20. Hukuk Dairesi 2015/13595 E. , 2015/12651 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda kurulan 22/01/2015 günlü hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 15.12.2015 günü için yapılan tebligat üzerine, temyiz eden davalı vekili Av. ... ile diğer taraftan davacılar ... ve ... vekili Av. ... geldiler başka gelen olmadı, açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Daha sonra dosya içindeki tüm belgeler incelenip, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar vekili 27/10/2010 tarihli dilekçe ile; ... mahallesi 214 ada 2 parsel sayılı taşınmazın ifrazı sonucu oluşan 2490 ada 1 ve 2491 ada 1 parsel sayılı taşınmazlarda hissesi bulunan malik ..."ün mülkiyetindeki hisselerini vekil edenlere 25/05/2006 tarihinde sattığını, satışa konu resmî senet düzenlendiğini, müvekkilleri ile eski malik ... arasında yapılan satış işlemi tescil edilmediğinden taşınmazların yine eski malik ... tarafından 28/04/2010 tarihinde 7634 yevmiye sayılı işlem ile ... ve ..."e satıldığını, adlarına tescil edildiğini, ... Tapu Müdürlüğünün 13/07/2010 tarih ve 2945 sayılı yazısında belirtildiği üzere müvekkilerinin mağduriyetine sebebiyet veren bu durumun işlemi yapan sicil memuru tarafından satış işleminin tescil edilmemesinden kaynaklandığını belirterek taşınmazların dava tarihi itibari ile rayiç değerinin ve satış için ödenen harç bedellerinin faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece; davanın kabulüne, 147.046,45’er TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalı ... Müdürlüğünden alınarak davacı ... ve ...’a verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 10/06/2014 gün ve ... sayılı ilâmıyla bozulmuştur.
Bozma ilâmında [4721 saylı TMK’nın sorumluluk kenar başılığını taşıyan 1007. maddesi ""Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur"" hükmünü içermekte olup, bu maddede düzenlenen sorumluluk, kusura dayanmayan (objektif) bir sorumluluk türü olup, tapu sicil müdür ya da memurunun kusuru olsun ya da olmasın, sicilin tutulmasında, kişilerin malvarlığı çıkarlarını koruyan hukuk kurallarına aykırı davranılmış olması yeterlidir. Kusurun varlığı ya da yokluğu devletin sorumluluğu için önem taşımamakta, sadece, Devletin memuruna rücuu halinde iç ilişkide etkili olmaktadır.
Bu nedenle somut olayda, 4721 sayılı Kanunun 1007. maddesi uyarınca Tapu Sicilinin yanlış tutulmasından kaynaklanan sorumluluk şartları oluştuğundan ve söz konusu madde gereğince açılan tazminat davalarında davalı sıfatı ...nin olup, davacının amacı Devlet tüzel kişiliğini dava etmek olduğundan, davanın tapu ve kadastro genel müdürlüğüne yöneltilmesi, hasımda değil, temsilcide yanılmadır.
Bu durumda, davacıya ...yi davaya dahil etmesi için süre verilmesi ve sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi, doğru görülmemiştir.] denilmiştir.
Mahkemece bozma ilâmına uyulduktan sonra; davanın kabulüne, 147.046,45’er TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan alınarak davacı ... ve ...’a verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, tapu sicilinin hatalı tutulması nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK’nın 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13/j maddesi gereğince harç alınmasına yer olmadığına 15/12/2015 gününde oy birliği ile karar verildi.