14. Hukuk Dairesi Esas No: 2014/350 Karar No: 2014/3178 Karar Tarihi: 10.03.2014
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2014/350 Esas 2014/3178 Karar Sayılı İlamı
14. Hukuk Dairesi 2014/350 E. , 2014/3178 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Gazipaşa Sulh Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 29/01/2013 NUMARASI : 2011/361-2013/38
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 11.07.2011 gününde verilen dilekçe ile elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete dönüştürülmesi istenmesi üzerine yapılan yargılama sonunda; kısa kararda davanın kabulüne, gerekçeli hüküm fıkrasında ise davanın reddine dair verilen 29.01.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete dönüştürülmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, kısa kararda davanın kabulüne, gerekçeli hüküm fıkrasında ise davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. 6100 sayılı HMK’nın “Hüküm, hükmün verilmesi ve tefhimi” başlıklı 294. maddesinde açıklandığı üzere; “Mahkeme, usule veya esasa ilişkin bir nihai kararla davayı sona erdirir. Yargılama sonunda uyuşmazlığın esası hakkında yerilen nihai karar, hükümdür. Hüküm, yargılamanın sona erdiği duruşmada verilir ve tefhim olunur.” Aynı yasanın “Hükmün kapsamı” başlıklı 297. maddesi gereğince; “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.” “Hükmün yazılması” başlıklı 298. maddesi gereğince de; “Gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz.” 10.04.1992 tarihli ve 1991/7-1992/4 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu Kararında kısa kararla gerekçeli kararın çelişkili bulunmasının bozma nedeni oluşturacağı, bozmadan sonra mahkemenin önceki kısa kararla bağlı olmaksızın çelişkiyi kaldırmak kaydı ile vicdani kanaatine göre karar verebileceği öngörülmüştür. Somut olaya gelince; tefhim olunan kısa karar ile gerekçeli kararın farklı olduğu görülmüştür. 29.01.2013 günlü kısa kararda “davanın kabulüne” karar verildiği halde, gerekçeli hüküm fıkrasında “davanın reddine” karar verilmiştir. Bu itibarla gerekçeli karar ile tefhim edilen hüküm sonucunun çelişkili olması nedeniyle kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle; davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 10.03.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi