2. Hukuk Dairesi 2014/10778 E. , 2014/12256 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Adıyaman Aile Mahkemesi
TARİHİ :10.09.2013
NUMARASI :Esas no:2012/44 Karar no:2013/641
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-davalı (koca) tarafından nafakalar, ziynet alacağı ve vekalet ücreti yönünden; davalı-davacı (kadın) tarafından ise kusur belirlemesi, tazminatların reddi, Furkan"ın velayeti ve nafakaların miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı- davacı kadının tüm, davacı davalı kocanın aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
2-Mahkemece hüküm altına alınan ziynetler yönünden aynen veya ziynetlerin dava tarihindeki değerinin davacı-davalı kocadan alınmasına karar vermek gerekirken, infazda tereddüt oluşturacak şekilde fiili ödeme zamanındaki değerinin davacı-davalıdan alınmasına karar verilmesi doğru değil ise de bu yön yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün bu bölümünün düzeltilerek onanması gerekmiştir. (HUMK.md.438/son).
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple hüküm fıkrasının B-11. bendinde yer alan "olmadığı takdirde" kelimesinden sonra gelen "fiili ödeme zamanındaki " sözcüklerinin hükümden çıkartılmasına, hükmün bu bölümünün düzeltilmiş şekliyle, hükmün temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda l. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın Elmas"a yükletilmesine, peşin harcın mahsubuna ve 119.00 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, temyiz peşin harcını yatıran Ramazan"a geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oyçokluğuyla karar verildi. 03.06.2014 (Salı)
KARŞI OY YAZISI
Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden dava konusu edilen ziynet eşyalarının bir kısmının birlik giderlerinin karşılanması için bozdurulduğu, bir kısmının ise bozurularak davalı-davacı kadına araba alındığı anlaşılmaktadır.Evlilik birliği içerisinde davacı-davalı koca tarafından müşterek giderler için bozdurulan ziynet eşyalarının davalı-davacı kadının rızası ile bozdurulduğunun kabul edilmesi gerekir.
Türk Medeni Kanununun 186/3. maddesine göre “Eşler birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve malvarlıkları ile katılırlar.” Türk Medeni Kanunu prensip olarak kadın erkek eşitliğini kabul etmiş bu nedenle de “eşlerin birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve malvarlıkları ile katılacaklarını” hüküm altına almıştır. Öte yandan “Eşler birlikte yaşamak, birbirine sadık kalmak ve yardımcı olmak zorundadırlar.” (TMK. md. 185/3)
Türk Medeni Kanunun “ispat yükü” başlıklı 6. maddesine göre “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” Somut olayda ispat yükünün davalı- davacıda olduğuna ilişkin özel bir düzenleme yoktur. Bu nedenle ispat yüküne ilişkin genel kuraldan ayrılmayı gerektirecek bir sebepte bulunmamaktadır.
Düğünde takılan ziynet eşyaları ve takılar kadına ait olup kişisel eşya niteliğindedir. Ziynet eşyaları nitelik itibariyle rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen nev’i dendir. Bu sebeple nitelikleri itibariyle kadında bulunduğu karine olarak kabul edilir. Olağanın aksini iddia eden ispatla yükümlüdür. Niteliği itibariyle davalı-davacı kadında bulunması gereken ziynet eşyalarının aile içerisinde ihtiyaç duyulması halinde bu eşyaları elinde bulunduran eşin rızası ile bozdurulması olağan olandır. Bu durum Türk Medeni Kanunun 185/3 ve 186/3 maddeleri gereğince davalı-davacı eş için aynı zamanda bir yükümlülüktür. Bu sebeple somut olayda ispat yükü davalı-davacı kadına aittir. Davalı-davacı kadının kendisine ait ziynet eşyalarının rızası dışında ve iade şartıyla elinden alınıp bozdurulduğunu ispat etmesi gerekir. Davalı-davacı da kendisine ait olan ve kural olarak kendisinde bulunması gereken ziynet eşyalarının rızası dışında veya iade şartıyla davacı-davalı tarafından elinden alınıp bozdurulduğunu ispat edememiştir.
Davalı-davacı kadın evlilik birliği içerisinde ailenin ortak giderleri için malvarlığmdan rızasıyla yaptığı katkıyı geri isteyemez. Davalı-davacı kadının bu katkıyı kendisine ait ziynet eşyalarını bozdurarak yapmış olması sonucu değiştirmez. Türk Medeni Kanununun 186/3. maddesinin somut olayda uygulanmamasını gerektirecek bir hukuki gerekçede yoktur.
Bu sebeple temyize konu hükmün ziynet eşyalarına ilişkin bölümü yönünden bozulması gerektiğini düşündüğüm için sayın çoğunluğun bu yöne ilişkin görüşüne katılmıyorum.