20. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/4237 Karar No: 2015/12656
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2015/4237 Esas 2015/12656 Karar Sayılı İlamı
20. Hukuk Dairesi 2015/4237 E. , 2015/12656 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ...Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı-birleştirilen dosya davacısı ... Yönetimi vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
3402 sayılı Kanunun (5831 sayılı Kanunun 8. maddesiyle eklenen) Ek-4. maddesi gereğince yapılan kullanım kadastrosu sırasında ... ili, ... ilçesi, ... mahallesi 127 ada 9 parsel sayılı 10,03 m² yüzölçümündeki taşınmaz, ... vasfıyla ... adına tespit edilmiş, beyanlar hanesine ... ve üzerindeki binanın 2003 yılından beri ..."ın fiilî kullanımında olduğu ve 2/B madde uygulamasıyla ... sınırları dışına çıkarılan yerlerden olduğu şerh verilmiştir. Davacı ... Yönetimi, taşınmaz içinde bulunan binanın bir kısmının ... sınırları içinde kaldığını ileri sürerek, binanın ... sınırları içinde kalan kısmının belirlenerek tutanağın beyanlar hanesinde bu hususun belirtme yapılması istemiyle dava açmıştır. Davacı ... ise, taşınmazın eksik ölçüldüğünü ileri sürerek, tespit edilen alanın 400 m² olarak düzeltilmesi istemiyle dava açmış, ayrı ayrı açılan davalar birleştirilmiştir. Mahkemece asıl davanın ve birleştirilen davanın görev yönünden reddine karar verilmiş; hüküm, birleştirilen dosya davacısı ... Yönetimi vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 3402 sayılı Kanunun Ek 4. maddesi gereğince yapılan kadastroya itiraza ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 3116 sayılı Kanun hükümleri gereğince 1940 yılında yapılan ... tahdidi ile tespit tarihinden önce yapılıp kesinleşen 1744 sayılı Kanun ile değişik 2. madde uygulaması ile 3302 sayılı Kanun ile değişik 2/B madde uygulaması bulunmaktadır. Yapılan incelemede; yerel mahkemenin yargılamayı sonuçlandırdığı son oturumda oluşturulan kısa kararda (asıl davanın görev yönünden reddine, birleştirilen davanın kısmen kabulüne) dendiği halde, gerekçeli kararda (asıl davanın ve birleştirilen davanın görev yönünden reddine) denmiştir. Gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz (HMK m.298/2). Diğer yandan, kısa kararla gerekçeli kararın çelişik olması mutlak bozma nedeni oluşturur (İ.B.B.G.K. 10.04.1992 t, 1991/7 E. – 1992/4 K.). SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı-birleştirilen dosya davacısı ... Yönetimi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer yönlerin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde iadesine 16/12/2015 günü oy birliği ile karar verildi.