Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2014/19096 Esas 2015/7790 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
12. Ceza Dairesi
Esas No: 2014/19096
Karar No: 2015/7790
Karar Tarihi: 11.05.2015

Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2014/19096 Esas 2015/7790 Karar Sayılı İlamı

12. Ceza Dairesi         2014/19096 E.  ,  2015/7790 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi : Ağır Ceza Mahkemesi
    Hüküm : Davanın kısmen kabulü ile 2.001,48 TL maddi, ceza dava dosyasına ilişkin 2.640 TL vekalet ücreti ve 4.000 TL manevi tazminatın davalı Hazineden alınarak davacıya verilmesine

    Davacının tazminat talebinin kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davalı vekili ve davacı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    5271 sayılı Ceza Muhakemeleri Kanunu"nun 34. maddesinin 2. fıkrasında, “Kararlarda, başvurulabilecek kanun yolu, süresi, mercii ve şekilleri belirtilir.” Aynı Kanunun 231. maddenin ikinci fıkrasında, “Hazır bulunan sanığa ayrıca başvurabileceği kanun yolları, mercii ve süresi bildirilir.” Üçüncü fıkrada “Beraat eden sanığa, tazminat isteyebileceği bir hal varsa bu da bildirilir.” amir hükmü yer almaktadır. Kanunun 232/6. maddesinde ise; “Hüküm fıkrasında, 223 üncü maddeye göre verilen kararın ne olduğunun, uygulanan kanun maddelerinin, verilen ceza miktarının, kanun yollarına başvurma ve tazminat isteme olanağının bulunup bulunmadığının, başvuru olanağı varsa süresi ve merciinin tereddüde yer vermeyecek şekilde açıkça gösterilmesi gerekir.” şeklinde düzenleme bulunmaktadır. Yasal düzenlemelere bakıldığında; gerek yüze karşı verilen, gerekse yoklukta verilen hükümlerde yasa yolunun, süresinin, merciin ve şeklinin belirtilmesi ve bu hususların karara yazılması zorunlu kılınmıştır. Somut olayda tazminat talebinin dayanağı olan ... Ağır Ceza Mahkemesinin 25.02.2013 tarih, 2012/305 esas, 2013/86 karar sayılı beraat hükmünde, sanığa (davacıya) tazminat talep etme hakkı hatırlatılmış ve 02.05.2013 tarihinde kesinleşmiş beraat hükmü tebliğ edilmiş ise de, hüküm fıkrasında tazminat hakkına ilişkin kanun yolu, süresi, kanun yoluna başvuru şekli ve başvurunun hangi makama yapılacağının yasal düzenlemelere uygun şekilde gösterilmemiş olması ve davacının vekili aracılığıyla 16/08/2013 tarihinde dava dilekçesi vererek beraat hükmünün kesinleşme tarihinden itibaren yasal bir yıllık hak düşürücü sürede dava açtığının anlaşılması nedeniyle, tebliğnamedeki (1) nolu bozma görüşüne iştirak edilmemiştir.
    Yapılan incelemeye, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, incelenen dosya kapsamına göre, davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
    29/05/1957 tarih ve 4-16 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da belirtildiği üzere, vekalet ücreti, yargılama giderleri kapsamında olup, bu hakkın asıl davadan bağımsız olarak dava konusu yapılamayacağı ancak ait olduğu davada hüküm altına alınması gereken ve ilgili davada temyizen incelenebilecek haklardan olduğundan, ceza davasında ödenmeyen vekalet ücretinin, maddi tazminat kapsamında ayrıca dava konusu edilemeyeceğinin belirtilmiş olması karşısında, tazminat talebinin dayanağı olan ceza dava dosyasında, beraatine hükmedilen davacının kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğu gerekçesiyle ""2.640"" TL vekalet ücretinin davacı lehine hüküm altına alınması,
    İsabetsiz olup, davalı vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince BOZULMASINA; ancak, yeniden yargılama yapmayı gerektirmeyen bu hususun aynı Kanunun 322. maddesine göre düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasının birinci bendinden ‘’2.640 TL vekalet ücreti’’ ibaresinin çıkartılması suretiyle sair yönleri usul ve kanuna uygun olan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 11.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.