı, ayrıca davaya konu raporda geçen " tedbirsiz ve saygısız" ifadesinin Trafik Kanunu Yönetmeliği’nin 145/c maddesi kapsamında olduğu gerekçesiyle maddi ve manevi
tazminat davasının reddine karar verilmiş, davacı vekilinin başvurusu üzerine yapılan istinaf incelemesinde, davacı tarafın ileri sürdüğü istinaf nedenlerinin yerinde görülmediği gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
6100 sayılı HMK"nın 285. maddesinde bilirkişinin kasten veya ağır ihmal suretiyle düzenlemiş olduğu gerçeğe aykırı raporun, mahkemece hükme esas alınması sebebiyle zarar görmüş olanların, bu zararın tazmini için Devlete karşı tazminat davası açabileceği, Devletin ödediği tazminat için sorumlu bilirkişiye rücu edeceği, 286.maddesinin birinci fıkrasında ise Devlet aleyhine açılacak olan tazminat davasının, gerçeğe aykırı bilirkişi raporunun ilk derece mahkemesince hükme esas alındığı hâllerde, bu mahkemenin yargı çevresi içinde yer aldığı bölge adliye mahkemesi hukuk dairesinde; bölge adliye mahkemesince hükme esas alındığı hâllerde ise Yargıtay ilgili hukuk dairesinde görüleceği hükmü yer almaktadır.
Somut olayda, davacının sanık olarak yargılandığı ... ... 18. Asliye Ceza Mahkemesinin 2016/96 esas sayılı dosyası kapsamında, davalı bilirkişinin tanzim ettiği rapor esas alınarak davacı hakkında tutuklama kararı verildiği iddia edildiğine göre, yukarıdaki yasal düzenlemeler uyarınca davanın ilgili Bölge Adliye Mahkemesinde açılması gerekir.
Şu durumda, yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda eldeki davanın görüm ve çözüm yeri ilgili Bölge Adliye Mahkemesi olup ilk derece mahkemesi tarafından davanın esasına girilip karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun değildir. Açıklanan nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararı kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK 373/1. maddesi gereğince KALDIRILMASINA ve İlk Derece Mahkemesi kararının HMK 371. maddesi uyarınca BOZULMASINA, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine GÖNDERİLMESİNEve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 04/03/2020 gününde oy çokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün onanması görüşünde olduğumdan sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum. 04/03/2020