17. Hukuk Dairesi 2019/2439 E. , 2020/5242 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne, dair verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; davalı ... şirketine zorunlu mali sorumluluk poliçesi ile sigortalı aracın davacının yolcu olarak bulunduğu motosiklete çarpması sonucu yaralanmasına neden olduğunu belirterek fazlaya dair haklarını saklı tutarak geçici iş göremezlik ve maluliyet tazminatı olarak 100,00 TL"nin dava tarihinden işleyecek avans faizi ile tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 16.10.2014 tarihinde ıslah ile talebini 97.945,03 TL"ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Yapılan yargılama sonucunda yerel mahkemece verilen; davanın kabulüne dair karar, taraf vekillerinin temyiz başvurusu sonucunda Dairemiizin 31.10.2017 tarih ve E:2015/4146,K: 2017/9882 ilamı ile davacının motosiklete kasksız olarak binmiş olması müterafik kusur kabul edilerek, BK."nın 44. maddesi gereğince tazminattan %20 oranında indirim yapılmasının gerekip gerekmediği hususu değerlendirilmemiş ve zarara neden olan aracın ticari amaçla kullanılan transit minibüs olması nedeniyle, talep gibi avans faizine hükmedilmemiş olması gerekçeleriyle bozulmuş, yerel Mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verilmek suretiyle bu kez; davanın kabulü ile 97.945,03 TL maddi tazminatın kaza tarihinden geçerli sakatlanma klozu kişi başına poliçe limiti ile birlikte sınırlı olmak üzere dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, bozma sonrası verilen hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, daha önce temyiz incelemesinden geçerek kesinleşen yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin mümkün olmamasına göre; davalı ...Ş. vekilinin (2) nolu bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar nedeni ile maddi tazminat istemine ilişkindir.
1086 sayılı HUMK"nın yürürlükte olduğu dönemde çıkarılan 09.05.1960 tarih, 1960/21 Esas, 1960/9 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı"nda; Yargıtay bozma kararına uyulmakla orada belirtilen biçimde işlem yapılması yolunda lehine bozma yapılan taraf yararına usulî kazanılmış hak, aynı doğrultuda işlem yapılması yolunda yerel mahkeme için de zorunluluk doğacağı, usulî kazanılmış hakka ilişkin açık kanun hükmü olmasa da temyiz sonucu verilecek bozma kararının hukuka ve usule uygun karar verilmesini sağlamaktan ibaret olan amacı ve muhakeme usulünün hakka varma ve hakkı bulma maksadıyla kabul edilmiş olması yanında hukuki alanda istikrar amacıyla kabul edilmiş bulunması bakımından usulî kazanılmış hak müessesesi usul hukukunun dayandığı ana esaslardan olup kamu düzeniyle de ilgili olduğu belirtilmiştir. 6100 sayılı HMK"da da usulî kazanılmış hakka ilişkin açık bir düzenleme bulunmamakta ise de bu ilkenin uygulanma gerekliliği HMK hükümleri karşısında da varlığını sürdürmektedir. Yargıtay"ın bozma kararına uyan mahkeme, bozma kararı uyarınca işlem yapmak ve hüküm vermek zorundadır. Çünkü, mahkemenin bozma kararına uyması ile, bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usulü müktesep hak doğmuştur.
Yargısal ve bilimsel içtihatlarda “usulî kazanılmış hak” ya da “usulî müktesep hak” olarak adlandırılan bu ilke Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 10.02.1988 tarih, 1987/2-520 Esas, 1988/89 Karar sayılı ilâmında “Mahkemenin bozma kararına uymasıyla meydana gelen bozma gereğince işlem yapma ve hüküm verme durumu, taraflardan birisinin lehine ve diğeri aleyhine hüküm verme neticesini doğuracak bir durumdur ve buna usulî kazanılmış hak denilmektedir...” şeklinde tanımlanmaktadır.
Diğer yandan; yargılamaya hakim olan ilkelerden olan “taleple bağlılık ilkesi” 1086 sayılı HUMK"nın 74. maddesinde (6100 sayılı HMK m. 26) düzenlenmiş olup, hakim tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır ve ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez.
Bu açıklamalar kapsamında somut olay değerlendirildiğinde; mahkemece bozmaya uyulmasına rağmen, bozma nedenlerine bağlı kalınarak, bozma ilamına uygun şekilde araştırma ve değerlendirme yapılmaksızın, hesap bilirkişisinden ek hesap raporu aldırılarak, güncel tazminat miktarı üzerinden re"sen kusur ve müterafık kusur indirimi yapılmak suretiyle bulunan 126.918,36 TL"nin, %20 oranındaki müterafık kusuru düşüldükten sonra dahi davacının zararının bozmadan önce hükmolunan 97.945,03 TL tazminatın çok üzerinde olduğu gerekçesiyle, taleple bağlılık ilkesi gözetilmeksizin ve hükmü temyiz eden davalı tarafın ve usuli kazanılmış hakkına aykırı olarak karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur.
3- Dairemiz bozma ilamında; zarara neden olan aracın ticari amaçla kulanılan transit minibüs olması ve davacı vekilince de temerrüt faizi olarak avans faiz istenilmiş olması karşısında, talep gibi avans faizine hükmedilmesi gerekirken, yasal faize hükmedilmesi de bozma sebebi yapıldığı halde, bozma ilamına ve bu yöne ilişkin davacı tarafın usuli kazanılmış hakkına aykırı olarak karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1)nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde davacı ve davalıya geri verilmesine 07/10/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.