
Esas No: 2017/13366
Karar No: 2017/16855
Karar Tarihi: 30.11.2017
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2017/13366 Esas 2017/16855 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki yoksulluk nafakasının kaldırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalıya boşanma ilamı ve yoksulluk nafakasının arttırılması davası sonucu aylık 236 TL yoksulluk nafakası ödediğini, yoksulluk nafakası alacaklısı davalının babasından dolayı maaş almaya başladığını, sigortasız olarak çalıştığını, yoksulluğun kalktığını belirterek, yoksulluk nafakasının kaldırılmasını veya indirilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davalının asgari ücretle çalışmasının nafaka ihtiyacını ortadan kaldırmayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, yoksulluk nafakasının kaldırılması veya indirilmesi talebine ilişkindir.
TMK’nun 176/3.maddesi uyarınca; irat biçiminde ödenmesine karar verilen maddi tazminat veya nafaka, alacaklı tarafın yeniden evlenmesi ya da taraflardan birinin ölümü halinde kendiliğinden kalkar; alacaklı tarafın evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğunun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz hayat sürmesi halinde mahkeme kararıyla kaldırılır.
Davacı; davalının yoksulluğunun ortadan kalktığı iddiasıyla nafakanın kaldırılmasını veya indirilmesini istemektedir. Bu durumda, öncelikle yoksulluk kavramı üzerinde durmak gerekir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 07.10.1998 tarih ve 1998/2–656–688 sayılı kararında da kabul edildiği gibi yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür (eğitim) gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanları yoksul kabul etmek gerekir.
Hemen belirtmek gerekir ki; Hukuk Genel Kurulu"nun yerleşik kararlarında "asgari ücret seviyesinde gelire sahip olunması" yoksulluk nafakası bağlanmasını olanaksız kılan bir olgu kabul edilmediği gibi asgari ücretin üzerinde gelire sahip olunması da yoksulluk nafakası bağlanmasını olanaksız kılan bir olgu olarak kabul edilmemiştir. (...07.10.1998 gün, 1998/2–656 E, 1998/688 K. 26.12.2001 gün 2001/2–1158–1185 sayılı ve 01.05.2002 gün 2002/2–397–339 sayılı kararları). Bu durumda ancak nafakanın miktarını tayinde etken olarak dikkate alınmalıdır.
Somut olayda; tarafların ... 2. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 2005/71 Esas- 2006/993 Karar sayılı ile boşandıkları, davalı lehine 100 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiği, ... 1. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 2009/613 Esas- 2010/503 Karar sayılı ilamı ile yoksulluk nafakasının aylık 150 TL"ye yükseltildiği ve her ay ÜFE oranında artışına karar verildiği görülmüştür. Taraflar hakkında yapılan ekonomik ve sosyal araştırma sonucunda; davalının babasından dolayı ölüm aylığı aldığı ve asgari ücretle çalıştığı anlaşılmıştır.
Yerleşik Yargıtay"ın uygulamalarına göre asgari ücret seviyesindeki gelirin yoksulluğu ortadan kaldırmadığı ilke olarak kabul edilmiştir .(HGK"nun 1.5.2002 gün 2-397 E-339 K. Sayılı kararında olduğu gibi).
Davalının geliri yoksulluğu ortadan kaldırmamakla birlikte nafaka ilamından sonra ekonomik durumunda iyileşme olduğu, bu durumun da sadece nafaka miktarının tayininde nazara alınacağı hususu gözetilmeksizin davanın tümden reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Mahkemece yapılacak iş, tarafların sosyo-ekonomik durumları nazara alınarak yoksulluk nafakası miktarında hakkaniyete uygun bir indirim yapmaktan ibarettir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 30.11.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.