2. Hukuk Dairesi Esas No: 2014/1830 Karar No: 2014/12307
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2014/1830 Esas 2014/12307 Karar Sayılı İlamı
2. Hukuk Dairesi 2014/1830 E. , 2014/12307 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Kemalpaşa 2. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi TARİHİ :30.10.2013 NUMARASI :Esas no:2012/122 Karar no:2013/443
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı tarafından, tazminat ve tedbir nafakası miktarları yönünden; davalı tarafından ise kusur belirlemesi, tazminatlar, müşterek çocuklardan Süleyman"ın velayeti ve vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davalı (koca)"nın güven sarsıcı davranış teşkil eden eylemlerinden sonra evlilik birliği devam ettiğinden, bu eylemler davacı tarafından affedilmiş, en azından hoşgörü ile karşılanmış kabul edilmelidir. Toplanan delillere göre davalıdan kaynaklanan ve boşanmayı gerektirir başkaca kusurlu bir davranışın varlığı kanıtlanamamıştır. Gerçekleşen bu durum karşısında boşanma davasının reddi gerekirken, kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır. Ne var ki, hükmün boşanmaya ilişkin bölümü temyizin kapsamı dışında kaldığından bu husus bozma nedeni yapılmamış, yanlışlığa işaret edilmekle yetinilmiştir. 2-Tarafların temyizine hasren yapılan incelemeye gelince; a-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle boşanma davası sırasında istenilen maddi ve manevi tazminatlar (TMK md. 174/1-2) boşanmanın eki niteliğinde olduğundan kabul edilen veya reddedilen miktar için taraflar lehine ayrıca vekalet ücreti takdir edilemeyeceğinin tabii bulunmasına göre davacının tüm, davalının ise aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. b-Mahkemece, davalı (koca) kusurlu bulunarak davacı (kadın) yararına maddi ve manevi tazminata (TMK md. 174/l-2) hükmedilmiş ise de, yukarıda birinci bentte belirtildiği üzere davalının kusurlu bir davranışı kanıtlanamamıştır. Davalı (koca)"ya bir kusur yüklenemeyeceğine göre Türk Medeni Kanununun 174/1-2. maddesi koşulları gerçekleşmemiştir. Davacının maddi ve manevi tazminat isteklerinin reddi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. c-Müşterek çocuklardan Süleyman"ın 08.08.2012 tarihinden itibaren davalının yanında kalmaya başladığı gözetilmeden, dava tarihinden kararın kesinleşme tarihine kadar bu çocuk için davacı yararına tedbir nafakası hükmedilmesi de doğru olmamıştır. d-Müşterek çocuk Süleyman"ın 08.08.2012 tarihinden itibaren baba ile birlikte yaşamaya başladığı ve görüşüne başvurulan uzman tarafından düzenlenen raporda da “Süleyman"ın ısrarla babasının yanında yaşamayı istediğini ifade ettiği, küçüğün ısrarlı tercihinin dışında bir zorlamaya gidilmesinin küçüğün sağlıklı psikososyal gelişimini olumsuz etkileyeceği, Süleyman"ın velayetinin babaya verilmesinin uygun olacağının” belirtildiği gözetilmeden, velayetinin annesine verilmesi de bozmayı gerektirmiştir. e-Davacı (kadın)"ın ziynet eşyası alacağı davasının reddine karar verildiğine göre, kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına hüküm tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca nispi vekalet ücretine hükmedilmemesi doğru görülmemiştir. SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda 2/b,c,d,e bentlerinde gösterilen sebeplerle davalı (koca) yararına BOZULMASINA, hükmün bozma kapsam dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda 2/a bendinde gösterilen sebeple ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz ilam harcının temyiz eden davacıya yükletilmesine, peşin harcın mahsubuna 123.60 TL temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, istek halinde temyiz peşin harcının yatıran davalıya geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 04.06.2014 (Çrş.)