16. Hukuk Dairesi 2015/17168 E. , 2015/15377 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : KULLANIM KADASTROSU
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu ... Köyü çalışma alanında bulunan 125 ada 15 ve 16 parsel sayılı 542.43 ve 971.18 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, beyanlar hanesine 6831 sayılı Kanun"un 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığı, 125 ada 15 parselin ..., 125 ada 16 parselin ..."ın zilyetliğinde bulunduğu şerhi verilerek Hazine adına tespit ve tescil edilmiş; yapılan güncelleme çalışmaları sonucunda, 125 ada 15 parsel sayılı taşınmazdaki mevcut şerh muhafaza edilmiş, 125 ada 16 parsel sayılı taşınmazın ise ..."nin zilyetliğinde olduğu belirtilmiştir. Diğer taraftan 125 ada 17 ve 18 parsel sayılı taşınmazlar kök 128 ada 1 parsel sayılı taşınmazın kayden ifrazı ve cins değişikliği nedeniyle oluşmuş ve taşınmazlar üzerinde herhangi bir şerh bulunmaksızın Hazine adına tapuya tescil edilmiştir. Davacı ... , çekişmeli taşınmazları kadastrodan sonra fiili kullanıcılarından satın aldığını ileri sürerek lehine zilyetlik şerhi verilmesi istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, dava konusu 125 ada 15, 16, 17 ve 18 parsel sayılı taşınmazların kullanıcısının davacı ... Aslan Türkoğul olduğunun tapunun beyanlar hanesinde gösterilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili ile davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası"nın 141/3 maddesi ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 297 ve 298. maddeleri kararların gerekçeli olarak yazılmasını zorunlu kılmaktadır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 297/1-c maddesi uyarınca gerekçenin; "tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri" içermesi gerekir. Bir başka anlatımla; gerekçe okunduğunda, mahkemece verilen hükme nasıl ulaşıldığının anlaşılması gerekir. Böylece, davacı veya davalı sıfatıyla bir yargı organı önüne gelen kişilerin, hukuk devletinde yaşamanın doğal sonucu olarak hukuk güvencesi, adil yargılanma hakkı ve hukuki dinlenilme hakları uyarınca haklarında verilen kararlar yanında kararların hukuki süreci ve yargısı da denetlenebilir olmaktadır.
Somut olayda; dava, 3402 sayılı Yasa"ya 5831 sayılı Yasa"nın 8. maddesi ile eklenen Ek-4. maddesine göre yapılan güncelleme ile oluşan tapu kaydının beyanlar hanesine kullanıcı şerhi verilmesi istemine ilişkindir. Davacı, çekişmeli taşınmazları kadastrodan sonra fiili kullanıcılarından satın aldığı iddiasıyla lehine zilyetlik şerhi verilmesi istemiyle güncelleme öncesi hakka dayalı olarak dava açmıştır. Mahkemece, davanın kabulü ile, dava konusu taşınmazlarda davacı lehine zilyetlik şerhi verilmesine karar verilmiş olmasına rağmen, kararın gerekçesi ve bu sonuca ilişkin mahkemenin kabulü karar yerinde açıklanıp tartışılmamıştır. Yukarıda yazılı ilkeler ışığında mahkemenin gerekçeli kararı incelendiğinde; kararın gerekçe bölümünde, "delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi ile sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri" hususunda herhangi açıklık ve kararın denetlenebilirliğinin olmadığı görülmektedir. Yani, kararın gerekçe içermediği açık ve tartışmasızdır. Hal böyle olunca; kararın gerekçesiz olması nedeniyle davalı Hazine vekili ile davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer hususların bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 14.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.