11. Ceza Dairesi 2017/7010 E. , 2020/2978 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği
HÜKÜM : Mahkumiyet
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma neticelerine uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre, sanık müdafinin yerinde görülmeyen sair temyiz nedenlerinin reddine, ancak;
1)a-Bahçelievler İlçe Nüfus Müdürlüğünde Veri Hazırlama ve Kontrol İşletmeni olarak görev yapan sanığın, katılanlar ... ve ... kimlik bilgileriyle sahte nüfus cüzdanları düzenlediği, bu suretle kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği suçunu işlediğinin iddia ve kabul olunduğu olayda; ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 22.04.2014 tarih ve 2013/11-397 E., 2014/202 K. sayılı kararında da belirtildiği üzere, 765 sayılı TCK ile 5237 sayılı TCK’nın “Kamu güvenine karşı suçlar” bölümünde düzenlenen ve belgenin gerçeğe aykırı olarak düzenlenmesi ile kamu güveninin sarsıldığı kabul edilerek suç sayılıp yaptırıma bağlanan “resmi belgede sahtecilik” suçlarının hukuki konusunun kamu güveni olduğu, suçun işlenmesi ile kamu güveninin sarsılması dışında, bir veya birden fazla kişinin de haksızlığa uğrayıp, suçtan zarar görmesi halinde dahi, suçun mağdurunun toplumu oluşturan bireylerin tamamının, diğer bir ifadeyle kamunun olduğuna dair kabulün etkilenmeyeceği, eylemin belirli bir kişinin zararına olarak işlenmesi halinde bu kişinin mağdur değil, suçtan zarar gören olacağının kabulü gerekeceği cihetle; sanığın eylemlerinin 5237 sayılı TCK"nın 204/2, 43/1. maddeleri kapsamında zincirleme şekilde kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği suçunu oluşturacağı gözetilmeden, eylemlerin iki ayrı kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği suçunu oluşturduğu kabul edilerek yazılı şekilde sanık hakkında fazla cezaya hükmolunması,
b- UYAP sisteminde yapılan araştırmada, sanığın benzer nitelikteki fiilleri nedeniyle Bakırköy 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 2010/443 Esas ve Bakırköy 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 2015/36 esas sayılı dosyalarında kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği suçundan yargılandığının anlaşılması karşısında; UYAP üzerinden ve sair surette varsa benzer davalar da araştırılarak; sanığın eylemlerinin, her biri yenilenen kasıtla işlenmiş ayrı suçları mı, yoksa bir suç işleme kararıyla kanunun aynı hükmünün kısa zaman aralıkları içerisinde, birkaç kez ihlal etmek suretiyle zincirleme biçimde işlenmiş tek suçu mu oluşturduğunun tespiti bakımından, mümkünse mevcut dava ile birleştirilmeleri, aksi halde dosyalar getirtilerek özetlerinin duruşma tutanağına geçirilip, bu davayı ilgilendiren onaylı örneklerinin intikal ettirilmesi, zincirleme suç hükümlerinin uygulanma olanağının bulunup bulunmadığının tartışılması, kesinleşmiş hükmün zincirleme suç kapsamında kaldığının anlaşılması halinde zincirleme suç ve teşdit hükümleri gözetilerek hüküm kurulması ve tayin olunacak cezadan kesinleşmiş önceki cezanın mahsup edilmesi gerektiği gözetilmeden, eksik araştırma sonucu yazılı şekilde karar verilmesi, yasaya aykırı,
2)Kabule göre de; 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafinin temyiz talepleri bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, 11.06.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.