17. Hukuk Dairesi 2019/2020 E. , 2020/5241 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda kararda yazılı nedenlerden dolayı, manevi tazminat davalarının kısmen kabulüne, maddi tazminat davaları hakkında ise kesinleşme nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına dair verilen hükmün süresi içinde davalılar ... ve ... vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, müvekkillerin eşi ve babası olan ... 28.07.2012 tarihinde kaldırımda yürümekte iken, davalılardan ..."in sevk ve idaresinde bulunan ve mülkiyeti İçişleri Bakanlığına ait olan ... plaka numaralı aracın çarpması sonucunda hayatını kaybettiğini, davalı kurum bünyesinde polis memuru olarak çalışan davalı ..."in kusurlu olduğunu belirterek davacı ... için; fazlaya dair talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile defin ve mezar masrafları için 1.000,00 TL, destekten yoksun kalma nedeni ile 1.000,00 TL olmak üzere toplam 2.000,00 TL maddi zararın, ayrıca müvekkilleri için ayrı ayrı 30.000,00"er TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek kısa vadeli krediler için uygulanan en yüksek faiz oranı ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı müvekkillerine ödenmesine karar verilmesini talep etmiş, yargılama sırasında davacı eş yönünden destekten yoksun kalma tazminatı talebini 26.413,12 TL"ye yükseltmiştir.
Davalılar vekilleri, davanın reddini savunmuştur.
Yerel Mahkemece verilen maddi ve manevi tazminat davalarının kısmen kabulüne dair karar, Dairemizin 21.11.2017 tarih 2015/4440 Esas ve 2017/10799 Karar sayılı ilamı ile
davacılar için hükmolunan manevi tazminatların miktarlarının az olduğu gerekçesiyle bozulmuş, bozmadan sonra verilen; manevi tazminat davalarının kısmen kabulü ile davacı eş ... için 20.000,00 TL, davacı çocuklar ..., ... ve ... için 15.000,00"er TL manevi tazminatın karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar İç İşleri Bakanlığı ve ..."den müşterek ve müteselsilen alınarak davacı ..."e verilmesine, davacıların maddi talepleri bakımından ise kesinleşme nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili ve davalı ... vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince yapılan yargılamada;toplanan delillerin takdirinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; daha önce temyiz incelemesinden geçerek kesinleşen yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin mümkün olmamasına göre; davalı ... vekilinin yerinde görülmeyen tüm, davalı ... vekilinin ise, aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava trafik kazası sonucunda ölüm nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
6098 sayılı TBK. md. 56 uyarınca; hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir.Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple;kaza tarihi, olayın meydana geliş şekli,kusur durumu ve tarafların sosyal ve ekonomik durumları gözönünde tutularak, hak ve nasafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır.
Zira, Türk Medeni Kanununun 4. maddesinde de, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hukuka ve hakkaniyete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, davacı çocuklar ..., ... ve ... lehine takdir olunan manevi tazminatların yüksek olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun manevi tazminatlara hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı ... vekilinin tüm, davalı ... vekilinin ise sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 492 Sayılı Harçlar Yasasının 13/J maddesi uyarınca davalı ..."ndan harç alınmamasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ..."e geri verilmesine 07/10/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.