20. Hukuk Dairesi 2015/13274 E. , 2015/12653 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan yargılaması sonunda kurulan 25/06/2015 günlü hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davacı ... vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 15/12/2015 günü için yapılan tebligat üzerine, temyiz eden ... vekili Av. ... ile ... vekili Av. ... ile diğer taraftan ... vekili ... ile ... vekili Av. ... geldiler, başka gelen olmadı, açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Daha sonra dosya içindeki tüm belgeler incelenip, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... Belediye Başkanlığı vekili dava dilekçesinde, ... ili, ... ilçesi, ... Belediyesinde kadastro çalışmalarının 1988 yılında yapılıp kesinleştiğini, ... ili, ... ilçesi, ... belediyesi, ... mahallesinde yapılan kadastro çalışmalarında ise ... Belediyesi idarî sınırları içinde olan mera ve yayla niteliğindeki taşınmazların orman niteliğiyle tesbitlerin yapılarak kesinleştiğini, ikinci yapılan işlemin 3402 sayılı Kanunun 22. maddesi uyarınca yok hükmünde olduğunu belirterek, orman niteliğiyle tapuda kayıtlı tesbit edebildikleri 101 ada 108, 109, 110, 111, 112 ve 113 sayılı parsellerin mülki sınır çizgisi dışında kalan bölümlerinin mera ve yaylak niteliğinin tesbitine karar verilmesi istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, 101 ada 110 parsel içerisinde kalan (A) harfiyle işaretli 3838591,77 m², 101 ada 111 parsel içerisinde kalan (B) harfiyle işaretli 5955951,98 m², 101 ada 112 parsel içerisinde kalan (C) harfiyle işaretli 5107624,79 m², 101 ada 113 parsel içerisinde kalan (D) harfiyle işaretli 2219593,87 m² ve 101 ada 117 parsel içinde kalan 372656,19 m²"lik kısma ilişkin tapu kayıtlarının mükerrer olduğu anlaşılmakla iptaline karar verilmiş; hüküm davalı ..., ... ... ve ... Belediyesi tarafından ... Mahallesinde yapılan kadastro işleminin ikinci kadastro sayılmayacağı gerekçesiyle temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 11/11/2013 gün ve .../... E. - ... K. sayılı ilâmıyla bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma ilâmında özetle; “Mahkemece, yapılan işlemin ikinci kadastro olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de, ulaşılan sonuç, dosya içeriğine uygun düşmemektedir. Şöyle ki, çekişmeli taşınmazlar 1997 yılında ... köyü çalışma alanında yapılan kadastro sırasında tespitleri yapılarak kesinleşmiştir. Davacı ... Belediyesi; çekişmeli taşınmazların kendi idari sınırları içerisinde olduğu ve yörede
1988 yılında kesinleşen tapulamada tescil harici bırakıldıklarını, 1997 yılında yapılan işlemin 2. kadastro niteliğinde olduğunu iddia etmekte ise de, çalışma alanı idarî sınır sayılmayacağı gibi ... köyü çalışma alanı sınırının 3402 sayılı Kanunun 4. maddesine göre belirlenip itiraz edilmeden kesinleştiği anlaşıldığından taşınmazların ... Belediyesi idari sınırları içinde kaldığı iddiası sonuca etkili değildir. Ayrıca, 3402 sayılı Kanunun 22/1. maddesi gereğince aynı yerde ikinci kez arazi kadastrosu yapılamaz ise de, aynı maddenin ikinci fıkrasında "Tapulama ve kadastro çalışmalarında tesbit dışı bırakılan kamu kurum ve kuruluşlarına ait yerlerin tescili yapılır." hükmü düzenlenmiş olup Tapulama Kanunu hükümlerine göre tescil harici bırakılan taşınmazların daha sonra 3402 sayılı Kanunun veya 6831 sayılı Kanun hükümleri uyarınca orman kadastrosu da yapılabilir. Bu işlem, kanun gereği olduğundan ikinci kadastro olarak kabul edilemez. Kaldı ki, 3402 sayılı Kanunun 12/3. maddesinde düzenlenen 10 yıllık hak düşürücü süre de çoktan geçmiştir. Bu nedenle, davacının davasının reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.” denilmiştir.
Yargılama sırasında ... davacı yanında davaya katılmıştır.
Mahkemece bozma ilâmına uyulduktan sonra davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı ve fer’i müdahil vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere ayrı ayrı yükletilmesine 15/12/2015 gününde oy birliği ile karar verildi.